Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/576 E. 2022/1338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işyerinde ambalaj üzerine baskı yapılması işinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Ek 5. maddesi kapsamında “basım işi” niteliğinde olup olmadığı ve davacının itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Matbaa işyerlerinde kullanılan kimyasal maddeler ve teknolojik gelişmeler nedeniyle matbaa işyerlerinin kapsamının genişletilerek ambalaj üzerine baskı yapan işyerlerinin de 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesi kapsamında “basım işi” olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davacının itibari hizmetten yararlanabileceği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş, ancak işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki "Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... İş Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararına yönelik davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde 11.06.1997-19.12.2001 tarihleri arasında üretim bölümünde çalıştığını, işyerinin basım işyeri olduğuna ilişkin temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen birçok mahkeme kararı bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin mesaisinin tamamının kimyasal ortamda geçtiğini, bu kimyasallara solunum ve cilt yoluyla maruz kaldığını, bu nedenle 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesi uyarınca itibari hizmetten yararlandırılması gerektiğini, ancak davalı işveren tarafından hizmetlerinin 3A kodu yerine 1A kodu ile bildirildiğini ileri sürerek müvekkilinin yaptığı iş ve işyerinin özelliği göz önüne alınarak davalıya ait işyerinde geçen 11.06.1997-19.12.2001 tarihleri arasındaki hizmet süresi yönünden itibari hizmet süresinin tespiti ile salt sigortalılık süresine eklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkili şirketin taraf sıfatının bulunmadığını, daha önce ... İş Mahkemesinde 2009/785 Esas numarası ile işyerinin itibarı hizmet kapsamına girip girmediğinin tespiti istemiyle açılan davanın reddine dair verilen karar Yargıtay tarafından onandığından kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının 506 sayılı Kanun’un Ek 5/II maddesi gereğince işyeri ve çalışma koşulları itibariyle itibari hizmetten yararlanmasının mümkün olmadığını, gıda ambalajı üretimi yapılan işyerinde insan sağlığına zararlı hiçbir fiili durum bulunmadığını, bütün iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmış olduğunu, yeterli havalandırmanın bulunduğunu, en son teknoloji makinelerin kapalı sistem usulü çalıştığını, işçilerin makinelerde kullanılan hammaddelere temas etmediklerini, havaya karışabilecek maddelerin makinelerin içindeki egzoz sistemi ile tamamen emilerek dışarı atıldığını, üretilen ambalajlar üzerinde solvent kalıntısı kalıp kalmadığının ölçüldüğünü, solvent vb kimyasallara maruz kaldığı için kronik ya da meslek hastalığı teşhisi konulan tek bir çalışan dahi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurumun fer’î müdahil olduğunu, öte yandan hak düşürücü sürenin geçtiğini, 506 sayılı Kanun’un Ek 5/II maddesinde öngörülen koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

7. ... İş Mahkemesinin 07.05.2018 tarihli ve 2017/189 E., 2018/128 K. sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre davacının çalıştığı işyerinde 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinin II numaralı bendinde belirtildiği şekilde basım işleri yapıldığı, işyerinin basım işyeri olduğu, işyerinde bilirkişi katılımıyla keşif yapılarak tarafların bildirdiği tanıkların dinlendiği, hükme dayanak alınan raporda işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları ile bölümleri ve bu bölümlerin taşıdıkları özellikler, hangi bölümlerdeki çalışmalarda söz konusu yasal düzenlemede sayılan fiziksel dış etkenlere maruz kalındığı ve buna bağlı olarak yapılan işlerin itibari hizmetten yararlanılmasını gerektirir işlerden olup olmadığının teknik özellikleri ortaya konularak belirlendiği, bu kapsamda kesinleşen mahkeme kararları gereğince matbaa işyeri sınıfında değerlendirilmesi gereken işyerinin kapalı alanında, ekstruder, matbaa, kesme, laminasyon bölümlerinin bulunduğu ve bilirkişi raporundaki tespit uyarınca baskılı ambalaj malzemesi üretildiği, çeşitli gıda malzemelerinin değişik ebatta ambalajlanmasını sağlayan metaryaller üzerine baskı ve laminasyon işi yapılması esnasında çeşitli kimyasal maddeler kullanıldığı ve makine temizliğinin solventle yapıldığına ilişkin tespitler ışığında davacının, solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışarak işyeri ortamındaki etkenlere maruz kaldığı için itibari hizmetten yararlanma koşullarının oluştuğu, bu nedenle 01.10.2008 tarihine kadar olan döneme ilişkin isteminin kabul edilmesi gerektiği, ayrıca 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesindeki hüküm nedeniyle 3600 gün prim ödeme şartının aranmayacağı, davacının davalı şirkete ait işyerinde kesme makinesi operatörü olarak 11.06.1997-19.12.2001 tarihleri arasında geçen ve 1/A olarak davalı Kuruma bildirilen 1624 günlük fiili çalışma süresinin 3/A kapsamında değerlendirilerek %25’inin (406 gününün) itibari hizmet süresi olarak tespiti ve salt sigortalılık süresine eklenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

8. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/1279 E., 2018/1216 K. sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesinin kararındaki gerekçeye benzer gerekçe ile davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

10. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.

11. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 18.11.2019 tarihli ve 2018/6424 E., 2019/6954 K. sayılı kararı ile; “…Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacının tespiti istenen dönemde davalı işyerinde kesme makinesi operatörü olarak çalıştığı,mahkemece keşif yapıldığı,bilirkişi raporunda işyerinde baskı makineleri ile plastik ve kağıt ambalaj malzemesi üzerine basım yapıldığı,makinelerin tek çatı altında olması nedeniyle kullanılan kimyasalların tüm ortama yayıldığı,havalandırma sisteminin yeterli olmadığı tespitlerine yer verildiği, tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.

İtibari hizmet , gerçekte çalışılmayan ve prim ödemesi olmayan sürelerin kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle sigortalılık süresine eklenmesine, böylece,ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan bir kısım sigortalıların daha erken yaşlılık aylığından yararlanmalarına imkan sağlamaktadır.

506 sayılı Yasa sistemine itibari hizmet kavramı 11.08.1977 günlü 2098 sayılı yasa ile girmiştir.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Ek 5. maddesi II bendinde 20/06/1987 tarihli 3395 sayılı Kanununun 13. maddesiyle yapılan değişikle itibari hizmetten yararlananların kapsamı genişletilmiştir.

Davanın yasal dayanağı olan Ek 5 madde II numaralı bendinde , “Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılardan,

a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,

b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,

c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,

d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,

e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,

f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerlerinde” hizmeti geçenlerin sigortalılık süresine ,bu sürelerin her tam yılı için 90 gün ekleneceği belirtilmiştir.

İtibari hizmetten bir sigortalının yararlanabilmesi için sigortalının Ek 5.maddenin alt bendinde sigortalılar bölümünde gösterilen sigortalılardan olması ve hizmetin geçtiği yer olarak belirtilen iş yerlerinde çalışmış olması gerekmektedir.

Sigortalıya ve işyerine ilişkin koşul, yasada nitelikleri sayılı ve sınırlı bir biçimde belirtildiğinden bir sigortalının çalışma koşulları ne kadar ağır olursa olsun ,yasada sayılan sigortalılar ve işyeri kapsamına girmediği sürece itibari hizmetten yararlanması mümkün değildir.

İtibari hizmetten yararlananların emsallerine göre ayrıcalıklı şekilde erken emekli olabilme avantajı nedeniyle ,uygulamada ,yasanın kapsamının genişletilmesi amacıyla ve düzenlemenin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurular olmuştur.

Anayasa Mahkemesi’ne yasanın kapsamının genişletilmesi ve bu amaçla yasada yer alan ve iş kolunu veya ‘sigortalılar’ı gösteren ibarelerin iptal etmesi gerektiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine Yüksek Mahkeme, 1988/51 Esas,1989/18 Karar sayılı 02.05.1989 tarihli kararında ‘özde Anayasa'ya aykırı düşmeyen bir kuralın uygulama alanının genişletilmesi amacıyla iptal edilmeyeceği, bir kısım sigortalılara hak tanıyan itiraz konusu hükmün, öteki kesimlere de aynı hakkı tanıyan tamamlayıcı yasama işlemleriyle düzeltilmesi, düzenleme eksikliklerinin bu yöntemle giderilmesinin Anayasa'ya uygun olacağını’ belirterek itirazın reddine karar vermiştir.

