"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı ...’nın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tapuda dava dışı Hazine adına kayıtlı 142 ada 9 parsel sayılı taşınmazı ecrimisil ödeyerek kullandığını, kayıtlarda ...’in de müvekkili ile birlikte kiracı/işgalci olarak gözüktüğünü, ancak bu kişinin vefat etmesi sebebiyle yalnızca müvekkilinin işgalci olarak kaldığını, tapunun beyanlar hanesinde de taşınmazın davacının işgali altında olduğunun belirtildiğini, 2014 yılında müvekkilinin ayçiçeği ekmek üzere masraf yapıp taşınmazı sürdürerek ekime hazır hâle getirdiğini, davalının ise hiçbir hakkı olmadığı hâlde sürülü araziyi işgal edip ayçiçeği ekerek gelir elde ettiğini, tüm uyarılara rağmen taşınmazı kullanmaya devam ederek müvekkiline teslim etmediğini, ecrimisil bedeli ödeyerek taşınmaza zilyet olan müvekkilinin el atmanın önlenmesi ve davalıdan ecrimisil talep hakkının bulunduğunu ileri sürerek, davalının müdahalesinin önlenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazın Hazineye ait olduğunu ve fuzuli şagil olan davacı ile ... tarafından kendisine kiraya verildiğini, kira bedeli ödeyerek taşınmazı kullandığını, sözleşme süresinin de sona ermediğini, bu nedenle davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.11.2015 tarihli ve 2015/19 E., 2015/342 K. sayılı kararı ile; dava konusu 142 ada 9 parselin Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, tapu kaydında taşınmazın ... oğlu ... işgalinde olduğu yönünde şerh bulunduğu, Mal Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre 2005 yılından bu yana ecrimisil ödemek suretiyle taşınmazın ... ve ... tarafından tarımsal faaliyet amacıyla kullanıldığı, dolayısıyla davacının taşınmazın zilyedi olduğu, davalı tarafından kira sözleşmesi ile taşınmazın kiralandığı savunulmuş ise de sunulan tutanak içeriğine göre kiralanan yerin belirsiz olduğu, tanıklar tarafından da kiralanan yerin tam olarak bilinmediği, tanık ...’ın beyanına göre davalının kiraladığı yere hayvan barınağı yaptığı, hayvan barınağının olduğu yerin 2/B çalışması sonucunda davacıya ait olmadığının tespit edilmesi nedeniyle kalan kira bedelini de ödemediği, bu şekilde dava konusu taşınmazın kiraya verilmediğinin anlaşıldığı, 2014 yılından bu yana taşınmazın davalının işgalinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı ve davalı tarafından kullanımının haklı nedene dayandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının müdahalenin men’ine, 1.725TL ecrimisilin yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 17.12.2018 tarihli ve 2016/3817 E., 2018/9086 K. sayılı kararı ile;
“...Somut olayda; davacı, mülkiyeti Hazineye ait 142 ada 9 parsel sayılı taşınmazı ecrimisil ödeyerek kullandığını, 2014 yılında davalının hakkı olmadığı halde arazisini işgal ederek ayçiçeği ektiğini ve hasat ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi ile dava açmış, davalı ise 01.11.2010 tarihli adi yazılı kira sözleşmesi ibraz ederek taşınmazda kiracı olduğunu, bu nedenle ektiğini savunmuş, mahkemece elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
İddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre; davaya konu 142 ada 9 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tarla vasfıyla kayıtlı olduğu, beyanlar hanesinde ...'in işgalinde olduğuna dair şerh bulunduğu, ... Kaymakamlığı (Mal Müdürlüğünün) 18.02.2015 tarihli müzekkere cevabına göre davacı ... ve dava dışı ...'in ecrimisil ödemek suretiyle taşınmazı işgal ettikleri anlaşılmaktadır. Davalı ... ise davacı ... ile yaptıkları kira sözleşmesine dayanarak taşınmazı ekip biçmek suretiyle kullandığını savunmuş taraflar arasında adi yazılı şekilde düzenlenmiş 01.11.2010 tarihli sözleşmeyi ibraz etmiştir. Bu sözleşmeden davacının ve dava dışı ...'in taşınmazı davalıya 10 yıllığına kiraya verdiği anlaşılmaktadır. ... Kaymakamlığı (Mal Müdürlüğünün) 18.02.2015 tarihli yazısından; 07.04.2010 tarihinden sonraki dönem için henüz ecrimisil tahakkuk ettirilmediği belirtilmiştir. Eldeki dava 22.01.2015 tarihinde açılmış olup ve 07.04.2010 tarihinden sonraki dönem bakımından ecrimisil tahakkuk ettirilmediği de göz önüne alındığında davacının malik ve zilyet olmadığı taşınmazı davalıya kiraya verdiğinden söz etme olanağı bulunmadığından ecrimisil talep etmesi mümkün değildir.
