"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “hakem kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... Üniversitesinin, ... Ticaret Odası (...) tarafından kurulduğunu, sözleşmenin imzalandığı dönemde üniversitenin mütevelli heyet başkanının aynı zamanda ... Ticaret Odası başkanı olduğunu, Ticaret Odası bünyesinde kurulan Tahkim Kurulunun faal hâle getirilmesi amacıyla oda ile üniversitenin tüm sözleşmelerine ... Ticaret Odası Tahkim şartının getirildiğini, ... tarafından oluşturulan hakem heyeti seçiminin HMK’nın 416. maddesine açıkça aykırı olduğunu, ... mütevelli heyetinin ... Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyelerinden oluştuğunu, hakem heyetinin üçüncü üyesinin tarafsız bir üye olarak seçilmesi gerekirken, davalı ile arasında organik, hukukî ve ekonomik bağlantı bulunan ... Ticaret Odası tarafından seçildiğini, üç kişilik hakem kurulunun ikisinin davalı üniversitenin bağlı bulunduğu ticaret odası tarafından belirlenmesinin ve kararların üçte iki çoğunlukla alınmasının eşitlik ilkesi ve adalete aykırı olduğunu, 16.11.2015 tarihli sözleşmenin Türk Ticaret Kanunu’nun 27. ve 136. maddeleri uyarınca mutlak butlanla batıl olduğunu, ... hakem heyetinin re’sen görevsizlik kararı vermesi gerekirken, mutlak butlanla batıl olan sözleşme hükmüne dayanarak kendini görevli kabul edip karar verdiğini, bu nedenle mahkemece hakem heyetinin görevsiz olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, hakem heyetinin taraflara eşit mesafede, açık ve objektif yaklaşımda bulunmadığını, bilirkişi seçiminde tarafsız davranılmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen ...’ın, hakem heyetinde görevli Av. ...’ın stajyeri olduğunu, hakem heyetinin taleple bağlı kalmadan karar verdiğini, zira müvekkilinin hakemde açtığı davada 2019/2 nolu dosyada yirmi üç ve yirmi dört nolu hakediş bedellerinin, birleşen 2019/3 nolu dosyada ise yirmi beş nolu hakediş bedelinin tahsilinin talep edildiğini, her iki davada da davalı üniversitenin karşı davası ya da takas/mahsup talebi bulunmadığı hâlde, hakem heyetinin davalının elektrik faturalarından dolayı alacaklı olduğunu belirterek müvekkilinin alacağından mahsup etmek suretiyle müvekkiline ödenecek bir tutar bulunmadığı gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verdiğini, davalı tarafından yargılama aşamasında paraya çevrilen müvekkiline ait teminat mektubu bedellerinin dikkate alınmadığını, hakem heyeti kararının hüküm kısmının kendi içinde çelişkili olduğunu, dava reddedilmesine rağmen kabul edilen miktar denilerek vekâlet ücretine hükmedildiğini, hakem heyeti kararında yargılama sırasında tarafların dinlenilmesi amacıyla yapılan duruşmada taraflar ve vekillerinin dinlenildiği yazıldığı hâlde, 19.02.2021 tarihli duruşmada davacı asıl/müvekkili şirket yetkilisi Muhsin Dönmez dışarıya çıkarılarak duruşmaya devam edildiğini, hakemlerin davanın esasına ilişkin kamu düzenine aykırı karar verdiğini ileri sürerek ... Ticaret Odası Tahkim Heyetinin 2019/2 (birleşen 2019/3) E., 2021/2 K. sayılı 05.03.2021 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; iptali istenen hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, tarafların özgür iradeleri ile imzaladıkları yazılı sözleşmede ... Hakem Heyetini yetkili kıldıklarını, Hakem Heyetinin bağımsız ve tarafsız hakemlerden oluştuğunu, karar yönünden de ... Ticaret Odasından tamamen bağımsız bir kurum olduğunu, hakem heyetinin taraflardan her birinin birer hakem seçmesiyle oluştuğunu, tacir olan davacının uyuşmazlığın hakem yolu ile çözümleneceğini kabul edip, hiçbir ihtirazı kayıt koymadan hakemini seçerek davasını açtığını, davacının hakem yargılaması aşamasında HMK’nın 409., 412/3. ve 422/3. maddesinde öngörülen sürede hiçbir itirazda bulunmadığından itiraz hakkından feragat etmiş sayılması gerektiğini, kural olarak hakem kararlarının iptal sebeplerinin sadece usule ilişkin hususlar olduğunu, iptal davalarında içerik ve esas denetimi yapılamayacağını, HMK’nın 439. maddesinde düzenlenen iptal nedenlerinin sınırlı sayıda olduğunu ve davada ileri sürülen iddiaların hiçbirinin iptal sebeplerinden olmadığını, iptal hakkının dürüstlük kuralına uygun olarak kullanılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin Kararı:
6. ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 16.09.2021 tarihli ve 2021/1 E., 2021/1 K. sayılı kararı ile; davalı ... Üniversitesinin mütevelli heyetinin ... Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyelerinden oluşmasının ve tahkim sözleşmesine göre üçüncü üyenin de ... Ticaret Odası tarafından seçilmesinin hakem heyetinin tarafsızlığı ve eşitliği ilkelerini engellediği, hakem heyetinin ekonomik anlamda güçlü olan tarafça oluşturulduğu, ... Barosunun 27.07.2021 tarihli müzekkere cevabı ile de teyit edildiği üzere hakemlerce hükme esas alınan bilirkişi raporunu hazırlayan ...’ın stajını hakem heyeti üyesi Av. ...’ın yanında yapması ve onun stajyeri olmasının da tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu, davalı tarafın takas ve mahsup talebi olmamasına rağmen hakem heyetinin talebi aşarak karar verdiği, davaya konu hakem heyeti kararının kamu düzenine, eşitlik ve hukukî dinlenilme hakkı ilkelerine aykırı olduğu, kamu düzenine aykırılık hâllerinin re’sen dikkate alınması gerektiği gibi taraflarca da her aşamada ileri sürülebileceği, bu hususun yargılama sırasında öne sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması teşkil etmeyeceği, hakem heyeti kararının HMK’nın 439/(2)-ğ ve 439/(2)-f maddeleri gereğince iptal edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... Ticaret Odası Hakem Heyetinin 2019/2 ve birleşen 2019/3 Tahkim sayılı dosyalarına ilişkin 05.03.2021 tarihli kararının HMK’nın 439/2-a ve 439/2-f maddeleri uyarınca ayrı ayrı iptaline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 23.11.2021 tarihli ve 2021/5566 E., 2021/1702 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, HMK 439. maddesi gereğince açılmış hakem kararının iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında 16.11.2015 tarihli İ.E.Ö. Sağlık Tesisi İnşaatı Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin götürü bedelli ve birim fiyat üzerinden bir eser sözleşmesi olduğu, sözleşmenin “22”. maddesinde, “Bu sözleşmenin ve ihale dökümanının uygulanmasından doğacak her türlü uyuşmazlığın çözümünde ... Ticaret Odası Tahkim Kurulu yetkili ve görevlidir, uyuşmazlığın çözümünde ... Ticaret Odası Tahkim prosedürü uygulanır” ifadelerinin yer aldığı, 2019/2 sayılı dosyada, ortada başlangıçta yapılmış olan bir ihale sözleşmesi bulunduğu ve daha sonra bu sözleşmedeki imalat kalemlerinin yaklaşık %60'ı oranında fazla imalat yapıldığına göre, bu imalatın gerçekleştiği olgusunu reddetmenin mümkün olmadığı, ancak imalatın sözleşmeyi aşan kısmı için yazılı bir sözleşme olmadığından bu kez ödenmesi gereken bedelin hesabında tarafların aynı yönde olan iradelerini esas almak gerekeceği, bu durumda da; üç imalat kaleminin ilk projeye göre tespit edilen imalat miktarlarının % 25 fazlasını aşan kısımları için fiyat farkı hesaplanması ile 23-24 nolu hak ediş tutarı 114.443,54 TL olduğu, ancak bu bedelden davacının takip çıkışında alacağından düzenlediği 108.108,93 TL ve 90.195,67 TL tutarlı 2 adet elektrik faturasının düşüldüğünde, davacıya ödenecek bir tutar çıkmadığı, birleşen 2019/3 tahkim nolu davada da, asıl davanın konusunu teşkil eden 23-24 no.lu hak edişler kapsamında, "C 50 beton, plywood kalıp ve demir" iş kalemleri için davacıya fiyat farkı ödenmesi konusunda, davalı kurumun mütevelli heyeti tarafından alınan 03.01.2017, 06.06.2017 ve 02.01.2018 tarihli kararlara istinaden taraflar arasında mutabakata varılmış olduğu, davacının aynı iş kalemleri için birleşen davaya konu 25 no.lu hak ediş kapsamında mükerrer olarak ilave fiyat farkı talep etmesinin mümkün olmadığı, diğer yandan, davacıya fiyat farkı ödenebilecek iş kalemleri konusunda, davalı kurumun mütevelli heyeti tarafından alınan kararlara istinaden taraflar arasında mutabakata varıldığı dikkate alınarak, davacının fiyat farkı isteyebileceği iş kalemlerinin bu mutabakatta belirlenen iş kalemlerine hasredilmesi gerektiği, dolayısıyla davacının mutabakat haricinde kalan iş kalemleri için fiyat farkı talep edemeyeceğinin kabul edildiği, bu nedenle, davacının, davalı kurumun mütevelli heyeti kararlarında fiyat farkı ödenmesine karar verilmek suretiyle mutabakata bağlanan iş kalemleri haricinde kalan "C8 beton, stabilize malzeme ve kalıp iskelesi" iş kalemleri için de davalı tarafından esas alınan kurdan fiyat farkı talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle hakem