Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/18-182 E. 2012/709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakfın tevliyetine kimin müstehak olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vakfiyede mütevellilik şartının “erkek evlatlarından yaşça en büyük ve en olgun olanı” şeklinde belirlendiği ve davacı A.K.A.'nın davacı M.A.'dan yaşça büyük olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 13/09/2011

NUMARASI : 2011/432-2011/975

Taraflar arasındaki “tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne dair verilen 04.05.2010 gün ve 2008/222 E., 2010/410 K. sayılı kararın incelenmesi asıl davanın davacı M.A. vekili ve davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 20.12.2010 gün ve 2010/13038 E., 2010/16419 K. sayılı ilamı ile;

(...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Davacı vekili 07.04.2008 tarihli dilekçesi ile müvekkili M. A.'nun kesinleşen Diyarbakır 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.04.1990 tarih ve 1986/876-1990/276 sayılı kararı ile ..... Vakfı'nın galleye müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verildiğini, adı geçen vakfın son mütevellisi H. A.'nun 2007 yılında istifa etmesi üzerine davalı tarafından emaneten yönetildiğini ve tevliyetin boş olduğunu ileri sürerek tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitini istemiş; birleşen davada ise davacı vekili 26.01.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili A. K.A.'nun kesinleşen Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.02.1976 tarih ve 1976/92-57 sayılı kararı ile aynı vakfın galleye müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verildiğini belirterek davalı tarafından emaneten yönetilen vakfın tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, yapılan yargılama sonunda alınan 10.02.2009 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak davacı A. K.A.'nun yaşca büyük olduğu gerekçesi ile davasının kabulüne, davacı M. A.'nun yaşca küçük olması sebebiyle davasının reddine karar verilmiştir.

Davaya konu Saman Zade Mehmet Tahir Ağa Vakfı'na ait vakfiyede, tevliyetin evladı Zukürun (erkek evladın) erşedi (en olgununa, en erginine) ve esennine (sıhhatta, selamette, afiyette) bırakıldığı, ekber (en büyük) şartının bulunmadığı halde davacı M. A.'nun tevliyet için vakfiyedeki şartları taşıdığı dikkate alındığında davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : 1-Asıl dava davacısı M. A. vekili,

2-Davalı Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Asıl dava ve birleşen dava, tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemenin; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile A.K.A.'nun Samazade Tahirağa Vakfı evladı olduğunun tespitine ve tevliyete müstehak olduğunun tespitine dair verdiği karar; davacı M.A. vekili ve davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş; Yerel Mahkemece, vakfiyenin düzenlenme şekli, düzenlendiği tarih ve vakfiyenin bütünü göz önüne alındığında, yaşça en büyük, en yaşlı, en ihtiyar erkek kişinin vakfın tevliyetine müstehak vakıf evladı olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını davacı M. A. vekili ve davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmişlerdir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu vakfın vakfiyesinde mütevellilik koşulları arasında en büyük, en yaşlı şartının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü için vakıf hukukuna ait bazı kavramların açıklanmasında fayda vardır:

Vakıf, bir malın (esas itibariyle bir taşınmaz mülkün), yararının (kendisinin ya da gelirinin) sonsuza kadar devam etmesi niyetiyle hayri bir hizmetin görülmesine tahsis edilmesi ve söz konusu malın vakfeden kişinin mülkiyetinden özel bir mülkiyet kategorisine aktarılarak orada tutulmasıdır.

Vakıf kuran kişiye “vâkıf”, vakfedilen mala “mevkuf” denir.

Vakıf yapan kişinin (vâkıfın) amaçlarını, koşullarını kapsayan, kurulacak vakfın yönetim esaslarını belirleyen ve mahkemece tesciliyle birlikte vakfın kuruluşunu belirten belgeye (vakıf senedine) “vakfiye” adı verilmektedir.

Vakıf malları titizlikle korunmaya, kendisinden amaçlanan gayenin tahakkuku için bakıma muhtaçtır. İşletilmesi, elde edilen gelirin dağıtılması gerekir. Bütün bu işleri yapmak, vakfı idare etmek, manevi şahsiyeti temsil etmek için bir velayete (tevliyete) ihtiyaç bulunmaktadır. Vakfın idaresi evlatlara bırakılabilir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Davacılar M. A. ve A. K. A.'nun dava konusu Saman Zade Mehmet Tahir Ağa Vakfı'nın vakıf evladı olduklarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Dava konusu vakfa ait 1233 H.(1818 M.) tarihli vakfiyenin mütevelli seçimine ilişkin bölümü: "... evladı zukûrumun erşedi ve esenni mütevelli olalar ... " şeklinde düzenlenmiştir. Vakfiyede geçen “erşed” kelimesinin sözlük anlamı “en olgun”, “esenn” kelimesinin sözlük anlamı ise “yaşça en büyük” şeklinde olup (Ferit Devellioğlu: Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara 1970, s: 274-277); vakfiyede tevliyet şartı “erkek evlatlarından yaşça en büyük ve en olgun olanı” olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

Bu durumda, davacı A,K. A.'nun 1942 doğumlu olduğu, davacı M. A.'nun ise 1958 doğumlu olduğu, vakfiyedeki "yaşça en büyük ve en olgun olanı" şartı nedeniyle A.K. A.'nun M. A.'dan önce dava konusu vakfın tevliyetine müstehak olduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; dava konusu vakfın vakfiyesinde “en büyük” şartının bulunmadığı yönündeki Özel Daire bozmasına karşı, yerel mahkemenin yaşça en büyük, en yaşlı erkek evladın vakfın tevliyetine müstehak vakıf evladı olduğu gerekçesi ile önceki kararda direnmesi usul ve yasaya uygundur.

Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ: Davacı M.A. vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun'un 440. maddesi uyarınca 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2012 gününde oyçokluğuyla ile karar verildi.