"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “ipoteğin kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 02.05.2017 tarihli ve 2015/267 E., 2017/132 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 08.06.2020 tarihli ve 2019/2696 E., 2020/1376 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiş, direnme hükmü davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
3. Mahkemece, kısa kararda; “…Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 08/06/2020 tarihli 2019/2696 E., 2020/1376 K., sayılı bozma ilamına karşı usul hükümleri gereğince direnilmesine, Davacının talebini içeren davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden KABULÜ ile; davacı kooperatife ait Çankaya ilçesi Lodumu (Beytepe köyü) 5568 kadastro parsel (imar uygulaması sonucu 28983 ada 1 parsel, 28988 ada 1 parsel, 29017 ada 7 parselle şuyulandırılan) taşınmaz kaydında davacıya ait hisse ile ilgili davalı lehine 11/06/2008 tarihli 12798 yevmiye nolu senet ile tesis edilmiş olan 1.500.000,00TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına, Dava dilekçesinde hükümsüzlüğünün tespiti istenen 30/05/2008 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve Teminat Sözleşmesi ile ilgili talebin atiye terk edilmiş olması nedeniyle bu hususta ayrıca hüküm tesisine yer olmadığına,…” karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda; “…Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 08/06/2020 tarihli 2019/2696 E., 2020/1376 K., sayılı bozma ilamına karşı usul hükümleri gereğince direnilmesine, Davacının talebini içeren davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden KABULÜ ile; davacı kooperatife ait Çankaya ilçesi Lodumu (Beytepe köyü) 5568 kadastro parsel (imar uygulaması sonucu 28983 ada 1 parsel, 28988 ada 1 parsel, 29017 ada 7 parselle şuyulandırılan) taşınmaz kaydında davacıya ait hisse ile ilgili davalı lehine 11/06/2008 tarihli 12798 yevmiye nolu senet ile tesis edilmiş olan 1.500.000,00TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına, Dava dilekçesinde hükümsüzlüğünün tespiti istenen 30/05/2008 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve Teminat Sözleşmesi ile ilgili talebin atiye terk edilmiş olması nedeniyle bu husustaki davanın açılmamış sayılmasına,…” şeklinde hüküm kurularak kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur.
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesi;
“(1) Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
(2) Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
(3) Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur…’’ şeklinde düzenlenmiştir.
5. Aynı Kanun’un 297. maddesinin 2. fıkrası gereğince de; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
6. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak Yargıtay yoluna başvurulması ve kararın bozulması hâlinde düzeltilebilir. Bu aykırılık kamu düzenine ilişkin olup diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma sebebi yapılması ise, 10.04.1992 tarihli ve 1991/7-4 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gereğidir.
7. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmak olup, usulüne uygun direnme hükmü kurulması için işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme kararının 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun'un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.