"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalılar vekili ve davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... (...) Lojistik Merkezi kapsamında yer alan 654.799,14 m2'lik sahanın ve üzerindeki muhdesatların kamulaştırılmasının ... Yönetim Kurulunca alınan 18.03.2014 tarihli ve 3/42 sayılı kararı ile kararlaştırıldığını, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 15.04.2014 tarihli ve 19049 sayısı ile onaylandığını, müvekkili idare tarafından kamulaştırılan kısmın bedelinin 116.111,92TL olarak tespit edildiğini, Kamulaştırma Kanunu’nun 8. maddesi gereğince anlaşma yoluyla satışının veya tapuda rızaen ferağda bulunabilmesi için davalılara çağrıda bulunulduğunu, davalının yapılan yazılı davete rağmen kurumla anlaşmadığını, anlaşmazlık tutanağı düzenlendiğini, Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince hakkında kamu yararı kararı alınan ... ili ... ilçesi ... Köyü 677 parsel sayılı taşınmazın 8.078,21 m2'lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve müvekkili idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde; taşınmazın bedelinin düşük tespit edildiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.10.2015 tarihli ve 2014/654 E. 2015/596 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olarak değerlendirildiği, bilirkişi raporunda tarla vasıflı dava konusu taşınmazın yapısı, mevkii, durumu, belediye hizmetlerinden faydalanmaması, şehir merkezine mesafesi, sulu tarım arazisi olması göz önüne alınarak taşınmazın kamulaştırılan kısım bedelinin m2 birim fiyatı 15,20TL'den hesaplanmak sureti ile kamulaştırılan kısmın bedelinin 122.788,79TL, kamulaştırmadan arta kalan kısımdaki değer azalışının 5.277,12TL olmak üzere toplam kamulaştırma bedelinin 128.065,91TL olarak tespitine ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kamulaştırma bedelinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli ve 2017/9659 E. 2018/16671 K. sayılı kararı ile; ''...Arazi niteliğindeki ... Köyü 677 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,
2)Dava konusu taşınmazın konumu dikkate alındığında, gelir metoduna göre belirlenen m2 birim fiyatına %300 oranında objektif değer artış oranı uygulanması gerekirken, daha az oranda uygulanmak suretiyle az bedele hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği,...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli ve 2019/480 E. 2020/162 K. sayılı kararı ile önceki gerekçeye ek olarak; dava konusu taşınmazın somut özellikleri ve emsal Yargıtay kararları da göz önünde bulundurulduğunda %300 oranında değer artışının ve %4 kapitalizasyon faiz oranının uygulanmasının arazinin özelliklerine göre değerinin çok üzerinde değerleme yapılmasına sebebiyet vereceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalılar vekili ve davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemiyle açılan eldeki davada;
1-Dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporundaki özelliklerine göre yapılan hesaplamada kapitalizasyon faizinin %4 oranında mı, yoksa %5 oranında mı esas alınacağı,
2-Dava konusu taşınmazın niteliği ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında, tarım arazisi niteliğinde bulunan taşınmazdaki objektif değer artırıcı unsur oranının %300’den az olup olamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. Somut olayda mahkemece verilen ilk kararın Özel Daire tarafından kapitalizasyon faizi ve objektif değer artışı yönünden bozulduğu, mahkemece bozma kararı sonrası Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına, ek rapor alındıktan sonra davacı vekiline Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. maddesi gereğince bilirkişi raporunda belirlenen kamulaştırma fark bedelini depo etmek üzere tebliğden itibaren 15 günlük süre verilmesine şeklinde karar verildiği ve ziraat bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
16. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
17. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında Özel Daire bozma kararının kesin bozma mahiyetinde olduğu, bozma sonrası bilirkişiden ek rapor alınmış ise de mahkemece anılan rapora gerekçede değinilmediği, bu nedenle verilen kararın yeni hüküm mahiyetinde olmadığı, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalılar vekili ve davacı idare vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.