Logo

Hukuk Genel Kurulu2019/620 E. 2022/1198 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilinin, davacının davadan feragat ettiğini iddia etmesi üzerine, yerel mahkemenin davadan feragat iddiasını kabul etmeyerek direnme kararı vermesi nedeniyle, haksız fiil davasının adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görüleceği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamına uymak yerine, bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışarak ve yeni delillere dayanarak karar vermesi nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu, bu nedenle de temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu yerine Özel Daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait ağır tonajlı araçların müvekkili Belediyenin sınırları içerisindeki asfalt yollara ağır hasar verdiğini, 15.05.2009 tarihinde bu konuyla ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/11 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, zarar miktarının 136.457,10TL olarak hesaplandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 08.06.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 136.457,10TL’ye artırmıştır.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket adına kayıtlı herhangi bir araç olmadığını, bu hususun trafik tescil şubesinden sorulabileceğini, yapılan keşifte asfaltın 5 cm kalınlığında olduğunun belirtilmesine rağmen Karayolları Genel Müdürlüğünden asfaltın kaç cm olduğunun sorulmadığını, 5 cm kalınlığında mucur asfaltı her türlü aracın hatta yağan yağmurun dahi bozabileceğini, dosyada bulunan tespit raporu ile mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı:

6. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.2011 tarihli ve 2010/120 E., 2011/395 K. sayılı kararı ile; davalı şirkete ait ağır tonajlı araçların Belediyenin merkezinde bulanan asfalt yolları kullanması sonucu ciddi hasarlara yol açtığı, 15.05.2009 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/11 D. İş sayılı tespit dosyasıyla bu hususun sabit olduğu, tespit edilen zararın 92.108,25TL olarak hesaplandığı, ancak dava konusu yerin karayolu olması, diğer araçların kullanıma açık olması ve zararın doğmasında diğer araçlarında etkisi olacağı kanaati ile takdiren %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak 73.686,60TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.02.2013 tarihli ve 2012/4492 E., 2013/3289 K. sayılı kararı ile;

“…Dosya kapsamından davacıya ait yolların hasar gördüğünün tespit edildiği sabit ise de; mahkemece davalıya ait araçların kaç ton yük taşıdıkları araştırılmamıştır. Öncelikle bu husus araştırılmalı, davalıya ait araçların taşıdığı yük gerçekten ağır tonajlı ise; davalının sorumluluğu kabul edilmelidir. Ayrıca belediyeye ait yollardaki asfaltın kalitesinin bozulmaya elverişli olup olmadığı da araştırılarak bir zarar mevcut ise, bunun üzerindeki etkisi dikkate alınmalıdır. Mahkemece açıklanan olguların gözetilmemiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı:

9. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2014 tarihli ve 2013/241 E., 2014/319 K. sayılı kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan deliller ve keşif sırasında dinlenen tanık beyanları benimsenerek davanın kısmen kabulüyle 92.108,25TL tazminattan takdiren % 20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle 73.686,60TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:

10. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

11. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 11.06.2015 tarihli ve 2015/6616 E,, 2015/7805 K. sayılı kararı ile;

“…Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davacı Belediye Başkanlığı'nın davalı şirketin bağlı bulunduğu ... Holding'e gönderdiği 11/12/2013 tarihli yazı ile temyize konu bu davadan feragat ettiğini, söz konusu yazının mahkemece hüküm kurulduktan sonra kendisine ulaştırıldığını belirtmiş ve yazı örneğini dilekçesine eklemiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. ve devamı maddeleri uyarınca davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilmekte olup; kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği ve belge sunduğu feragat olgusu araştırılarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Birinci Direnme Kararı:

12. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2016 tarihli ve 2015/1485 E., 2016/13 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında bozmaya konu edilen ve feragat olarak tavsif edilen irade beyanının kayıtsız şartsız olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye dair sergüzeşti sıralamak ve bazı talepleri bildirmek kabilinden olduğu, ayrıca miktar bakımından feragat yetkisi kapsamında olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

13. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu Kararı:

14. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2017 tarihli ve 2017/4-1436 E. 2017/1891 K. sayılı kararı ile; kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası çelişkili olduğu, usule uygun şekilde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı usulden bozulmuştur.

İkinci Direnme Kararı:

15. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.2018 tarihli ve 2018/133 E., 2018/472 K. sayılı kararı ile; Hukuk Genel Kurulunun usulden bozma kararına uyularak önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.

16. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

17. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; haksız fiil iddiasına dayalı eldeki tazminat davasının idari yargıda mı yoksa adli yargıda mı görülmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

18. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

19. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

20. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

21. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.

22. Somut olayda; Özel Dairece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. ve devamı maddeleri uyarınca davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilmekte olup; kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı, mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği ve belge sunduğu feragat olgusu araştırılarak sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından bozmaya konu edilen ve feragat olarak tavsif edilen irade beyanının kayıtsız-şartsız olmadığı, taraflar arasındaki sergüzeşti sıralamak ve bazı talepleri bildirmek kabilinden olduğu, ayrıca miktar bakımından feragat yetkisi kapsamında olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

23. Görüldüğü üzere İlk Derece Mahkemesince bozma kararı kapsamında irdeleme yapılarak bozmanın gereği eylemli olarak yerine getirilmek suretiyle yeni bir karar verilmiştir.

24. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır.

25. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.

26. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.