"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararına yönelik davalı ve fer’î müdahil ... Kurumu vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf başvurularının esastan reddine dair karar davalı ve fer’î müdahil ... Kurumu vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ve fer’î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 8 yıla yakın süre sekreter olarak tam zamanlı ve sürekli 08.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, davalı Üniversitenin iş kazaları ve meslek hastalıkları primi ödediğini ve 04.11.2002 tarihinde işe girişinin Kuruma bildirildiğini ileri sürerek 04.11.2002-30.06.2010 tarihleri arasında tam zamanlı olarak sigortalı çalıştığının tespitini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (Üniversite) vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili nezdinde kısmî zamanlı öğrenci olarak çalıştığını, normal eğitim-öğretim süresi içerisinde öğrenim görüyor olma şartını taşımadığından 30.06.2010 tarihinde çalışmasının sona erdirildiğini, kısmî zamanlı çalışan öğrencilerin işçi olarak kabul edilmediğini, davacının bu durumu kabul ederek çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Fer’î müdahil ... Kurumu (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; davacının 04.11.2002-30.06.2010 tarihleri arasında kısa vadeli sigortalı kollarına tabi çalışarak buna göre bildirimlerinin yapıldığını ayrıca davanın hak düşürücü süreye uğradığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
7. ... İş Mahkemesinin 23.03.2017 tarihli ve 2016/361 E., 2017/333 K. sayılı kararı ile; davacının ... Fakültesi muhasebe ön lisans programına 01.07.2002 (doğrusu: 07.10.2002) tarihinde kayıt yaptırıp 08.09.2008 tarihinde mezun olduğu, daha sonra İşletme Fakültesi İşletme Lisans Programına dikey geçiş hakkı elde ederek 22.09.2008 tarihinde kayıt yaptırdığı ve 04.06.2012 tarihinde mezun olduğu, uzaktan eğitim sebebiyle okula devam zorunluluğunun bulunmadığı, davacının kısmî zamanlı işe alınmış olmasına rağmen aralıksız ve tam gün esası ile çalıştığı anlaşıldığı gerekçesiyle davacının 01.09.2007-14.09.2007 ve 07.05.2008-07.06.2008 tarihleri arasında ... İnşaat Şirketinde çalıştığı dönem ve puantaj kayıtlarına göre 15.10.2009-14.01.2010 tarihleri arasında davalı Üniversite bünyesinde çalıştığı dönem tespit dışı bırakılarak 04.11.2002-30.06.2010 tarihleri arasında davalı Üniversitede tam zamanlı sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
8. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’î müdahil ... Kurumu vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 11.04.2017 tarihli ve 2017/1209 E., 2017/1250 K. sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesi kararındaki gerekçeye benzer yönde tespit ve değerlendirmeler yapılarak davalı ve fer’î müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
10. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer’î müdahil ... Kurumu vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarihli ve 2017/4846 E., 2018/9298 K. sayılı kararı ile; “…Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 07.10.2002 tarihinde devam zorunluluğu bulunmayan TC ... Üniversitesi ... Fakültesi Muhasebe Önlisans Programına kesin kaydının yapıldığı, 08.09.2008 tarihinde tamamladığı, 22.09.2008 tarihinde dikey geçiş ile Açıköğretim sistemine göre öğretim yapan ve devam zorunluluğu bulunmayan İşletme Fakültesi İşletme Lisans Programına kayıt yaptırdığı ve 04.06.2012 tarihinde tamamladığı, 12.08.1984 doğumlu davacı ... (...) ...'nın 04.11.2002 tarihinden itibaren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 46'ncı maddesine göre iş kazaları ve meslek hastalıkları primi ödenmek üzere kısmi zamanlı olarak çalıştırılacağına dair sigortalı işe giriş bildirgesinin 01.11.2002 günü Kuruma verildiği, 01.07.2006-30.06.2007, 01.07.2007-30.06.2008, 01.07.2008-30.06.2009, 01.07.2009-30.06.2010 dönemini kapsayan kısmi zamanlı öğrenci iş sözleşmelerinin dosyada bulunduğu, ... Üniversitesi Rektörlüğü Personel Dairesi Başkanlığının 28.06.2010 günlü yazısı ile davacıya 30.06.2010 tarihi itibariyle çalışmasının sona ereceğinin bildirildiği, davacının hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde; ... sicil sayılı ... Üniversitesi Rektörlüğü işyerinde 2008/10.ay - 2009/1.ay döneminde geçen hizmetinin ayda 12-18 arasında kısmen Kuruma bildirildiği, 1118682.06 sicil sayılı işyerinde 01.09.2007-14.09.2007 ve ... sicil sayılı işyerinde 07.05.2008- 07.06.2008 