Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/618 E. 2022/582 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkimin yargılama faaliyetleri nedeniyle açılan tazminat davasında, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen, hâkimin hukuka aykırı tedbir kararı vermesi, dosyadaki belge ve yazışmaları yeterince incelememesi gibi iddiaların HMK’nın 46. maddesinde sınırlı olarak sayılan hâkimin hukuki sorumluluk hallerinden hiçbirini oluşturmadığı değerlendirilerek mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tapuda adına kayıtlı 19 adet ve 202,498,44 m2 miktarlı taşınmazlarına Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/253E., 2005/259 E. ve 2005/260 E. sayılı dosyalarında açılan ve davacısı Ali İsmail Resne olan davalarda ihbar olunan hâkim tarafından hukuka aykırı bir şekilde tedbir konulduğunu, 7 yıl gayrimenkullerinde tasarrufta bulunamadığını, ihbar olunan hâkimin dosyadaki belge ve yazışmaları yeterince incelemediğini, tazminat davası açılmasının satış vaadi davasından feragat sonucunu doğurduğu hâlde her iki davaya birlikte devam ederek yasalara aykırı hareket ettiğini, tasarruf hakkının kısıtlanarak başkalarına muhtaç hâle geldiğini, şikayet edilmesi üzerine hâkimin davadan çekildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine açılacak tazminat davalarının hükmün kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılabileceğini, bu nedenle süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, uğranıldığı iddia edilen zararın dayanağının bulunmadığını ve HMK’nun 46. maddesindeki sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.2011 tarihli ve 2010/371 E., 2011/170 K. sayılı kararı ile; mahkemenin görevsizliğine ve talep hâlinde dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 28.12.2011 tarihli ve 2011/14136 E., 2011/15495 K. sayılı kararı ile görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiş ve kararın kesinleşmesi üzerine dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.

Özel Daire Kararları ve Sonraki Süreç:

7. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 06.06.2013 tarihli ve 2013/45 E., 2013/42 K. sayılı kararı ile; dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmiş ve talep hâlinde dosyanın Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş; kararın kesinleşmesi üzerine dosya Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.

8. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13.05.2014 tarihli ve 2013/1 E., 2014/2 K. sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 46. maddesinde hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine açılacak tazminat davası sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı ve hâkimin sorumluluğuna ilişkin şartların oluşmadığı gerekçesiyle Özel Dairece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

9. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu Kararı ve Sonraki Süreç:

10. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.06.2016 tarihli ve 2014/14-1587 E., 2016/822 K. sayılı kararı ile; İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevli olduğuna dair görevsizlik kararınıın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin kararı ile onandığı, kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleştiği, HMK’nın 23/2. maddesi gereğince kesinleşen bu karar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi yani, ilk derece mahkemesi sıfatı ile yargılama yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesini bağlayacağı, bu nedenle ilk derece mahkemesi sıfatı ile yargılama yapan Yargıtay 14. Hukuk Dairesince HMK’nın 23/2. maddesi gereğince görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş; bunun üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.

Özel Daire Kararı:

11. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2017/54 E., 2020/2 K. sayılı kararı ile;

“…GEREKÇE: Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir.

Küçükçekmeçe 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/253-259 ve 260 esas sayılı dosya örnekleri getirtilerek incelenmiştir.

Dosya kapsamından davanın ilk olarak İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ihbar olunan hakim davalı gösterilerek açıldığı, anılan mahkemenin 07/06/2011 gün ve 2010/371 esas - 2011/170 karar sayılı kararı ile Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, davalının temyizi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği ve Dairemizce 20/10/2011 tarihinde asıl davanın satış vadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin bulunduğundan temyiz inceleme görevinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu gerekçesiyle gönderme kararı verildiği, anılan Dairece temyiz incelemesi sonucu 28/12/2011 tarihinde yerel mahkemesinin görevsizlik kararının onandığı, karar düzeltme isteminin reddedildiği, Dairemizce ilk derece mahkemesi sıfatıyla 06/06/2013 tarihinde Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin görevli olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verildiği, temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davada 13/05/2014 tarihinde HMK'nın 46. maddesindeki koşulların oluşmadığı belirtilerek davanın esastan reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine 22/06/2016 tarihinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Dairemizin davaya bakmasın gerektiği belirtilerek Daire kararının bozulduğu, bunun üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince 26/09/2017 tarihinde bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verildiği, temyiz edilmeksizin 20/11/2017 tarihinde kesinleşerek dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.

6100 sayılı HMK’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK'nun 46. maddesine göre Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b)Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.

Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular, ihbar olunan hakimin hukuka aykırı şekilde tedbir kararı vererek taşınmazlar üzerinde tasarrufunun engellenmesi, dosyadaki belge ve yazışmaların yeterince incelenmemesi, taşınmazların satış bedelinin ve tedbirde teminat şartının araştırılmaması, tapu kayıtları celp edilmeden, hiçbir araştırma yapılmadan kamuya terk edilmiş alanların teminat olarak kabul edilmesi iddialarıdır.

Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş, yasa yolları da tüketilmiştir. Davacı, HMK 46. maddede sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenlerinin eldeki davada gerçekleştiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

Öte yandan HMK’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasına hükmedilmesi gerektiğinden, bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde bulundurulmuş, 1.000,00-TL disiplin para cezasının verilmesinin uygun olacağı değerlendirilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gösterilen nedenlerle;

1-HMK'nun 46. maddesindeki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine,

2-HMK'nun 49. maddesine göre takdiren 1.000,00-TL disiplin para cezasının davacılardan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,

3-Alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 148,50-TL'den mahsubuna, kalan 94,10-TL'nin davacılardan tahsiline ve hazineye gelir kaydedilmesine,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 4.950,00-TL maktu avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

5-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

12. Özel Daire kararı süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

13. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

14. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.

15. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

16. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.