"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki “sözleşmenin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi ile Yalova 3. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesince verilen kesinleşmiş yetkisizlik kararlarına ilişkin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 10.11.2020 tarihli ve 2020/7658 E., 2020/9619 K. sayılı kararı ile yargı yerinin belirlenmesi üzerine İstanbul 4. Tüketici Mahkemesince önceki kararda direnilmiştir.
1. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
2. Dava, devre mülk (hisseli gayrimenkul satış) sözleşmesinin iptali ve ödenen bedel ile senetlerin iadesi istemine ilişkindir.
3. İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinde açılmış, mahkemece 12.03.2019 tarihli, 2018/487 E., 2019/211 K. sayılı karar ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine ve dosyanın sözleşmede bahsi geçen devre tatil tesisinin bulunduğu Yalova Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar istinaf edilmemekle 22.04.2019 tarihinde kesinleşmiştir.
4. Davacı vekilinin talebi üzerine dosya Yalova 3. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesine gönderilmiş, bu mahkemece 24.02.2020 tarihli, 2019/190 E., 2020/99 K. sayılı karar ile davanın tüketicinin ikametgâhının bulunduğu İstanbul mahkemelerinde açılabileceği gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilerek yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Özel Dairenin 10.11.2020 tarihli, 2020/7658 E., 2020/9619 K. sayılı kararıyla yargı yeri olarak İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi belirlenmiştir.
6. Söz konusu karara karşı İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi 02.03.2021 tarihli, 2020/444 E., 2021/219 K. sayılı kararla direnme hükmü tesis etmiştir.
7. Hukuk Genel Kurulunca yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, direnmeye konu uyuşmazlığın yargı yeri belirlenmesine ilişkin olduğu görülmekle Mahkemece, Özel Daire kararına karşı direnilmesinin mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
8. Sorunun çözümü için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yargı yeri belirlenmesine ilişkin yasal düzenlemelerinin açıklanmasında yarar vardır.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21. maddesine göre;
“a) Davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin davaya bakmasına herhangi bir engel çıkarsa.
b) İki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesi konusunda bir tereddüt ortaya çıkarsa.
c) İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.
ç) Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulur.
10. Anılan Kanun’un 22. maddesine göre, yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.
11. Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.
12. Yargıtay ilgili dairesinin yargı yerini (davaya bakacak olan mahkemeyi) belirleyen kararına karşı temyiz veya karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı gibi, Yargıtayın kendisini görevli bulduğu için yargı yeri olarak belirttiği mahkeme, direnme kararı veremez (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C.I, s. 671).
13. Somut olay incelendiğinde; mahkemeler arasında çıkan kesin yetkiye ilişkin uyuşmazlık Yargıtay 5. Hukuk Dairesince giderilmiş ve İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilerek yargı yeri belirlenmiştir.
14. Yukarıda açıklandığı üzere bu kararın mahkeme için bağlayıcı olduğu açıktır.
15. Öte yandan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.06.1942 tarihli ve 1942/26-16 sayılı kararında, merci tayini kararlarının, davaya daha sonra bakacak yerel mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlayacağı belirtilmiştir.
16. Nitekim merci tayinine ilişkin Yargıtay Özel Dairesinin kararlarına karşı direnilemeyeceği Hukuk Genel Kurulunun 26.01.1949 tarihli ve 4/121-3 E.-K.; 18.11.1953 tarihli ve 4/121-125 E.-K.; 28.03.2007 tarihli ve 2007/13-191 E.-2007/167 K.; 03.04.2013 tarihli ve 2012/18-1226 E.-2013/416 K. ile 26.02.2014 tarihli ve 2013/17-2405 E.-2014/191 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
17. Hâl böyle olunca Yargıtay Özel Dairesinin yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken Mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
18. Direnme kararı belirtilen bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme kararının bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı usulden BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.11.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.