tarihleri arasında geçen çalışmasının Kuruma bildirildiği, bu dönemlerle çakışacak biçimde davalı işyerinden kısa vadeli sigorta kolları primi kapsamında bildirimde bulunulduğu ve tanık dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 46. maddesinin son fıkrasında “Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından burs verilmekte olan veya burs alma şartlarını taşıyanlara öncelik verilmek suretiyle hizmetlerine ihtiyaç duyulan öğrenciler, öğrenim gördükleri Yükseköğretim kurumlarında kısmi zamanlı olarak geçici işlerde çalıştırılabilir. Bu şekilde kısmi zamanlı olarak çalıştırılan öğrenciler, bu çalışmalarından dolayı işçi olarak kabul edilmez...” denilmektedir. Bu kapsamda çalışan öğrenciler işçi olarak kabul edilmeseler de iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulaması kapsamında sigortalı sayılırlar. İş kazası ve meslek hastalığı sigorta kollarından sağlanan haklar; sigortalıya geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi, sürekli iş göremezlik halinde sürekli iş göremezlik geliri bağlanması, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölüm halinde hak sahiplerine ölüm geliri bağlanması, cenaze ödeneği ödenmesi, hastalık ve analık hallerinde de kanunda sayılan diğer sosyal sigorta yardımlarının sağlanması olarak sıralanabilecektir. Bu durumda davacının çalışmalarının kısmi zamanlı olduğu ve yukarıda yapılan belirlemeler ışığında, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kapsamında kaldığı kabul edilmelidir.
Yapılacak iş, yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca davanın reddine karar vermekten ibarettir” gerekçesiyle oy çokluğu ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı :
12. ... İş Mahkemesinin 19.03.2019 tarihli ve 2019/99 E., 2019/292 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde davalı ve fer’î müdahil ... Kurumu vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacının çalışmasının kısmi zamanlı ve kısa vadeli sigorta kolları kapsamında olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davanın reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
15. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun (2547 sayılı Kanun) 46. maddesinin (k) fıkrası; “…Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından burs verilenler veya burs alma şartlarını taşıyanlara öncelik verilmek suretiyle hizmetlerine ihtiyaç duyulan öğrenciler, öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarındaki geçici işlerde kısmi zamanlı olarak çalıştırılabilir. Bu şekilde çalıştırılan öğrenciler, bu çalışmalarından dolayı işçi olarak kabul edilmez. Kısmi zamanlı olarak çalıştırılan öğrencilere bir saatlik çalışma karşılığı ödenecek ücret, 4857 sayılı İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenmiş olan günlük brüt asgari ücretin dörtte birini geçmemek üzere, yükseköğretim kurumu yönetim kurulu tarafından belirlenir. Kısmi zamanlı çalışma karşılığı ücret ödenmesi, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından verilmekte olan burs veya öğrenim kredisinin kesilmesi veya aynı Kuruma ait yurtlardan yararlanma hakkının kaldırılması sonucunu doğurmaz. Kısmi zamanlı olarak öğrenci çalıştırılmasına ilişkin haftalık çalışma süreleri ile diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
16. Görüldüğü üzere öğrenciler, öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarındaki geçici işlerde kısmî süreli olarak çalıştırılabilirler. Bunlarla ilgili rektörlük arasında bir sözleşme imzalanır. Bu şekilde çalıştırılan öğrenciler bu çalışmalarından dolayı işçi olarak kabul edilmez. Ayrıca bu şekilde çalıştırılan öğrenciler kısmen sigortalı sayılır (Tuncay, A. Can; Ekmekçi, Ömer: Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 19.Baskı, İstanbul 2017, s.321).
17. Öte yandan 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un Geçici 20'inci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” yönünde düzenleme bulunmaktadır.
18. Bu durumda 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin uyuşmazlıklarda 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (506 sayılı Kanun); bu tarihten sonraki dönem bakımından ise 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekecektir.
19. Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79. maddesinin 10. fıkrasında "Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” hükmü bulunmaktadır. 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddesindeki düzenleme de aynı doğrultudadır.
