Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/548 E. 2022/1817 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından yapılan orman kesme ve sürütme işi karşılığında davalı şirketten iş bedelinin tahsili talebi üzerine taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin kurulup kurulmadığı ve bu sözleşmeden kaynaklanan iş bedelinin ödenip ödenmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların davalı şirket nam ve hesabına çalıştıklarına dair Orman İşletme Müdürlüğü yazıları ve akaryakıt ödeme belgeleri gibi deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, bu durumda işin yapıldığı yılın mahalli piyasa fiyatları ve yapılan iş miktarı gözetilerek iş bedelinin hesaplanması ve davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek mahkemenin akdi ilişki kurulmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasında birleştirilerek görülen “alacak” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin karar asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Asıl Davada Davacı İstemi:

4. Asıl davada davacılar vekili; davalı şirketin ... ili, ... ilçesi .../... bölgesindeki ormanların kesimi işini ihale ile aldığını, müvekkillerinin ise orman kesim işçiliği yaptığını, kesim sahasında 2013 yılı Ağustos ayından Kasım ayı sonuna kadar kesme ve sürütme işlerinde çalıştıklarını, çalışma yapılan orman bölgesinde 3800 ster orman emvalinin orman işletme müdürlüğünce damgalanarak ve nakliye tezkeresi düzenlenerek davalı şirketin ... ilinde bulunan fabrikalarına gönderildiğini, ancak iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek 79.800TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Asıl Davada Davalı Cevabı:

5. Asıl davada davalı vekili; davacıların iddiasının eser sözleşmesi kapsamında kaldığını, söz konusu bölgelerdeki sürütme, kesim işlerini yapmak üzere dava dışı ... ile sözleşme imzalandığını, söz konusu kişinin de bu işlerin bir kısmını yapmak üzere davacılarla anlaştığını ve ücretlerini bu kişiden aldıklarını, verilen teminat mektubunun işin bitiminde geri alınabilmesi açısından davacıların sigortalı gösterildiklerini, davacıların gerçekte dava dışı ...'ın çalışanları olduğunu, bu durumun akdî ilişkinin ispatına yeterli olmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Birleşen Davada Davacı İstemi:

6. Birleşen davada davacılar vekili; davalı şirketin ... ili ... ilçesi .../... bölgesindeki ormanların kesimi işini ihale ile aldığını, müvekkillerinin ise orman kesim işçiliği yaptığını, kesim sahasında 2013 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında kesme ve sürütme işlerinde çalıştıklarını, ancak iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek 14.355TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen Davada Davalı Cevabı:

7. Birleşen davada davalı vekili; asıl dava dilekçesine karşı sunduğu cevaplarını aynen tekrar etmek suretiyle davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

8. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.03.2018 tarihli ve 2016/167 E., 2018/105 K. sayılı kararı ile; davacıların, davalı nam ve hesabına kesme, sürütme, nakliye işi yaptıklarını ancak bedelinin ödenmediğini iddia ettikleri, davalının ise akdi ilişkiyi inkâr ettiği, davacıların taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 200. maddesi uyarınca ispat etmeleri gerektiği, davacıların akdi ilişkiyi sigorta kaydı, orman işletme müdürlüğünün kayıtları ve tanıkla ispat etmek istedikleri, her ne kadar Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen belgelere göre, söz konusu işin yapıldığı tarih itibariyle davacıların işçi olarak davalı uhdesinde çalıştıkları kayıtlı ise de, bu durumun ancak işçi-işveren ilişkisinin varlığına karine olabileceği, ancak davacıların bu karinenin aksine taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığını iddia ettikleri, iddianın ileri sürülüş biçimine göre sigorta kayıtları ve orman işletme müdürlüğü kayıtlarının davalının yazı ve imzasını içermeyen kayıtlar olduğundan eser sözleşmesi ilişkisini ispata yeterli görülmediği, belgelerin yazılı delil başlangıcı da sayılamayacağı, dava tarihi itibariyle HMK’nın yürürlükte olduğu, bu nedenle davacılar tarafından açıkça yemin deliline de dayanılmadığından bu hususta hatırlatma yapılmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 19.11.2019 tarihli ve 2019/3248 E., 2019/4696 K. sayılı kararı ile;

“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların birleşen davaya yönelik tüm, asıl dava yönünden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacılar vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Asıl davada davacılar vekili davalı şirketin ... ili ... ilçesi .../... bölgesindeki ormanların kesimi işini ihale ile aldığını, davacıların ise orman kesim işçiliği yaptığını, kesim sahasında 2013 yılı Ağustos ayından 2013 yılı Kasım ayı sonuna kadar çalıştıklarını, çalışma yapılan orman bölgesinde 3800 ster orman emvalinin orman işletme müdürlüğünce damgalanarak ve nakliye tezkeresi düzenlenerek davalı şirketin ... ilinde bulunan fabrikalarına gönderildiğini beyanla ster başına 21,00 TL iş bedeli üzerinden toplamda 79.800,00 TL bedelin tahsilini istemiş, davalı ise kesim sahasında ağaçların işlenmesi işinine ilişkin olarak dava dışı ... ile sözleşme yapıldığını davacıların ise bu şahsın yanında çalıştığını, husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispatlamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsiline ilişkindir. Davacı taşeron davalı ise yüklenicidir, her ne kadar mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin kurulmadığından bahisle dava reddedilmiş ise de; ... Orman İşletme Müdürlüğü’nün 17.02.2014 tarihli yazısında davacı ... ve ... davalı ... Mahsulleri İntegre San. ve Tic. A.Ş. tarafından kesim sahasında çalıştırıldığının görüldüğünü, yine 22.05.2014 tarihli yazısında ise ...’ın davalı ... Mahsulleri İntegre San. ve Tic. A.Ş. adına 491,692 m3 yapacak odun ile 2777 ster yakacak odun ve lif yonga odunu vasfında orman emvali üretimi yaptığına, davacı ... ile ilgili kayda rastlanmadığına ilişkin yazı cevapları, sunulan akaryakıt ödemeleri ve davacı tarafından sunulan davalı çalışanı ... elinden çıktığı anlaşılan ve imzası inkar edilmeyen belge bir bütün halinde değerlendirildiğinde taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu kabul edilerek ... Orman İşletme Müdürlüğü’nden gelen yazı cevaplarında belirtilen orman emvallerinin miktarı gözetilerek taraflarca iş bedeli üzerinde bir kararlaştırma bulunmadığından, iş bedelinin yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa fiyatlarıyla (KDV ilave edilmeden) hesaplanması ve davalı tarafından kanıtlanan ödemelerin toplam iş bedelinden düşülmesinden ibarettir. Bu hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur,…” gerekçesiyle karar asıl dava yönünden bozulmuştur.