Yine,söz konusu Ek maddede 3395 sayılı Yasa ile değişiklik yapılırken maddede yazılı dış etkenlere maruz başkaca iş kolları bulunduğu ve bunların da yasa kapsamına alınması TBMM Genel Kurulunca önerilmiş ancak istenilen düzenleme ileri tarihe bırakılmıştır. (TBMM 20.06.1987 günlü 121.Birleşime ilişkin Tutanak Dergisi )

Görüldüğü üzere yasanın açıkça ve tadadi biçimde belirlediği ve itibari hizmetten yararlanmasını öngördüğü ‘sigortalılar’ kapsamını yorum yoluyla genişletmek yasanın amacına uygun düşmemektedir.

506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde sigortalının Basım ve gazetecilik işyerlerinde çalışması ve II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının gerçekleşmesi halinde itibari hizmetten yararlanılacağı belirtilmiştir. II. bentte yer alan “basım” işinin matbaa iş yerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğu hem madde metninden hem yasama belgelerinden anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.2018 tarih ve 2015/21-3371 Esas ve 2018/129 karar sayılı içtihadında da bu husus vurgulanmıştır.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,davacının , ambalaj sektöründe, plastik veya kağıt deterjan ya da gıda ambalajı üzerine baskı yapılan işyerinde çalıştığının dosya içeriğinden anlaşılmasına rağmen, davalı işyerinin 506 sayılı yasanın Ek 5 maddesi II bendi kapsamına giren işyeri kabul edilerek itibari hizmet koşullarının oluştuğuna hükmedilmesi isabetsizdir.

Davacı vekilince, aynı kimyasal maddelerin ve aynı baskı makinelerinin kullanıldığı bir işyerinin mevkute çıkarıldığı bölüm ile ambalaj üzerine baskı yapılan bölümünün itibari hizmet süresi açısından farklı değerlendirilmesinin hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüşse de, yukarıda da değinildiği gibi 506 sayılı yasanın Ek 5 maddesinin II bendinin sadece belirli iş kolunda çalışan sigortalılara uygulanması yönündeki düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olmadığı belirtilmiştir. Kanunun bahşetmediği hakkın içtihat yoluyla verilmesi mümkün olmadığı gibi itibari hizmet süresinin ,ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanlar için kanun koyucu tarafından belirlenmiş bir düzenleme olduğu ve bu düzenlemeden sadece yasada açıkça sayılı işyerlerinde çalışan ve sadece yasada sınırlı şekilde belirtilen sigortalıların yararlanacağı düşünüldüğünde, sigortalıların veya işyerinin kapsamının sigortalılar lehine yorum yoluyla genişletilemeyeceği, deterjan , bebek bezi vs. poşeti, bisküvi vs. gibi gıda ambalajı üzerine baskı yapılan işyerinin ‘basım ve gazetecilik’ işyeri olarak kabul edilemeyeceği açıktır.

Davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, itibari hizmet süresinde işçi yararına yorum ilkesi ile iş yeri alanlarının genişletilemeyeceği bu durumda davanın reddi gerektiği anlaşılmaktadır.

O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılması, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

12. ... İş Mahkemesinin 30.01.2020 tarihli ve 2019/807 E., 2020/30 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten bozma ilamında belirtilen Hukuk Genel Kurulunun 2015/21-3371 E., 2018/129 K. kararından sonra verdiği 14.03.2018 tarihli ve 2015/21 E., 2018/462 K. kararı ile önceki görüşünden döndüğü, öte yandan emsal mahiyetteki davalarda verilen direnme kararlarının aynı Daire tarafından onandığı, ayrıca benzer nitelikte olan pek çok itibari hizmet süresinin tespitine ilişkin kararların onanarak kesinleştiği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

13. Direnme kararı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davalı işyerinde ambalaj üzerine baskı yapılması işinin basım işi niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacının talep ettiği dönem yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

15. Öncelikle konuyla ilgili kavramlar ve mevzuat hükümlerine kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır.

16. İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.

17. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (506 sayılı Kanun) Ek 5. maddesi;

“506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.

Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre

I-a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.

5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,

b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.

Basın müşavirlikleri, 90 gün,

II - (Değişik bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)

Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,

a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,

b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,

c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,

d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,

e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,

f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerleri, 90 gün,

III-Denizde 90 gün Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.

