"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında birleştirilerek görülen muris muvazaasına dayalı olarak açılan tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, tarafların tavzih talebinde bulunmaları üzerine de tavzih talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup, bu davalar bakımından dava değeri davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değerdir.
Yine aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok davanın HMK’nın 166/1 inci maddesi çerçevesinde birleştirildiği durumlarda; yargılama birlikte görülmüş olsa dahi ortada birleştirilen dava sayısı kadar birbirinden bağımsız davalar bulunur. Dolayısıyla tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava bakımından talepler ayrı ayrı değerlendirilerek karara bağlanır.
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar ve davalı ...’in istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, asıl davada 19.762,50 TL; birleştirilen davada ise; davacılar ... için 19.762,50 TL, ... için 19.762,50 TL, ... için 19.762,50 TL, ... için 6.324,00 TL, ... için 3.705,00 TL, ... için 3.705,00 TL, ... için 3.705,00 TL, ... için 3.705,00 TL olmak üzere toplam 80.431,50 TL'nin dava tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın konusu olup, asıl davada ve davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olan birleştirilen davada hükmedilen bu tutarlar ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararını verdiği 17.06.2020 tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL'nin altında kaldığından, Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı miktar itibariyle kesin niteliktedir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; temyiz edenin sıfatına göre toplam değerin esas alınarak kesinlik sınırının değerlendirilmesi gerektiği, buna göre ön sorun bulunmadığından işin esasının incelenmesine geçilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.