Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/267 E. 2022/870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay’ın araştırmaya yönelik bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra direnme kararı verilip verilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay bozma kararına uyulmasıyla bozma kararı lehine olan taraf bakımından usulî kazanılmış hak doğduğu, mahkemenin bozmaya uyma kararı ile bağlı olduğu ve uyma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “Rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı ... (SGK/Kurum) vekili dava dilekçesinde; davalılar tarafından yaptırılan bina inşaatının yapı kullanma izin belgesi alınmayan kısımlarının yapımında çalışan dava dışı sigortalılar...,... ve ...'in 23.12.2003 tarihinde binanın önündeki kumu inşaatın 4. katına götürdükleri sırada elektrik çarpması nedeniyle geçirdikleri iş kazasında dava dışı sigortalılar İsa Deniz ve ...’in vefat ettiğini, dava dışı sigortalı ... 'in ise yaralandığını, iş kazasının meydana gelmesinde davalı işverenlerin kusurunun bulunduğunu, iş kazası sonucu vefat eden sigortalı ...'in hak sahiplerine 82.024,60TL ilk peşin sermaye değerli gelir bağlanması nedeniyle Kurum zararı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.506,15TL’nin yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, ...’ın eşi olan ve iş kazasında kusuru bulunmayan müvekkili ... bakımından davanın reddi gerektiğini, meydana gelen kazanın iş kazası olmadığını, eser sözleşmesinden kaynaklı hukukî ilişkinin bulunduğunu, müvekkili ...’ın kusurunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş mahkemesi sıfatıyla) 2012/393 E. sırasına kayden açılan davadaki yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müvekkili ...’ın %15 oranında kusurlu olduğu kabul edilse dâhi davanın kısmen reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş mahkemesi sıfatıyla) 08.03.2016 tarihli ve 2014/560 E., 2016/140 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporu ve Kurumun müzekkere cevabı doğrultusunda ilk peşin sermaye değerinin 39.591,12TL olduğunun anlaşıldığı, davalı ...’ın iş kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, davalı ...’ın ise kusur oranına isabet eden 5.938,67TL’den sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.938,67TL’nin yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan tahsiline, davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

8. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 21.11.2018 tarihli ve 2016/11086 E., 2018/9725 K. sayılı kararı ile; “..Eldeki davada, mahkemece, aynı kazadan dolayı vefat eden İsa Deniz’in hak sahiplerine yapılan sosyal yardımların tahsili amacıyla aynı mahkemede açılan 2012/393E-2014/167K sayılı dosyada alınan 13.09.2013 tarihli kusur raporunu, kararda esas alındığı, ancak söz konusu raporda, davalıların konumlarının, başka bir deyişle hangi davalının işveren veya vekili olduğu hususu yeterince irdelenmediği gibi, müteveffa Niyazi’nin işçi mi üçüncü kişi mi yoksa alt işveren mi veyahut işveren vekili olup olmadığı hususlarında yeterince araştırma ve irdelemenin bulunmadığı anlaşılmakta olup Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen ceza davası içeriğindeki maddi olguların bağlayıcı olmasına rağmen olaya uygun düşmeyen kusur raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalılar arasında yapılan tüm sözleşme veyahut yazılı delil oluşturabilecek şekilde inşaata ilişkin yapı ruhsatı ve diğer yazılı belgelerden yola çıkılarak davalı ve ilgili şahıslar arasındaki hukuki ilişkinin net olarak belirlenmesi, daha sonrasında, ceza davasının maddi olgular bakımından bağlayıcı olacağı dikkate alınarak yeniden oluşa ve hukuka uygun şekilde iş güvenliği uzmanlarından oluşan bir kusur raporu aldırılması ve elde edilecek deliller değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

O hâlde davacı Kurum ile davalılardan ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş mahkemesi sıfatıyla) 11.07.2019 tarihli ve 2019/220 E., 2019/502 K. sayılı kararı ile; iş kazasında davalı ...’ın %15 oranında kusurlu olduğu belirtilen 09.07.2013 tarihli bilirkişi raporunun kesinleşen Ünye Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/161 E., 2009/93 K. sayılı kararında dayanılan bilirkişi raporuyla uyumlu olduğu, 09.07.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak verilen Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş mahkemesi sıfatıyla) 24.12.2015 tarihli ve 2010/501 E., 2015/493 K. sayılı kararının Yargıtay tarafından onandığı, bu nedenle hukukî güvenlik ilkesinin esas alınması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda; inşaata ilişkin yapı ruhsatı ve diğer yazılı belgelerden yola çıkılarak davalı ... ile dava dışı kişiler arasındaki hukukî ilişki net olarak belirlendikten sonra maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararının bağlayıcı olduğu gözetilerek belirlenen oluşa uygun iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan kusur raporu alınması ve elde edilecek deliller değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra önceki hükümde direnilmesi karşısında bozmaya uyulmakla davacı lehine usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı; buradan varılacak sonuca göre direnme kararının bu nedenle usulden bozulmasının gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

13. Öncelikle usulî kazanılmış hak kavramına kısaca değinmek gerekmektedir.

14. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir.

15. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

16. Örneğin mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymasıyla bozma kararı lehine olan taraf bakımından usulî kazanılmış hak doğar.

17. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması usule uygun olmadığından bozma nedenidir.

18. Bozma kararı ile dava usul ve yasaya uygun bir hâle sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki; böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre Yargıtayın bozma kararına uymuş olan mahkeme bu uyma kararı ile bağlıdır. Daha sonra bu uyma kararından dönerek direnme kararı veremez; bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.

19. Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı çıkması, o konuda yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi, uygulanması gereken kanun hükmünün hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hâlleri usulî kazanılmış hakkın istisnalarıdır.

20. Bu sayılanların dışında ayrıca görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usulî kazanılmış haktan söz edilemez (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. V, 6. Bası, İstanbul 2001, s 4738 vd).

21. Somut olayda; mahkemece davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı ... ve davalı ... vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece araştırmaya yönelik bozulmuş, mahkemece taraflara bozma ilamı ekli duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış, davacı vekili bozma ilamına uyulmasını, davalılar vekili ise direnilmesini talep etmesi üzerine mahkemece 11.07.2019 tarihli duruşmada “G.D: Usul ve yasaya uygun Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 21.11.2018 tarih ve 2016/11086 Esas 2018/9725 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildi açıklandı tefhimle açık duruşmaya devam olundu.” şeklindeki ara kararı ile bozma ilamına uyulduktan sonra önceki hükümde direnildiği görülmüştür.

22. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Özel Dairenin araştırmaya yönelik bozma kararına uyulması ile davacı lehine usulî kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle bozmaya uyulduktan sonra önceki kararda direnilmesi usulen mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir defa bozmaya uyulmasına karar verildikten sonra uyma kararından dönülmesinin davaya bir etkisi bulunmamaktadır. Usulî kazanılmış hak ilkesi kamu düzeni ile ilgili olup temyiz aşamasında da kendiliğinden dikkate alınması gerekir.

23. Açıklanan nedenlerle mahkemece bozmaya uyulmakla gerçekleşen usulî kazanılmış hak nazara alınarak hükmüne uyulan bozma kararı gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken, uyma kararından dönülüp direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.

24. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 08.03.2017 tarihli ve 2014/10-2377 E., 2017/428 K.; 11.04.2018 tarihli ve 2017/4-1495 E., 2018/774 K. ile 11.11.2021 tarihli ve 2021/10-601 E., 2021/1398 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.

25. Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı usulden bozulmalıdır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.06.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.