"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.02.2012 gün ve 2012/164 E., 2012/17 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08.10.2012 gün ve 2012/7642 E., 2012/14530 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, davalı bankaya müvekkilince 6 adet çekin tahsil kaydıyla teslim edildiğini, çeklerin günü geldiğinde hesaba intikal etmediğinin görülmesi üzerine yapılan müracaatta bankanın çekleri zayi ettiğini bildirdiğini, alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının tüm yasal yolları tüketmeden bankaya rücu edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, çekleri zayi eden davalı bankanın çek bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kaybolan çekler nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bu durumda TTK hükümlerine göre çeklerin iptali sağlanıp, çekin hamili olan davacının öncelikle iptaline karar verilen çekin keşidecisine müracaat ederek çek bedelini ondan tahsil yoluna gitmesi ancak bu işlemden sonuç alamaz ise çeki zayi eden davalı bankaya müracaat etmesi gerekir.
Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kaybolan çekler nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı/borçlu vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda yeralan gerekçe değiştirilerek direnilmiş; hükmü temyize davalı/borçlu vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılmıştır.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemece bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda yerel mahkeme ilk kararında; davalı bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş iken direnme olarak adlandırılan kararda bozma kararından esinlenilerek gerekçesini değiştirmek suretiyle; bozmadan evvel yapılan yargılama sırasında tüm delillerin toplandığı, bozma ilamında incelenmesi gereken hususların davacı yanın sunduğu İstanbul 33. İcra Müdürlüğünün 2012/2972 sayılı dosyası (keşideci aleyhine ) ve İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/622 Esas 2009/811 sayılı kararı (çek iptaline ilişkin) ile anlaşıldığı, bozma ilamında her ne kadar çekin keşidecisine müracaat edilmesine değinilmiş ise de bu hususun mahkemece yapılan ilk yargılama sırasında ele alınarak değerlendirildiği, davacının keşideciye başvurduğu ve bu yolları tükettiği şeklinde farklı ve Özel Dairece değerlendirilmemiş bir gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu haliyle, Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.04.2015 gününde yapılan görüşmede oybirliği ile karar verildi.