"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/04/2011
NUMARASI : 2011/4-2011/64
Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul ve reddine dair verilen 18.11.2009 gün ve 2007/121 E., 2009/225 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 06.10.2010 gün ve 2010/7706 E., 2010/9968 K. sayılı ilamı ile,
(...Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; davacının, çekişme konusu 1532 parsel sayılı taşınmazdaki 3000/8405 payını 18.6.2004 tarihinde davalı eşi N.'ye satış yoluyla temlik ettiği, N.'ninde 7.11.2006 tarihinde yine satış suretiyle davalı oğlu U.ya devrettiği, davacının, eldeki davada ileri sürdüğü sebeplere dayalı olarak daha önce davalı N. aleyhinde 22.11.2005 tarihinde açtığı Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/211 esasında kayıtlı tapu iptal tescil davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, eldeki davanın ise 05.6.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren BK. nun 31. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçmiş olduğu gibi, bir an aksi düşünülse bile davacının, aynı hukuki nedene dayalı olarak açtığı Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/211 esas sayılı davasında verilen kararın eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İşin esasının incelenmesine geçilmeden önce, Özel Daire bozma ilamına göre kesin hükmün mü, yoksa zamanaşımının mı öncelikle tartışılması gerektiği veya her iki hususun birlikte tartışılıp tartışılmayacağı hususların önsorun olarak tartışılmış olup, kesin hükmün ve zamanaşımı konularının birlikte tartışılabileceği oybirliğiyle kabul edilerek ön sorun aşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.10.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.