"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/07/2011
NUMARASI : 2011/400-2011/671
Taraflar arasındaki “icra takibine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.07.2010 gün ve 2009/1899 E. 2010/875 K. sayılı kararın incelenmesi davalı/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 05.04.2011 gün ve 2010/24847 E. 2011/5563 K. sayılı ilamı ile;
(...Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Takip dayanağı (her biri 400,00 TL bedelli) 10 adet senetteki imzanın borçlu eli ürünü olmadığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
İİK.nun 170/3 maddesi gereğince inkar edilen imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının anlaşılması halinde itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verileceği öngörülmüştür.
Somut olayda mahkemece anılan senetler yönünden takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, imza itirazında bulunulmayan diğer bonolar yönünden, tanzim yeri olmadığı ve kambiyo senedi vasfında bulunmadıkları nedeniyle takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, anılan senetler yönünden iptal kararının yasal dayanağı İİK.nun 170/a maddesi olup, anılan maddede icra inkar tazminatı öngörülmediği halde, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru değildir....)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı/alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Talep, icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
Borçlu vekili dilekçesinde, borçlu hakkında yapılan icra takibinin dayanağı bonolardan, 400 TL bedelli olan bonolardaki imzalar borçluya ait olmadığından, diğer bonolar yönünden ise eski tarihli bonolara alacaklı tarafından yeni tarihler yazılması nedeniyle bonoların geçersiz hale geldiğini belirterek, takibin iptalini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece, borçlunun eli ürünü olmadığı tespit edilen senetler yönünden takibin durdurulmasına, diğer senetler yönünden ise kambiyo senedi vasfını yitirmiş olmaları nedeniyle takibin iptaline ve borçlunun eli ürünü olmayan senet miktarının %20’si oranında kötüniyet tazminatının alacaklıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı-alacaklı vekilinin temyizi üzerine; karar, Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, Özel Daire bozma ilamının kötüniyet tazminatına ilişkin kısmına karşı direnilmesine, diğer bozma nedenine ise uyulmasına karar verilmiş; hükmü davalı-alacaklı vekili temyiz etmiştir.
I-Davalı-alacaklı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede:
Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında, esasa girilmeden önce, müddeabbihin miktarı itibariyle direnme kararına karşı temyiz yolunun açık olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ise asıl alacağın 4.000 TL'lik asıl alacak üzerinden hükmedilen 800 TL kötüniyet tazminatına ilişkindir.
01.01.2011 tarihinden itibaren icra hukuk mahkemelerinde uygulanacak temyiz (kesinlik) sınırı 4.420 TL olup; direnme kararının verildiği 21.07.2011 tarihinde de bu miktar geçerlidir.
Direnme kararının verildiği 21.07.2011 tarihinde, icra mahkemesi kararlarına karşı temyiz (kesinlik) sınırı 4.420 TL olmakla; uyuşmazlık konusu miktar açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davalı-alacaklı vekilinin temyiz dilekçesinin direnme kararının temyizine ilişkin kısmının reddi gerekir.
II-Davalı-alacaklı vekilinin mahkemenin bozma ilamının ikinci paragrafına uyulmak suretiyle verdiği karara yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede:
Bozma ilamının “İİK.nun 170/3 maddesi gereğince inkar edilen imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının anlaşılması halinde itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verileceği öngörülmüştür.
Somut olayda mahkemece anılan senetler yönünden takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi isabetsizdir.” kısmında işaret edilen bozma nedenine mahkemece uyulmuş olmakla; açık biçimde yeni hüküm niteliğindeki bu hükmün temyiz inceleme görevi Hukuk Genel Kurulu'na değil, Özel Daireye aittir.
O halde, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç :
1-(I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-alacaklı vekilinin temyiz dilekçesinin direnme kararının temyizine ilişkin kısmının 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarih ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi şekli ile yürürlükteki 427/2.maddesi gereğince REDDİNE,
2-(II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle uyulan kısım yönünden davalı-alacaklı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
26.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.