heyetinin yüklenici şirketin açtığı itirazın iptali ve birleşen dosyadaki alacak davalarını ayrı ayrı reddettiği, tahkim 2019/2 esas sayılı davada kararın üye hakem ... muhalefeti ile oy çokluğu ile alındığı, davacı tarafça yasal sürede söz konusu hakem kararının iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun Onbirinci Kısmında "Tahkim" düzenlenmiştir. Düzenlemeye aynı yasanın 407 vd maddelerinde yer verilmiştir. Tahkimin niteliği, doktrinde genel olarak, bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın, anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümünü özel kişilere bırakmaları ve uyuşmazlığın bu özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanması olarak tanımlanmıştır. Tahkim Sözleşmesine aynı yasanın 412. maddesinde de yer verilmiştir. Bu maddeye göre; tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşma olarak nitelendirilmiştir. Hakemlerin seçimi 416. maddede düzenlenmiş, ilk fıkrada, tarafların hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbest oldukları belirtildikten sonra, taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakemin şeçiminde hangi usulün uygulacağına bentler halinde yer verilmiştir. Bunlar “a) Ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir, b)Tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından seçilir. c)Üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar. ç)Üçten fazla hakem seçilecek ise son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir. d)Hakemin birden fazla kişiden oluşması halinde en az birinin kendi alanında beş yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması şarttır...şeklinde sıralandıktan sonra devamı bentlerde, hakemlerin seçim usulü kararlaştırılmış, hangi durumlarda tarafların birinin başvurusu halinde hakem veya hakem kurulunun seçiminin mahkeme tarafından yapılacağına yer verilmiştir.
Yasanın 439. maddesinde "iptal davası" düzenlenmiştir. Maddede hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği belirtilmiştir. Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Devamında, iptal davasının tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği, iptal davasının bir ay içinde açılabileceği, “5”. bentte iptal talebinin, davaya bakan bölge adliye mahkemesinin aksine bir karar vermedikçe, dosya üzerinden incelenerek karara bağlanacağı, “6”. bentte ise, iptal davası hakkında verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 439. maddesinde hangi şartlarda hakem kararlarının iptal edileceği dokuz bent halinde sayılmıştır. Bu maddeye göre; ”a” bendinde, tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu, “ b” bendinde, hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu kısımda öngörülen usule uyulmadığı, “c” bendinde, kararın tahkim süresi içinde verilmediği, “ç” bendinde, hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği, “d” bendinde, hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı, “e” bendinde tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması halinde, bu kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu, “f” bendinde, tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği, “ g” bendinde, hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı ve “ğ” bendinde ise, kararın kamu düzenine aykırı olduğu tespit edilirse hakem kararlarının iptal edilebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı iddiaları; HMK 439/2-b bendinde düzenlenen hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu kısımda usule uyulmadığı ile f) bendinde yer alan, tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediğidir. Tahkim yargılamasında, yukarıda açıkça yer verilen yasal düzenlemelere ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “22”. maddesine uygun olarak hakem kurulu oluşturulmuştur. Davacı vekilinin iddiası arasında, üç hakem üyesinin de davalı üniversite ile arasında organik, hukuki ve ekonomik yönden bağlantı bulunan ... Ticaret Odası tarafından seçilmesi, bu nedenle verilen kararın yok hükmünde olduğu yer almaktadır. Somut olayda taraflar yasal düzenleme kapsamında hakemlerin seçim usulünü sözleşme ile belirlemişlerdir. Davacı vekilince iptal iddiasına dayanak yapılan düzenleme, taraflarca kararlaştırılmış olup, iş bu davada iptal nedeni olamaz. Diğer taraftan, tahkim yargılamasında bilirkişinin hakemlerden birinin