Direnme Kararı:

11. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/115 E., 2020/294 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, Özel Dairenin bozma kararında davalı şirket çalışanı ...'nın elinden çıktığı belirtilen belgenin, davacı tarafça 24.11.2014 tarihli dilekçe ekinde, delillerin bildirilmesi ve sunulması süresinden çok sonra verilmesi nedeniyle dikkate alınmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; asıl davada talep edilen iş bedeli yönünden taraflar arasındaki akdi ilişkinin davacılar tarafından ispat edilip edilmediği buradan varılacak sonuca göre mahkemece akdi ilişkinin ispat edilemediği gerekçesiyle verilen red kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin incelenmesinde yarar vardır.

15. Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “Eser sözleşmesi”, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” biçiminde tanımlanmıştır.

16. Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesidir. Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici istenen özellikte eseri meydana getirmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir.

17. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olup, HMK’nın 190. maddesinin 1. fıkrasına göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğundan; yüklenici, sözleşmeye uygun olarak eseri meydana getirip teslim ettiğini, iş sahibi de sözleşmede kararlaştırılan ve teslimle muaccel hâle gelen iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.

18. Türk Borçlar Kanunu’nun “Yazılı şekil” başlıklı 13. maddesi; “Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak, sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.

Bu kural, yazılı şekil dışındaki geçerlilik şekilleri hakkında da uygulanır” hükmünü haiz olup, aynı Kanun’un “Unsurları” başlıklı 14/1. maddesinde ise, “Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.

19. Sözleşmeler ve bu arada eser sözleşmeleri de kural olarak hiçbir şekle bağlı değildir. Dolayısıyla, kanunda aksi öngörülmedikçe, eser sözleşmeleri, sözlü veya yazılı yahut resmi biçimde yapılabilir.

20. Nitekim açıklanan bu ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2021 tarihli ve 2017/15-494 E., 2021/506 K.; 22.09.2021 tarihli ve 2017/(15)6-2828 E., 2021/1076 K. ve 04.11.2021 tarihli ve 2018/(15)6-81 E., 2021/1336 K. sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir.

21. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; asıl davada davacılar vekili, davalı şirketin ... ili, ... ilçesi .../... bölgesindeki ormanların kesimi işini ihale ile aldığını, müvekkillerinin de, kesim sahasında kesme ve sürütme işlerini yaptıklarını ve orman emvalinin davalı şirketin fabrikalarına gönderildiğini, ancak iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı şirket vekili ise, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi inkâr ederek müvekkili şirketin söz konusu işlerin yapılması için dava dışı ... ile anlaştığını, davacıların ise bu kişinin çalışanları olduğunu savunmuştur.

22. Dosya içerisinde yer alan ... Orman İşletme Müdürlüğünün 17.02.2014 tarihli yazısında, davalı şirketin söz konusu bölgede yer alan dikili ağaçları ihale sonucu satın aldığının ve davacıların da davalı şirket tarafından ilgili kesim sahalarında çalıştırıldığının belirtildiği, 22.05.2014 tarihli yazısında ise, davacı ...’ın 491,692 m3 yapacak odun ile 2777 ster yakacak odun ve lif yonga odunu vasfında orman emvali üretimi yaptığının, davacı ... ile ilgili kayda rastlanmadığının açıklandığı görülmüştür.

23. Özel Dairenin bozma kararında, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğuna gerekçe olarak, davalı şirket çalışanı ...’nın elinden çıktığı belirtilen 13.11.2013 tarihli belgeye de yer verilmiş; ancak söz konusu belgenin delillerin bildirilmesi aşamasından sonra sunulması, davalı şirket tarafından anılan belgeye itiraz edilmesi, belgede ismi yer alan kişinin davalı şirketi temsile yetkili olup olmadığının tespit edilmemesi karşısında akdi ilişkinin ispatına yönelik olarak anılan belgeye değer verilemez ise de, az yukarıda belirtilen ve ... Orman İşletme Müdürlüğünün 17.02.2014 tarihli ve 22.05.2014 tarihli yazıları ile dosyaya sunulan akaryakıt ödeme belgeleri birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunun kabulü gerekir.

24. Bu durumda taraflarca iş bedeli üzerinde bir kararlaştırma bulunmadığından, ... Orman İşletme Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarında belirtilen orman emvallerinin miktarı dikkate alınarak iş bedelinin, yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa fiyatlarıyla (KDV dahil edilmeden) hesaplanması ve davalı tarafından kanıtlanan ödemelerin toplam iş bedelinden düşülerek varılacak sonuca karar verilmesi gerekirken akdi ilişkinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen direnme kararı yerinde değildir.

25. Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,

Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.