Logo

Hukuk Genel Kurulu2021/554 E. 2022/1537 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, 18 yaşını doldurduğu tarih itibarıyla davalı işyerinde yaptığı çalışmanın çıraklık statüsünde mi yoksa üretime yönelik bir çalışma mı olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının işe giriş bildirgesinin verilmesi, bordro tanıklarının beyanları ve davalı işverenin davacıyı tüm sigorta kollarına tabi olarak çalıştığına dair bildirimde bulunması karşısında, davacının yaptığı işin niteliği, meslek veya sanat eğitiminin arka planda tutulup tutulmadığı ve çalışmasının çıraklık ilişkisine mi yoksa üretime mi yönelik olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki “Hizmet tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 12. İş Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararına yönelik taraf ve fer’î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... fer’î müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine dair karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde 15.08.1982-14.08.1983 tarihleri arasında çırak adayı; 15.08.1983-31.12.1985 tarihleri arasında çırak; 01.01.986-31.12.1986 tarihleri arasında ise 506 sayılı Kanun kapsamında geçici işçi statüsünde üretimde ücretle zorunlu sigortalı olarak çalıştığını, davalı işveren tarafından müvekkili adına 1986 yılında 360 gün üzerinden uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak yapılan bildirimlerin daha sonra iptal edildiğini ileri sürerek müvekkilinin 18 yaşını ikmal ettiği 11.02.1986-31.12.1986 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kuruma bildirilen prime esas kazançla tüm sigorta kollarına tabi olduğunun tespitini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı .... ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini, çırak olan davacının 2089 ve 3308 sayılı Kanunlar gereğince İş Kanunu’na tabi olmadığını, müvekkilinin yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Fer’î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu (Kurum/SGK) vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın kamu düzenini ilgilendiren nitelikte olduğunu, bu nedenle çalışma olgusunun re’sen araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

7. İzmir 12. İş Mahkemesinin 23.11.2017 tarihli ve 2016/546 E., 2017/298 K. sayılı kararı ile; davacının çırak olarak işe alındığı tarihte yürürlükte bulunan 2089 sayılı Kanun’un 16. maddesine göre reşit olması hâlinde dâhi çıraklık sözleşmesinin devam edeceği ve davacının çalıştığı meslek kolunda çıraklık süresinin 3 yıl olarak tespit edildiği anlaşıldığından davacının çıraklık eğitimine 15.08.1983 tarihinde başladığı, 15.08.1986 tarihinde tamamladığı, bu nedenle davacının 16.08.1986-31.12.1986 tarihleri arasındaki toplam 136 günlük çalışmasının 506 sayılı Kanun’un 2. Maddesi (5510 sayılı Kanun’un 4/1-a) kapsamında tüm sigorta kollarına tabi çalışma olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

8. İzmir 12. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf ve fer’î müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

9. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 02.05.2018 tarihli ve 2018/130 E., 2018/723 K. sayılı kararı ile; davacının çırak olarak işe başladığı tarihte yürürlükte bulunan 2089 sayılı Kanun’un 16. maddesi gereğince reşit olunması hâlinde de çıraklık sözleşmesinin devam edeceği ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık Eğitim Genel Müdürlüğü Çıraklık Kurulunca alınan 22.01.1979 tarihli kararı ile davacının çalıştığı tesviyecilik meslek davalının İzmir İlinde 13.03.1979 tarihinde çıraklık eğitimi kapsamında çıraklık süresi 4 yıl olarak belirlendiği, davacının 15.08.1983-01.11.1987 tarihleri arasında çıraklık eğitimi aldığı, bu itibarla davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... fer’î müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

10. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

11. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 16.11.2020 tarihli ve 2020/2846 E., 2020/6512 K. sayılı kararı ile; “…Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Somut olayda, 10.02.1968 doğumlu davacı adına, 21158 işyeri sicil numaralı BMC San. ve Tic. A.Ş. ünvanlı işyerinden, 15.08.1983 tarihinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin verildiği, Bornova Kaymakamlığı Mesleki Eğitim Müdürlüğü nezdinde tesviyecilik meslek dalında 15.08.1983 – 01.01.1987 tarihleri arası eğitim gördüğü, yine Bornova Kaymakamlığı Mesleki Eğitim Müdürlüğünün yazı cevabına göre tesviyecilik meslek dalında çıraklık eğitim süresinin 4 yıl olduğunun bildirilmesi karşısında Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.

Davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak çıraklık statüsünün irdelenmesi gerekli olup, 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanun'da tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’na göre, çıraklar teorik ve pratik eğitime tabi tutulurlar. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlık konusu dönemde çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.

Konu ile ilgili olarak 3308 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde çırak olabilmek için aranan şartlar arasında

“...a) 14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak.

b) En az ilköğretim okulu mezunu olmak.

c) Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak.”hususları düzenlenmiş ve aynı maddeye 4702 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile eklenen fıkra ile 10.07.2001 tarihinden itibaren de 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek mesleki eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabileceği hükmü getirilmiştir.

Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.

Eldeki davada, talep tarihinde davacının 18 yaşını ikmal ettiği, yapılan işin niteliği gereği, talep tarihindeki davacı yaşına göre işyerindeki faaliyetinin çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi yahut üretime yönelik bir faaliyet ve imalat olup olmadığı araştırılıp açık ve net olarak belirlenip sonuca göre karar verilmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsizdir.

Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı işveren ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin istinaf istemlerinin kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı :

12. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 2020/2129 E., 2021/228 K. sayılı kararı ile; davacının çıraklık eğitimini tamamladığı tarih 01.11.1987 olmasına rağmen bozma kararında 01.01.1987 olarak belirtildiği, dosya kapsamında bulunan kayıtlar, sözleşme, mevzuat ve çıraklık dönemine ilişkin primlerinin ödenmesi karşısında bozma kararında belirtilen araştırmanın yapılmasının gerekli olmadığı, aksi eş değer belgelerle ortaya konulamayan dosyadaki yazılı belgeler, Çıraklık Eğitim Merkezi kayıtları, 2089 sayılı Kanun’un 16. maddesi dikkate alındığında mevzuata uygun olarak başlayan çıraklık eğitimi bitmeden 18 yaşını ikmal edilmesinin bozma kararında belirtildiği üzere çıraklık statüsü üzerinde etkili olmadığı, bozma kararı gerekçesi ışığında yapılan değerlendirme sonucunda bozma kararındaki gerekçeye uyulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

13. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

14. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda talep tarihinde 18 yaşını ikmâl eden davacının davalı işyerinde geçen çalışmasının mesleği öğrenmesine yönelik çıraklık statüsünde mi yoksa üretime yönelik mi olduğu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

15. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un Geçici 20'inci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” şeklindeki düzenlemeye göre davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunudur.

16. Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79. maddesinin 10. fıkrasında "Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” hükmü bulunmaktadır.

17. Mülga 506 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre sigortalılık niteliği, hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Aynı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3/II-b maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun 35'inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür.

18. Öte yandan 05.07.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu’nun (2089 sayılı Kanun/Kanun) 4. maddesinde çırak; “Bu kanuna tabi bir sanatı, o sanat için düzenlenen teorik ve pratik öğrenim programına göre o iş yerinde öğrenmek amacı ile bir çıraklık sözleşmesi ile bir işyeri sahibinin hizmetine giren kimse” olarak tanımlamıştır.

19. Aynı Kanunun 5. maddesi ile çırak olabilmek için gerekli olan nitelik ve şartlar;

“a) En az ilköğrenimini bitirmek,

b) 12 yaşından küçük 18 yaşından büyük olmamak,

c) Seçtiği sanatın gerektirdiği evsafı haiz olmak,

2. Bazı sanatlara alınacak çıraklarda aranacak en küçük yaşlarla en az öğrenim dereceleri Çıraklık Kurulunca tespit ve Milli Eğitim Bakanlığınca ilan olunur.

3. Çıraklık bir öğrenim dönemi olduğundan ilköğrenimini bitirmeyen ve fakat seçtiği sanatın gerektirdiği kabiliyetleri haiz bulunan kimseler, mahalli çıraklık eğitimi komitesinin muvafakati ile çırak olarak alınır, ancak bu gibilerinin kalfalık imtihanına girebilmeleri için çıraklık süresince okur- yazar olmaları şarttır.” şeklinde belirlenmiştir.

20. Yine 2089 sayılı Kanun’un 16. maddesi; “İşyeri sahibi veya temsilcisi çırak adayını çalıştırmaya başlamadan önce velisi veya kanuni mümessili ile 3 örnek yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmaya mecburdur.

Çırağın sözleşme süresi içinde reşit olması halinde de çıraklık sözleşmesi devam eder.

