Logo

Hukuk Genel Kurulu2013/2229 E. 2014/1097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılıp atılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın yol emniyet sahasında kalması, idarenin kamulaştırmaktan vazgeçmesi, taşınmaza ulaşım ve kullanım imkanının kalmaması ve imar mevzuatı gereği yararlanma olanağının olmaması, idarenin eyleminin mülkiyet hakkının özüne dokunup onu ortadan kaldırması ve davacıların mülkiyet hakkının engellenmesi nedeniyle kamulaştırmasız el atma hükümleri gereğince bedel talep edebilecekleri gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 30/11/2011

NUMARASI : 2011/494-2011/724

Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.05.2010 gün ve 2009/623 E. 2010/226 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 01.03.2011 gün ve 2010/17343 E. 2011/3393 K. sayılı ilamı ile;

(...Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden, dava konusu taşınmazlara ilişkin 04.07.2007 tarihli kamu yararı kararı verildiği, kıymet taktirlerinin yapıldığı ancak başkaca bir işlem yapılmadığı, halen de davalı idarece taşınmazlara fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.

Kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edilebilmesi için kamulaştırma ile el atma yetkisi kendisine tanınmış olan idarenin taşınmaza fiilen el atmış olması gerekir. Davalı idarenin taşınmazlara ilişkin kamulaştırma kararı alması kamulaştırmasız el atma olarak kabul edilemez. Davacının tasarruf etme ve kullanma yetkisini kısıtlayan veya ortadan kaldıran kalıcı ve fiili bir el atma söz konusu değildir.

Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Davacılar vekili, Gebze-Tavşancıl (Dilovası) Belediyesi sınırları içinde bulunan miras bırakanlarına ait olan 4222 parsel sayılı taşınmazda davalı idare tarafından yol geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, şimdilik 159.600.00 TL’nin ödenmesini istemiştir.

Davalı idare vekili, dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davada belirlenen miktarın yüksek bulunması nedeniyle kamulaştırmadan vazgeçilebileceğini, kamulaştırma işlemi henüz sonuçlanmayan taşınmazlara yönelik idarenin fiilen el atmasının söz konusu olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, taşınmaza fiilen ve doğrudan el atılmamış olmakla birlikte davalı idarenin eylemlerine bağlı olarak taşınmaz malikleri tarafından fiilen kullanılamaz hale gelmiş olması ve fiili şartlar karşısında olayda kamulaştırmasız el atma şartlarının gerçekleşmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, esasen davalının kamulaştırma sürecini başlattığı halde bu sürecin gereğini yapıp tamamlamadığı ve aslında davalı tarafın da söz konusu yerlerin kamulaştırılması gereğini duyduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmiştir.

Davalı idare vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıya başlık bölümüne metni aynen alınan ilamla bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, dava konusu taşınmaza davalı idarenin eylemlerine bağlı olarak taşınmaz malikleri tarafından fiilen ulaşılamaz ve kullanılamaz hale gelmiş olması ve keşif tutanağına ayrıntılı olarak geçirilen gözlemde de ifade edildiği gibi taşınmazın E-5 karayolu ile demiryolu arasında kalması ve bilirkişi raporlarına göre de parsele ulaşım imkanının kalmamış olması ve imar mevzuatı yönünden de istifade imkanının söz konusu olmaması, mevcut hali ile parselin yol emniyet sahasında kalmış olması ve zaten bütün bunlara bağlı olarak davalı idarenin kamulaştırma sürecini başlattığı halde mahkemece verilen depo kararının gereğini yerine getirmediği için kamulaştırma bedel tespiti davasının usulden ret ile sonuçlanmış olması birlikte değerlendirildiğinde taşınmazdan davacıların hukuken ve fiilen yararlanma imkanlarının kalmamış olması nedeniyle kamulaştırmasız el atma şartlarının olayda gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği ve salt fiili el atma ölçütüne bağlı kalmanın somut olayda doğru olmadığı gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davalı idare tarafından dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılıp atılmadığı noktasında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava konusu taşınmazın E–5 karayolu ile demiryolu arasında yol emniyet sahasında kalması, davalı idarece kamulaştırma kararı alınmasına rağmen sonradan kamulaştırmadan vazgeçilmesi, davalı idarenin eylemlerine bağlı olarak taşınmazın kullanım ve taşınmaza fiilen ulaşım imkanının bulunmaması, imar mevzuatı yönünden de taşınmazdan yararlanma olanağının olmaması, bu haliyle idarenin eyleminin, davacıların mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir nitelikte bulunmasına göre, mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacıların, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, başka bir deyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği sonucuna varılmıştır. Benzer ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 10.04.2013 Gün ve 2012/5–1213 E., 2013/472 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının kabulüyle, davalı İdarenin kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda sorumlu bulunduğuna ilişkin direnme kararı yerindedir.

Ne var ki, bozma nedenine göre işin esası Özel Dairece incelenmediğinden, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnmesi yerinde görüldüğünden, davalı vekilinin esasa ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 24.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Seyit ÇAVDAR

Birinci Başkanvekili

Mustafa Lütfi TOMBALOĞLU

6.H.D. Bşk.

Ümran SAYIŞ

9.H.D. Bşk.

Naci BAŞSORGUN

5.H.D. Bşk.

Süleyman CANER

10.H.D. Bşk.

Aysel ÖZGÜR

15.H.D. Bşk.

Erol UZUNER

12.H.D. Bşk.

Camal BAŞ

16.H.D. Bşk.

Rahmi ÜNAL

13.H.D. Bşk.

Ahmet ÖZGAN

11.H.D.Bşk.V.

Nihal KOYUNCU

Harun KARA

Musa TEKİN

Satılmış ALTINGÖZ

8.H.D.Bşk.V.

Türkan ERTURAN

7.H.D.Bşk.V.

Ömer Uğur GENÇCAN

Satı ATEŞEL

14.H.D.Bşk.V.

Sadık DEMİRCİOĞLU

Filiz PINARCI

Rıza SARITAŞ

Fatih ARKAN

Timur GÜRSOY

İnci AYTAÇ

Mehmet ERDOĞAN

Refik Cemal HANEDAN

Faruk GÖK

Eyüp Sabri BAYDAR

Hüsamettin MAKAS

İrfan VURAL

Ali ERYILMAZ

Coşkun DEMİR

Özcan AVCI

Abdullah YAMAN

Ayhan DOĞAN

Hüseyin Güngör BABACAN

İrfan DOĞAN

Osman YURDAKUL

Ali AKIN

Yusuf MEMİŞ

Nuri GÜLEÇ

Mustafa YILMAZEL

Süleyman KUL

Halil YILMAZ

Ömer Faruk HERDEM

Mehmet Bülent SELÇUK

İsmail İNCEOĞLU

Hasan KAYA

Karşılaştırıldı ÖS.

Yz.İşl.Müd.