IV - 1. Çelik, demir ve tunç döküm,

(...), fabrika,

2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,

3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,

4. Kaynak işlerinde çalışanlarda, 90 gün

Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.

18. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalan ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (5510 sayılı Kanun) geçici 7/1. maddesi uyarınca 506 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesidir. Anılan maddeye göre sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Birinci koşul sigortalının basım ve gazetecilik işyerlerinde çalışması; ikinci koşul ise (II) numaralı bendin (a-f) alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda gerçekleşmesidir. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik işyeri birlikte ifade edilmişse de gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan işyerlerinde çalışan sigortalıların da maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yararlanacakları açıktır.

19. Matbaa işyeri itibari hizmet süresi açısından değerlendirildiğinde; günümüzde matbaa endüstrisinde kullanılan kimyasal maddelerin sayısında büyük bir artış bulunmaktadır. Çalışanlar da özellikle inhalasyon (solunum) ve deri yoluyla toksik özelliği yüksek birçok maddeyi vücutlarına almaktadırlar. Bu maddeler arasında kurşun, civa gibi ağır metaller dâhi bulunmaktadır. Hızla gelişen teknolojinin bir sonucu olarak matbaalar, tekstilden ambalaja, elektronik aletlerden duvar kâğıtlarına birçok alanda vazgeçilmez bir öğe olarak yerini almıştır. Matbaanın bu kadar geniş bir alanda kullanılmasına rağmen 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinde düzenlenen basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik faaliyet gösteren işyeri kabul edilmesi hak ve eşitliğe uygun kabul edilemez.

20. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun Ek 5. maddesinin gerekçesinde "...sosyal güvenlik sistemlerinde itibari hizmet süresi ve fiili hizmet zammı gibi uygulamalara, vücudu yıpratıcı, dolayısıyla çalışma gücünü ve hayat süresini azaltıcı işyerlerinde çeşitli tehlikelere açık olarak çalışanlar için yer verilmektedir. Buhar, is, duman, kurum, toz, koku, asit, zehirli gaz, gürültü, sarsıntı ve radyoaktif ışın gibi ağır ve yıpratıcı çalışma şartlarına rağmen, bu şartlara açık birçok kuruluşun kurulması, çalıştırılması ve faaliyetini sürdürmesi ekonomik, kültürel, sosyal ve sağlık yönlerinden topluma katkıları sebebiyle zorunlu bulunmaktadır. Söz konusu ağır ve yıpratıcı işlerde fiziki, ruhi ve fizyolojik bakımlardan insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen şartlar altında çalışanların tümünün, 2098 sayılı Kanunun ek 1. maddesinde unvan sayılmak suretiyle sınırlı olarak verilen itibari hizmet süresi hakkından yararlandırılmaları, gerek Anayasamızın eşitlik ilkeleri ve gerekse sosyal güvenliğin temel prensiplerine uygun düşeceği için zorunlu görülmektedir..." şeklinde yer alan açıklamalar da incelendiğinde itibari hizmet kapsamının sadece mevkute çıkaran işyerleri için geçerli olmasının hukuken doğru olmadığı anlaşılmaktadır.

21. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarihli ve 2015/21-3882 E., 2018/462 K., ile 19.12.2021 tarihli ve 2019/(21)10-184 E., 2021/1634 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.

22. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirkete ait işyerinin mahiyeti matbaa olmasa dahi baskı makineleri ile plastik ve kağıt ambalaj malzemesi üzerine basım yapıldığı, bu hâli ile işyerinde basım işi yapıldığı ve işyerinin 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinin II numaralı bendi kapsamında itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek işyerlerinden olduğu sonucuna varılmıştır.

23. Aynı davalılara karşı aynı istemle açılan davalarda verilen direnme kararlarına ilişkin HGK'nın 07.07.2020 tarihli ve 2019/21-183 E., 2020/511 K., 2019/21-188 E., 2020/512 K., 2019/21-189 E., 2020/513 K. ile 2019/21-642 E., 2020/514 K. sayılı kararları da aynı yöndedir.

24. Hâl böyle olunca direnme kararı usul ve yasaya uygundur.

25. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından davalılar vekillerinin bu yöndeki temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme uygun bulunduğundan davalılar vekillerinin işin esasına ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 19.10.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.