Malik ve zilyet olmayan davacının Hazine adına tarla niteliğiyle kayıtlı dava konusu 142 ada 9 parsel sayılı taşınmazı işgal ettiği, ecrimisil dahi ödemediği açıktır. Bu durumda davanın reddi gerektiği halde, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir,…” gerekçesiyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.06.2019 tarihli ve 2019/147 E., 2019/263 K. sayılı kararı ile; davalının taşınmazı kiraladığının ispat edilemediği, 2005 yılından beri taşınmazın 4.500 m2’lik kısmını davacının ecrimisil ödeyerek kullandığı, ... Mal Müdürlüğünce 07.04.2010 tarihinden sonra ecrimisil tahakkuku yapılmadığının bildirmiş olmasının davacının ecrisimil ödemeden taşınmazı işgal ettiği sonucunu doğurmayacağı, nitekim bozma ilamı sonrasında davacı vekili tarafından sunulan 17.06.2019 tarihli dilekçe ekindeki ecrimisil tahakkuklarını ve ödemelerini içerir kayıtlardan 07.04.2010 tarihinden sonra ecrimisil tahakkukunun yapıldığı ve davacı tarafından bu tutarların ödendiği, bu durumda davacının işgalinde olan yerin davalı tarafından haklı bir nedene dayanılmaksızın kullanıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Somut olayda, Hazinenin mülkiyetinde bulunan dava konusu 142 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı ...’in zilyetlikten kaynaklanan şahsi bir hakkının bulunup bulunmadığı, burada varılacak sonuca göre taşınmaz hakkında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 31.01.2019 tarih ve 2017/1-1266 E., 2019/50 K.; 17.10.2019 tarih ve 2017/1-1248 E., 2019/1074 K.).
15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında değerlendirilmesi belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Somut olayda, yerel mahkemece mülkiyeti Hazineye ait taşınmazı davacının ecrimisil ödemek suretiyle zilyetliğinde bulundurduğu, davalının ise 2014 yılından beri taşınmaza el atarak işgal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karar davalının temyizi üzerine Özel Dairece; ... Mal Müdürlüğünün 18.02.2015 tarihli yazısına göre 07.04.2010 tarihinden sonraki dönem için henüz ecrimisil tahakkuku yapılmadığı, eldeki davanın 22.01.2015 tarihinde açıldığı göz önüne alındığında, davacının malik ve zilyet olmadığı taşınmazı davalıya kiraya verdiğinden söz etme olanağı bulunmadığı, dolayısıyla ecrimisil talep etmesinin mümkün olmadığı, Hazine adına tarla niteliğiyle kayıtlı taşınmazı işgal eden davacının ecrimisil dâhi ödemediği, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
17. Davacı vekili bozma kararından sonra 17.06.2019 tarihli dilekçesini mahkemeye sunarak, müvekkili hakkında 2004 yılından itibaren aralıksız şekilde ecrimisil tahakkuku yapıldığını, bozmada belirtilenin aksine 2014-2015 dönemi için de ecrimisil tahakkuk ettirildiğini ve bedelin 2015 yılında ödendiğini ileri sürerek, bu yıllara ait ecrimisil tahakkuk ve tahsilâtlarına ilişkin makbuzları dilekçesine eklemiştir.
18. Mahkemece, ... Mal Müdürlüğünün 07.04.2010 tarihinden sonra henüz ecrimisil tahakkuku yapılmadığını bildirmiş olmasının davacının ecrimisil ödemeden taşınmazı işgal ettiği sonucunu doğurmayacağı gibi davacı vekili tarafından ibraz edilen kayıtlardan 07.04.2010 tarihinden sonra da ecrimisil tahakkukunun yapıldığı ve tutarların ödendiği gerekçesi ile davacının sunduğu dilekçe ekindeki kayıt ve makbuzlar esas alınmak suretiyle temyize konu direnme kararı verilmiştir.
19. Şu hâle göre, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı karar usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı değildir. Bozma kararından sonra dosyaya sunulduğu için Özel Daire tarafından incelenme imkânı olmayan yeni belge ve ödeme makbuzlarına dayanılarak verilen bir karar bulunmaktadır. Bu kararın yeni bir delile dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
20. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen inceleme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.