"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05.03.2013
NUMARASI : 2012/419 E-2013/57 K.
Taraflar arasındaki “nüfus kaydının düzeltilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 09.12.2011 gün ve 2011/296 E- 2011/431 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 17.05.2012 gün ve 2012/4940 E-2012/5694 K. Sayılı ilamıyla;
(...Davacı dava dilekçesinde, murisi halası F....Hilmi ve Safiye kızı olmasına rağmen nüfus kaydında Selim ve Hacer kızı 1889 doğum tarihli olarak yazılmış olduğunu, gerçek annesi Safiye'nin doğum tarihinin 1881 olarak göründüğünü, bu durum çelişkili gibi görünüyorsa da, 1898 doğumlu babası Mehmet'ten duyduğu kadarı ile halasının babasından beş yaş büyük olduğunu, bu nedenle halasının 1893 doğumlu olması gerektiğini bildirerek; 01.07.1889 doğum tarihli Selim ve Hacer kızı F.... Hilmi ve Safiye'den olma 1889 doğum tarihli olarak nüfusa kayıtlı iken Artvin İli ....., Hane:93 de kayıtlı Osman Önal evlenmiş olarak nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, Fatma Önal'ın 1889 doğumlu olup annesi olduğu iddia edilen Safiye'nin ise 1881 doğumlu olup bir kimsenin bu kadar yaş aralığı ile anne olamayacağı ve ayrıca davacının, halası olduğunu iddia ettiği kişinin anne ve baba adının değiştirilmesini isteyemeyeceği gibi davanın tarafı olmayan Hilmi ve Safiye mirasçıları aleyhine hüküm kurulamayacağı gerekçesi ile dava reddedilmiştir.
Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece kaydın düzeltilmesi durumunda hukuku etkilenecek olan Fatma Önal, Hilmi ve Safiye Şiner'in veraset ilamları temin edilerek tüm mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak ve dava dilekçesinde davacının bu davayı açmasına neden olarak gösterdiği ortaklığın giderilmesi dosyası getirtilip hukuki yararı da tespit edilerek ve taraf oluşumundan sonra tüm kanıtları toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizedir...)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davanın reddine dair verdiği karar davacının temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını, davacı temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece kaydın düzeltilmesi durumunda hukuku etkilenecek olan Fatma Önal, Hilmi ve Safiye Şiner'in veraset ilamları temin edilerek tüm mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak ve dava dilekçesinde davacının bu davayı açmasına neden olarak gösterdiği ortaklığın giderilmesi dosyası getirtilip hukuki yararı da tespit edilerek ve taraf oluşumundan sonra tüm kanıtlar toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 gün ve E: 2008/2-36, K:2008/47 sayılı ilamında vurgulandığı üzere, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Bunun yanında, bu tür davalarda hukuku etkilenecek kişilerin davada taraf olarak yer almaları zorunludur.
Buna göre, mahkemece, nüfus kaydında düzeltme yapılması durumunda hukuku etkilenecek olan davacının halası olduğunu ileri sürdüğü Fatma Önal ile bu kişinin baba ve annesi olduğu ileri sürülen Hilmi ve Safiye Şiner'in veraset ilamları temin edilerek tüm mirasçılarının davada taraf olarak yer almaları sağlanmalı; dava dilekçesinde davacının bu davayı açmasına neden olarak gösterdiği ortaklığın giderilmesi (2010/315 esas sayılı) dosyası getirtilmeli; bundan sonra davacının eldeki bu davayı açmasındaki hukuki yararı da tespit edilmeli; tüm kanıtların toplanmasından sonra oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmelidir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemece aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.