"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin idaresindeki motosiklet ile davalı tarafından sigortalı bulunan aracın karıştığı kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 40TL geçici iş göremezlik, 40TL sürekli iş göremezlik, 10TL kaçınılmaz tedavi ve 10TL bakıcı gideri zararı olmak üzere toplam 100TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 06.06.2016 tarihli artırım dilekçesi ile talebini toplam 10.699,32TL'ye yükseltmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, sigortalısının kusurunun bulunmadığını, dolaylı zararların da teminat kapsamı dışında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.07.2016 tarihli ve 2015/620 E., 2016/583 K. sayılı kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 2.776,12TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.883,20TL bakıcı gideri zararı ve 4.000TL kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere toplam 10.659,32TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 13.06.2019 tarihli ve 2016/15810 E., 2019/7478 K. sayılı kararı ile;
“…1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili davacının kazadaki yaralanması nedeniyle yaptığı tedavi giderlerinin davalıdan tahsilini talep etmiş; mahkemece, adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden alınan rapora göre tedavi giderleri için hüküm tesis edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde ise; davacının tedavisi amacıyla belgesiz tedavi giderleri; ulaşım, rehabilitasyon, pansuman, özel diyet, özel hastane farkı vb giderler olarak belirtilerek toplamda 6111 sayılı yasa uyarınca 5.000,00 TL hesap edilmiştir. Belgeli tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı değerlendirildiğinde hesaba dahil edilen özel hastane farkı bedelinin ne olduğu anlaşılamamakla, hangi masraf için hangi miktarda harcama yapılabileceği de tek tek gösterilmediğinden bu haliyle rapor denetime elverişli değildir. Yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi eksik inceleme mahiyetindedir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece; aynı bilirkişiden belgesiz tedavi giderleri konusunda dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmanın niteliği ve yapılan tedaviler göz önüne alınarak bu tür yaralanmalarda yapılacak olan belgesiz tedavi giderleri hakkında denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12.2019 tarihli ve 2019/499 E., 2019/704 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporunda davacının maruz kaldığı yaralanma nedeniyle tedavi sırasında ve sonrasında davacının tedavisi amacıyla belgesiz tedavi giderlerinin ulaşım, rehabilitasyon, pansuman, özel diyet, özel hastane farkı vb giderler olarak ve maktuen 5.000TL olduğunun belirtildiği, belgelendirilemeyen/kaçınılmaz tedavi giderlerinin neler olduğu kalem kalem bilinemese de, doktorların genel mesleki ve hayat deneyimlerinden hareket ederek ne kadar miktar olabileceğini belirleyebileceği, bir doktor bilirkişinin taksi ücretinin, dolmuş ücretinin, özel diyet giderinin vs. kaç lira olduğunu bilemeyebileceği, ancak bir hastanın belgelendirilemeyen tedavi giderlerinin neler olduğunu veya olabileceğini bilebileceği, aynı şekilde benzer verilen raporların onandığı, alınan bilirkişi raporunun yeterli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece benimsenen bilirkişi raporunun belgelendirilemeyen tedavi giderleri bakımından denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal mevzuatın irdelenmesi gerekmektedir.
13. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
14. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hâli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli hâlinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
15. 25.02.2011 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’nun 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Kanun’un geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun'un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği" öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün Kanun’dan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. Bu durumda, 6111 sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı sorumludur.
16. Eldeki davada, davacı tarafça yaralanma nedeniyle yapılan tedavi giderlerinin davalıdan tahsili talep edilmiştir. Adli tıp uzmanının verdiği hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının tedavisi amacıyla belgesiz tedavi giderleri; ulaşım, rehabilitasyon, pansuman, özel diyet, özel hastane farkı vb giderler olarak belirtilmiş ve 6111 sayılı Kanun uyarınca toplam 5.000TL hesap edilmiştir. Davacının tedavisini devlet hastanesinde yaptırdığını belirttiği gibi belgeli tedavi giderlerinin de SGK tarafından karşılandığı değerlendirildiğinde; hesaba dâhil edilen özel hastane farkı bedelinin ne olduğu anlaşılamamıştır. Öte yandan bilirkişi raporunda tedavi boyunca hangi masraf için hangi miktarda harcama yapılabileceği de tek tek gösterilmemiş olmakla hükme esas alınan raporun bu hâliyle denetime elverişli olmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 266 vd. maddeleri uyarınca, aynı bilirkişiden belgesiz tedavi giderleri konusunda dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmanın niteliği ve yapılan tedaviler göz önüne alınarak bu tür yaralanmalarda yapılacak olan belgesiz tedavi giderlerinin nelerden ibaret olabileceği kalem kalem açıklanmak suretiyle denetime elverişli, ayrıntılı, açıklamalı bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
17. O hâlde, Mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
18. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.