Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/4-216 E. 2012/724 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baz istasyonunun kaldırılması davasında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve yerel mahkemenin bozma ilamına karşı verdiği kararın direnme kararı niteliğinde olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma ilamından sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 113. maddesine dayanarak verdiği kararın, yeni bir kanuna dayanılarak ve yeni bir gerekçe eklenmek suretiyle verilmiş yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle gerçek bir direnme kararı olmadığı gözetilerek, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 02/12/2011

NUMARASI : 2011/603 E-2011/657 K.

Taraflar arasındaki “çekişmenin giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 16.07.2010 gün ve 2009/511 E., 2010/336 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 18.04.2011 gün ve 2011/3955 E.-2011/4244 K. sayılı ilamı ile;

("...Dava, baz istasyonunun kaldırılarak çekişmenin giderilmesi (muarazanın meni) istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı, davalı Şirket'in, diğer davalının sahibi olduğu binaya kurduğu baz istasyonunun insan sağlığına zararlı olduğunu belirterek, yerleşim yerinin tam ortasında kurulan baz istasyonunun kaldırılmasını istemiştir.

Davalılardan Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ; husumet itirazında bulunarak, davacının aktif dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Yerel mahkemece, dava konusu baz istasyonlarının insan ve çevre sağlığına zararlı olmadığı yönünde kesin bir saptama bulunmadığı gerekçesiyle istemin kabulüne karar vermiştir.

Davacı Aydın Barosu Başkanlığı, Avukatlık Yasası gereğince tüzel kişiliği bulunan kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Kuruluş amacı, avukatlık mesleğini geliştirmek ve avukatlık mesleğini yapanların birbirleri ve iş sahipleri ile aralarındaki ilişkileri geliştirmek olup Baro'ya bağlı avukatların sağlığı ile ilgili olarak onlar adına hareket etme görev ve yetkisi yoktur. Davacı, kendisi bir tüzel kişilik olduğuna göre doğrudan kendi sağlığının zarar gördüğü ya da tehdit altında olduğu da düşünülemez.

Yerel mahkemece, davacı Baro'nun eldeki davayı açmak için aktif dava ehliyeti bulunmadığı gözetilerek, davanın husumet yönünden reddedilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...")

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDENLER : Davalılar E. S. ve Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ.vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, baz istasyonunun kaldırılarak çekişmenin giderilmesi (muarazanın meni) istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalıların sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunu, davalılardan E. S.’a ait apartmanın çatısında bulunan baz istasyonunun insan sağlığına zarar vermediğinin kesin olarak kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen karar; Özel Daire’ce yukarıda metni aynen yazılı gerekçeler ile bozulmuş; mahkemece, 6100 sayılı HMK.nun 113.maddesi gerekçe yapılmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararını davalılar temyize getirmektedir.

Bozma ilamı ve direnme kararının kapsamına göre uyuşmazlık; görülmekte olan davada davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Hukuk Genel Kurulu’nca işin esasının görüşülmesine geçilmeden önce; ilk kararı temyiz etmeyen davalılardan E. S.'ın direnme kararını temyiz etmekte hukuki yararı olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınmış, yapılan tartışmalar sonucu direnme kararı verilirken E.S. hakkında da hüküm kurulduğundan ve ayrıca verilecek karar sonucu itibariyle her iki davalıyı da etkileyeceğinden adı geçen davalının direnme kararını temyiz etmekte hukuki yararı olduğu sonucuna varılarak ön sorunun oybirliği ile reddine karar verilmiştir.

İkinci önsoruna gelince;

Ön sorunun konusunu oluşturan olgu şudur:

Mahkemece, 18.04.2011 tarihli bozma ilamından sonra, yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 113.maddesine dayanılarak ayrıca önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (HUMK.429 mad.)

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Somut olayda ise; mahkemece, ilk karar tarihinde henüz yürürlüğe girmemiş olan dolayısı ile de tartışılıp değerlendirilmeyen, Özel Daire tarafından değerlendirme imkanı bulunmayan sonradan yürürlüğe girmiş yeni bir kanuna dayanılarak direnme kararı verilmiş, karar gerekçesinde de bu hükme açıkça dayanılmıştır.

Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan sonra yürürlüğe giren kanuna dayanılarak yeni bir gerekçe eklenmek suretiyle verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş vekilinin ve davalı Erdoğan Sincap’ın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK'un 440.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.