20. Öte yandan 5510 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca, uygulama yeri bulan 506 sayılı Kanun'un 2. ve 6. maddelerinde öngörülen koşulların oluşmasıyla birlikte çalıştırılanlar, kendiliğinden sigortalı sayılırlar. Ancak, bu kimselerin ayrıca aynı Kanun’un 3. maddesinde sayılan istisnalara girmemesi gerekir. Çalıştırılanların, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın sigortalı niteliğini kazanmaları 506 sayılı Kanun'un 6. maddesinin 1. fıkrasında yer alan açık hüküm gereğidir (5510 sayılı Kanun 4 ve 92. maddeleri).
21. Ne var ki 506 sayılı Kanun'un 2. ve 6. maddelerindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde sigortalılığı oluşumu için fiilî çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili ve gerçek bir çalışmanın varlığı tespit edilmediği sürece sigortalılıktan söz edilemez.
22. Gelinen bu noktada fiilî çalışmanın varlığının hangi kanıt ve olgularla belirleneceği konusu üzerinde durulmalıdır.
23. Sosyal güvenlik hukukunun hem kamu hukuku hem de özel hukuk alanında kalan özellikleri dikkate alındığında özellikle hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin ağır bastığı görülür. Gerçekten de hizmet tespiti davaları, taraflarca hazırlama ilkesi kapsamı dışında olup kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanmakta olup bu tür davalarda ispat yükü bir tarafa yükletilemez.
24. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabileceğinden bu davalarda işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, mümkün oldukça tespiti istenen dönemde işyerinin yönetici ve görevlileri, işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın iş yerlerinde, tarafları veya işyerini bilen veya bilebilecek durumda olanlar kolluk aracılığıyla araştırılarak saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı, çalışmanın konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında beyanları alınarak tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli, beyanları diğer yan delillerle desteklenmelidir.
25. Bu amaçla tanıkların hizmet tespiti istenen tarihte işyeri veya komşu işyeri sigortalısı ya da işvereni olup olmadıkları araştırılmalı, davalı Kurumdan, bu kişilerin belirtilen tarihte sigortalılık bildirimlerinin hangi işyerinden yapılmış olduğu da sorularak elde edilen bilgilerin beyanlarında belirttikleri olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenmeli, işyerinin kapsamı ve kapasitesi ile niteliği bu beyanlar çerçevesinde kontrol edilmelidir.
26. Diğer taraftan bu davalarda işverenin çalışma olgusunu kabulü ya da reddinin tek başına hukukî bir sonuç doğurmayacağı da göz önünde tutulmalıdır.
27. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2020 tarihli ve 2018/21-1021 E., 2020/743 K.; 09.12.2020 tarihli ve 2017/10-2070 E., 2020/1020 K.; 16.12.2020 tarihli ve 2017/21-2336 E., 2020/1044 K. ile 27.05.2021 tarihli ve 2017/(21)10-2130 E., 2021/640 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
28. Öte yandan uyuşmazlığın çözümü yönünden tam süreli ve kısmi süreli iş sözleşmesi kavramlarına değinilmelidir.
29. Tam süreli iş sözleşmesi, işyerindeki haftalık ve günlük çalışma sürelerine uygun olarak tam çalışma esasına dayalı çalışmayı öngören iş sözleşmesi olup kısmî süreli iş sözleşmesi ise haftanın tamamında değil belirli günlerinde tam gün veya haftanın her günü belirli bir süre veya haftada bir ya da birkaç gün belirli bir süre çalışılmasının kararlaştırıldığı sözleşmedir.