Çıraklık sözleşmesinin birer örneği taraflara, bir örneği de ilgili teşkilata verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

21. 19.06.1986 tarihinde yürürlüğe giren ve adı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu iken 29.06.2001 tarihli ve 4702 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu olarak değiştirilen Kanun’un (3308 sayılı Kanun) 3. maddesinde ise; çırak “çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştirilen kişi” olarak tanımlanmıştır.

22. Yine 3308 sayılı Kanun’un 27.06.2019 tarihli ve 7180 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki hâlinde 10. maddesinde çırak olabilmek için aranan şartların; “..a) 13 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak

b) En az ilkokul mezunu olmak

c) Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak” şeklinde açıklanmış olup aynı maddeye 10.07.2001 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4702 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile “Ancak, ondokuz yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek meslekî eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilir.” hükmü son fıkra olarak eklenmiştir.

23. Ayrıca 3308 sayılı Kanun’un “Çıraklığa başlama ve çıraklık süresi” başlıklı 14. maddesi; “Çıraklığa bir deneme dönemi ile başlanır. Bu dönem mesleğin özelliğine göre bir aydan az, üç aydan fazla olamaz. Bu süre Bakanlıkça tespit edilir. Deneme döneminden sonra taraflar 10 gün içinde ilgili çıraklık eğitimi merkezi müdürlüğüne başvurmadığı takdirde çıraklık sözleşmesi kesinleşir ve bu dönem çıraklık süresinden sayılır. Deneme döneminde ücret ödenir. Aday çıraklıktan çıraklığa geçenler deneme dönemini yapmış sayılırlar.

(Mülga: 2/12/2016-6764/40 md.) Çıraklık süresi 3 - 4 yıldır. Bu süre mesleklerin özelliğine göre ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. Bu süre kesintisiz olarak devam eder, yıllık izin dışındaki devamsızlıklar çıraklık süresine eklenir.” şeklindedir.

24. Bu hükümler çerçevesinde öncelikle bir kimseye çırak denebilmesi için o kimsenin durumunun kanunda belirtilen çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir.

25. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile davacının belirtilen devrede çırak olup olmadığına karar verilirken çalışma ilişkisinin varlığına bakılmalıdır.

26. Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Ancak çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda kalıyorsa bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.

27. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 18.10.2006 tarihli ve 2006/10-629 E., 2006/669 K. ile 23.06.2020 tarihli ve 2016/21-1524 E., 2020/442 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.

28. Somut olayda 10.02.1968 doğum tarihli davacı hakkında davalı işveren tarafından düzenlenen ve Kurum kayıtlarına giren 15.08.1983 işe giriş tarihli bildirge kapsamında davalı işverence Kuruma verilen bildirilen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olmayanlara ait 1983/2. ilâ 1985/3. dönem arasındaki bordrolara göre bildirim yapıldığı, tüm sigorta kollarına tabi bildirimi yapılan 1986/1. İlâ 1986/3. dönem arasındaki sürelerin ise Kurum tarafından davacının çırak olduğundan bahisle iptal edildiği, yine davalı işveren tarafından askerlik süresi hariç olmak üzere 01.11.1987-25.07.1994 tarihleri arasında davacı adına tüm sigorta kollarına tabi yapıldığı, davalı şirketin 01.07.1966 tarihinde Kanun kapsamına alındığı ve hâlen faal olduğu, Bornova Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından davacının 15.08.1983 tarihinde davalı işveren ile sözleşme hazırlayıp tesviyecilik meslek dalında çırak öğrencisi olarak kayıt yaptırdığı, 01.11.1987 tarihinde ise eğitimini tamamladığının belirtildiği, diğer taraftan dinlenilen bordro tanıklarının davacının ne iş yaptığına dair beyanda bulundukları ancak davacı ile birlikte bir yıl çıraklık eğitimi aldıktan sonra fabrikada çalıştıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.

29. Bu itibarla uyuşmazlık konusu çalışma dönemde davalı işverenin Kuruma davacının tüm sigorta kollarına tabi olarak çalıştığına dair bildirimde bulunması, bordro tanıklarının davacının bir yıllık çıraklık eğitimi aldıktan sonra üretime yönelik çalıştığını beyan etmeleri karşısında davacının ne iş yaptığı, meslek veya sanat eğitiminin arka planda tutulup tutulmadığı, yapılan işin niteliği gereği talep edilen dönemde davacının yaşına göre davalı işyerindeki çalışmasının bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi yoksa bilfiil üretime katılma şeklinde mi olduğu araştırılarak tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucuna göre karar verilmelidir.

30. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

31. O hâlde direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.