"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “İşçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 9. İş Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesi feshedilene kadar Tokat İl Telekom Müdürlüğü’nde şef tekniker unvanıyla çalıştığını, davalının 31.08.2000 tarihinde yürürlüğe giren Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nin 75/E maddesi ile “Ücret ve Fazla Çalışma Esasları” bölümünün 4. maddesine göre toplu iş sözleşmesi ile işçilere verilen ücret zammının müvekkiline ödenmediğini, toplu iş sözleşmesindeki zam farkı yansıtılmadığı için temel ücretin eksik belirlendiğini, fesih tarihine kadar toplu iş sözleşmesi zam farkından kaynaklı ücret (maaş, ilave tediye, ikramiye) farkı alacaklarının ödenmesini talep ettiklerini ve 2010 yılından itibaren işyeri uygulaması hâline gelen ancak müvekkiline ödenmeyen performans primi alacağının da ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla fesih tarihine kadarki toplu iş sözleşmesindeki zam oranlarının ödenmemesinden kaynaklı ücret (maaş, ilave tediye, ikramiye) farkı ile performans primi alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.04.1988 tarihinden 14.12.2000 tarihine kadar 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’ye (399 sayılı KHK) tabi sözleşmeli personel, 14.12.2000 tarihinden 16.09.2004 tarihine kadar teknisyen statüsünde çalıştığını, bu çalışmasının 15.12.2000-18.09.2008 tarihleri arasındaki kısmının kapsam içi personel statüsünde geçtiğini, 19.09.2008 tarihinde 1. Tip İş Sözleşmesi imzalayarak İnsan Kaynakları Çalışma Esaslarına tabi olarak çalışmaya devam ettiğini, 01.07.2015 tarihinde yeniden kapsam içi personel statüsüne geçirildiğini, iş sözleşmesinin ikale ile sona erdiğini, taraflar arasında yapılan protokole göre davacının müvekkilinden hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, ikale geçersiz kabul edilse dahi davacı 14.12.2000 tarihine kadar olan dönemde 399 sayılı KHK’nın Ek 2 sayılı cetveline tabi olduğundan Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nde belirtilen haklardan faydalanamayacağını, 15.12.2000-19.09.2008 tarihleri arasında ise iş mevzuatına tabi kapsam içi statüde çalıştığından toplu iş sözleşmesinde düzenlenen zamların uygulandığını, 19.09.2008 tarihinden sonraki dönem bakımından davacı ile müvekkili arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmede ücrette zam yapılmasının zorunlu olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığını, davacının 01.07.2015 tarihinde yeniden kapsam içi personel statüsüne geçmesi sonucu kendisine özel ödül ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını, bu ödemenin kapsam dışı çalışan personellere yapıldığını ve ödemenin süreklilik arz etmeyip belli dönemlere özgü olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Ankara 9. İş Mahkemesinin 05.11.2020 tarihli ve 2019/120 E., 2020/455 K. sayılı kararı ile; 01.04.1988-14.12.2000 tarihleri arasında kapsam içi personel olarak görev yapan davacı ile davalı arasında kapsam dışı personel olarak 1. Tip İş Sözleşmesi imzalanmadığı, bir kısım bordrolarda davacının kapsam içi personel olarak gösterildiği, bu sebeple kapsam dışı personel çalışma ve ücret esaslarından da faydalanma hakkı bulunmadığı ve davacının tüm hizmet süresi bakımından toplu iş sözleşmesinde düzenlenen zamlardan yararlanma hakkının bulunmadığı, kapsam içi personel olarak toplu iş sözleşmelerinden yararlanmış olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan ücret (maaş, ilave tediye, ikramiye) taleplerinin yerinde olmadığı, öte yandan dosyada mevcut toplu iş sözleşmesi hükümlerinde performans primi adı altında ödeme yapılacağına veya hesaplama yöntemine ilişkin bir düzenleme olmadığı anlaşıldığından bu alacak isteminin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. Ankara 9. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
8. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.09.2021 tarihli ve 2021/918 E., 2021/2174 K. sayılı kararı ile; davacının kapsam dışı işçilerin çalışma esaslarını düzenleyen yönetmeliğin yürürlükten kaldırılıp insan kaynakları çalışma esaslarının yürürlüğe girdiği 26.09.2008 tarihinden önce 19.09.2008 tarihinde imzaladığı iş sözleşmesinin 4. maddesinde “Personel okuduğu ve bilgi sahibi olduğu Kapsam Dışı Personel Esaslarını işin görülmesinde uygulanacağı öngörülen usul ve esasları bu sözleşmesinin eki kabul eder.” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, mahkemece davacının yeni yönetmeliği okuduğu ve kabul ettiği değerlendirilmiş ise de henüz yürürlükte olmayan bir yönetmeliğin iş sözleşmesinin eki kabul edilmesine hukuken değer atfedilemeyeceği, kaldı ki maddede yürürlükteki (eski) yönetmelik olan kapsam dışı personel esaslarını düzenleyen yönetmeliğe atıf yapıldığı, yürürlüğe girecek yönetmeliğin (yeni) Türk Telekom İnsan Kaynakları Çalışma Esasları Yönetmeliği olduğu, ayrıca davacıya yapılan tebligata ilişkin belgede 26.09.2008 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin ne zaman tebliğ edildiğinin belli olmadığı ve dolayısıyla bu yönetmelik bakımından davacının 19.09.2008 tarihinde ya da öncesinde bilgi sahibi olduğunun kanıtlanamadığı, davacıdan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında alınmış yazılı bir muvafakat da bulunmadığı, bu sebeple yapılan düzenleme işçiyi bağlamayacağından fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacak taleplerinin reddinin hatalı olduğu, performans primi talebinin reddinin ise isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
10. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 06.12.2021 tarihli ve 2021/11887 E., 2021/16151 K. sayılı kararı ile; birinci bendinde davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, “2-…Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi tarafından en son imzalanan iş sözleşmesinin tarihinin 19.09.2008 olduğu ve iş sözleşmesinin 4. maddesinde “Personel okuduğu ve bilgi sahibi olduğu Kapsam Dışı Personel Esaslarını işin görülmesinde uygulanacağı öngörülen usul ve esasları bu sözleşmesinin eki kabul eder." düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmaktadır. 19.09.2008 tarihi itibariyle 01.07.2008 tarihli “İnsan Kaynakları Çalışma Esasları” başlıklı iç yönetmelik kabul edildiğinden, yeni iç yönetmeliğin işçiye tebliği ile 31.08.2000 tarihli Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nin yürürlükten kalktığı ve 19.09.2008 tarihli iş sözleşmesi ile bu değişikliğe muvafakat edildiği kabul edilmelidir.
Belirtilen sebeplerle, 19.09.2008 tarihli iş sözleşmesi ile muvafakat edilen “İnsan Kaynakları Çalışma Esasları” başlıklı iç yönetmelikte kapsam dışı personeller için kapsam içi personele yapılan ücret zamlarının uygulanmasına dair bir hüküm öngörülmediğinden; dava konusu fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağı taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
11. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 02.02.2022 tarihli ve 2022/62 E., 2022/105 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 19.09.2008 tarihli iş sözleşmesinin 4. maddesi dikkate alındığında 26.09.2008 tarihinde yürürlüğe girecek olan Türk Telekomünikasyon A.Ş. İnsan Kaynakları Çalışma Esasları başlıklı iç yönetmeliğe davacı tarafından muvafakat verilip verilmediği; buradan varılacak sonuca göre davacının fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi nedeniyle Özel Dairece bozulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince önceki hükümde direnildiği dikkate alındığında; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a ve Ek 1. maddelerindeki hükümler kapsamında direnme kararının verildiği 02.02.2022 tarihinde geçerli temyiz edilebilirlik sınırının 107.090TL olması karşısında direnme kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz isteminin miktardan reddinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. fıkrasında, “…Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edilerek bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihi itibariyle fiilî olarak göreve başlamış ve böylece istinaf yargılaması hukuk sistemimize dâhil olmuştur.
16. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar; 361. ve 362. maddelerinde ise temyiz edilebilen ve temyiz edilemeyen kararlar hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, “Miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” hakkında temyiz yoluna başvurulamaz.
17. Öte yandan hemen belirtilmelidir ki; kesinlik sınırı kamu düzeninden olup bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, bölge adliye mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
18. 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK’ya eklenen “Parasal sınırların artırılması” başlıklı Ek 1. madde ile aynı Kanun’un 362/1-(a) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenmektedir. Anılan Ek 1. maddenin 2. fıkrasına göre, “... 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır”.
19. Bu açıklamalara göre direnme kararının verildiği 02.02.2022 tarihinde HMK’nın 362/1-(a) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 107.090TL’dir.
20. Eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar bulunmakta olup, davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ücret (maaş, ilave tediye, ikramiye) farkı alacağı için 17.000TL, performans primi alacağı için 1.000TL talep etmiş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ücret farkı alacağını 55.711,30TL, ilave tediye alacağını 16.648,43TL, ikramiye alacağını da 9.535,40TL olarak ıslah etmiştir.
21. İlk derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince performans primi alacağının reddine karar verilmiş, ancak diğer istemler bakımından brüt 55.711,30TL ücret farkı, brüt 9.535,40TL ikramiye, brüt 16.648,43TL ilave tediye alacağına hükmedilmiştir.
22. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacak taleplerinin de reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından direnme kararı verilmiştir.
23. Bu durumda direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının toplam miktarının 81.895,13TL olduğu ve bu miktarın açık biçimde direnme kararının verildiği 02.02.2022 tarihinde geçerli olan 107.090TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu anlaşılmaktadır.
24. Hâl böyle olunca davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibari ile reddine karar verilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.