30. 1475 sayılı İş Kanunu'nda kısmi süreli iş sözleşmesine yer verilmemiş olup Kanun'un 61. maddesinin ilk şeklinde genel olarak iş süresinin haftada en çok 48 saat olduğu ve bunun haftada 6 iş günü çalışılan işlerde günde 8 saati geçmemek üzere ve cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil edilen işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit olarak bölünerek uygulanacağı belirtilmiş iken 29.07.1983 tarihli ve 2869 sayılı Kanun ile 61. maddede değişiklik yapılarak genel bakımdan iş süresinin haftada en çok 45 saat olduğu ve bu sürenin haftada 6 iş günü çalışılan işlerde günde 7,5 saati geçmemek üzere ve cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil eden işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
31. 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 1475 sayılı İş Kanunu'nu 14. maddesi dışında tümüyle yürürlükten kaldıran 4857 sayılı İş Kanunu'nun (İş Kanunu) "Kısmî süreli ve tam süreli iş sözleşmesi" başlığını taşıyan 13. maddesinde “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda” yapılan sözleşmenin kısmî süreli olduğu öngörülmüştür. Çalışma süresinin aynı Kanun'un 63. maddesinde haftada en çok 45 saat olduğu düzenlenmiştir. İş Kanunu'nda konu hakkında açık düzenleme yapılmamış ise de maddenin gerekçesinde "Kısmî süreli iş sözleşmesinin tanımı verilirken Yönerge hükümlerindeki ölçütler dikkate alındığı gibi, tam süreli iş sözleşmesi karşısında kısmî süreliden söz edebilmek için " önemli ölçüde az" bir haftalık çalışma süresinin sözleşmede tespit edilmiş olması da aranmıştır. Örneğin işyerinde uygulanan tam süreli iş sözleşmesi için haftalık çalışma süresi 40 saat ise, kısmî süreli çalışma için 2, 3 saat gibi daha az çalışma değil, hiç olmazsa tam sürenin üçte ikisinden daha az olan otuz saatin altındaki haftalık çalışma süresine göre istihdam edilen işçi kısmî süreli sözleşmeye göre istihdam edilen kimse olarak kabul edilecektir" yönünde açıklamaya yer verilerek haftalık çalışma süresinin en azından üçte ikisinden az çalışmayı öngören iş sözleşmesinin kısmî süreli kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. 06.04.2004 tarihinde yürürlüğe giren İş Kanuna İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nin 6. maddesinde de işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışmanın kısmi süreli çalışma olduğu düzenlenmiştir.
32. Ayrıca 2547 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (k) fıkrasına dayanılarak çıkarılan Yükseköğretim Kurumları Kısmi Zamanlı Öğrenci Çalıştırma Usul ve Esasları’nın “Günlük, haftalık iş süresi, idari ve mali hükümler” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında, kısmi zamanlı olarak çalıştırılan öğrencilerin çalışma süresinin haftada en çok 15 saat olduğu; 13. maddesinde ise, bu Usul ve Esaslar, 01.09.2009 tarihinden geçerli olmak üzere imzalandığı tarihte yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
33. Somut olayda davacının 07.10.2002 tarihinde kayıt yaptırdığı ... Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi muhasebe önlisans programından 08.09.2008 tarihinde mezun olduğu, daha sonra dikey geçiş hakkı elde ederek 22.09.2008 tarihinde kayıt yaptırdığı İşletme Fakültesi İşletme Lisans Programından 04.06.2012 tarihinde mezun olduğu, 11.10.2002 tarihinde çalışma başvurusunda bulunması üzerine davacı ile davalı Üniversite arasında farklı tarihlerde kısmî süreli iş sözleşmeleri düzenlendiği, davalı Üniversite tarafından 15.10.2009-14.01.2010 tarihleri arasında düzenlenen puantaj kayıtlarında davacının kısmi zamanlı çalıştığının kayıtlı olduğu, ... Üniversite Rektörlüğü tarafından düzenlenen 30.03.2016 tarihli yazıda ise davacının açıköğretim sistemine göre eğitim-öğretim yaptığından devam zorunluluğunun olmadığını belirtildiği, öte yandan davacının bildirdiği bordro tanıklarının ve özellikle davacının malî bölüm sekreterliğinde kendisinin yanında çalıştığını beyan eden ...’un, davacının haftanın 5 günü 08:00-18:00 saatleri arasında davalı Üniversite’de sekreter olarak çalıştığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
34. Bu itibarla her ne kadar 2547 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (k) fıkrasında öğrencilerin öğrenim gördükleri Yükseköğretim kurumlarında geçici işlerde kısmi zamanlı çalıştırılabileceği, bu şekilde çalıştırılan öğrencilerin işçi kabul edilmeyeceği, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kapsamında sigortalı sayılacağı hüküm altına alınmış ise de eldeki davada davalı Üniversitede 07.10.2002-04.06.2012 tarihleri arasında öğrenci olan davacının devam zorunluluğunun bulunmaması, bordro tanıklarının davacının haftanın 5 günü 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı Üniversitede tam süreli çalışma esasına göre çalıştığı açıktır.
35. Bu durumda davacının çalışmasının kısmi zamanlı ve kısa vadeli sigorta kolları kapsamında olduğundan söz etmek mümkün değildir.
36. Hâl böyle olunca direnme kararı usul ve yasaya uygundur.
37. Ne var ki Özel Dairece bozma nedenine göre davalı ve fer’î müdahil Kurum vekillerinin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden bu yönde inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
Direnme uygun bulunduğundan davalı ve fer’î müdahil ... Kurumu vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.