yanında staj yapmış olmasının hakemlerin tarafsızlığına gölge düşürdüğü yönündeki itirazı değerlendirildiğinde, davacı tarafından tahkim yargılaması sırasında bu yöndeki itirazlarını HMK m. 409 ve 412/3 gereği ileri sürmemiştir. Bu nedenle bu itiraz hakkından da feragat etmiş sayılacağından, bu iddiasının kanun tarafından iptal nedenleri arasında gösterilen “f” bendi dahilinde değerlendirilmesi uygun bulunmamıştır. Yine davacının esasa yönelik fiyat farkına ilişkin itirazları incelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşme gereğince oluşturulan üç kişilik hakem heyeti, incelemeleri sonucunda bir karara varmıştır. Hakem heyeti, süreci yürütürken bilirkişiden rapor alıp almamakta takdir hakkına sahip olduğu gibi, uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ve tahlili de hakem heyetine aittir. Hakem heyeti kararının esastan incelenmesi gibi hususlar hakem heyeti kararının iptali istemli davada tartışma konusu yapılması mümkün değildir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle ve tüm dosya kapsamı sonucunda, davacının hakem kararının iptaline ilişkin açmış olduğu davasının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 439. maddede sayılan şartların oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 04.03.2022 tarihli ve 2022/1 E., 2022/1 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında hakem kurulunun üçüncü üyesinin ... Ticaret Odası tarafından seçildiğinin ve bilirkişinin hakem heyeti üyesinin stajyeri olduğunun ihtilaf konusu olmadığı, davalı ... Üniversitesinin mütevelli heyetinin ... Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyelerinden oluştuğu, üniversite ile ticaret odası arasında yakın bir bağ bulunduğu, üniversitenin ... Ticaret Odası tarafından kurulduğu, böyle bir durumda hakem heyeti seçiminin tarafsız bir ortamda gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği, bozma kararında tahkim yargılaması sırasında bilirkişinin şahsına itiraz edilmediğinin belirtildiği, ancak davacı vekilinin bilirkişinin tahkim heyeti üyesinin stajyeri olduğunu bilmediklerini, öğrenir öğrenmez iptal için başvurduklarını öne sürdüğü, bu durumun aksinin de kanıtlanamadığı, kaldı ki bilirkişinin kim olduğu hususunda taraflara tebligat da yapılmadığı ve bilirkişinin hakem heyeti üyelerinden birinin stajyeri olan kişiden seçilmesinin, hayatın olağan akışına uygun bir hareket olmadığı için davacıdan bunu öngörmesinin de beklenemeyeceği, davaya konu hakem heyeti kararının kamu düzenine, eşitlik ve hukukî dinlenilme hakkı ilkelerine aykırı olduğu, adil yargılanma ve hukukî dinlenilme haklarının ihlâl edildiği, kamu düzenine aykırılık hâllerinin re’sen dikkate alınması gerektiği gibi taraflarca da her aşamada ileri sürülebileceği, bu hususun yargılama sırasında öne sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olmadığı, hakem heyeti kararının HMK’nın 439/(2)-ğ ve 439/(2)-f maddeleri gereğince iptal edilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş; davanın kabulü ile, ... Ticaret Odasının 2019/2 ve birleşen 2019/3 Tahkim sayılı dosyalarına ilişkin hakem heyetinin 05.03.2021 tarihli kararının HMK’nın 439/(2)-f maddesi uyarınca ayrı ayrı iptaline şeklinde hüküm kurulmuştur.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK’nın) 439. maddesinde düzenlenen hakem kararının iptali davasının koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, buradan varılacak sonuca göre ... Ticaret Odası (...) Tahkim Kurulunun 05.03.2021 tarihli ve 2019/2 Tahkim (birleşen 2019/3 Tahkim), 2021/2 K. sayılı hakem heyeti kararının iptaline karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce; mahkemece direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve kararın temyiz incelemesinin Özel Daire tarafından mı yoksa Hukuk Genel Kurulunca mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkemece bozma kararından esinlenilerek yeni herhangi bir delil toplanmadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmeli; kararın gerekçesi, önceki karara göre genişletilebilirse de değiştirilmemelidir.
14. Başka bir anlatımla, mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek ya da daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek bir karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Mahkemece direnme kararı verildikten sonra ilk karardan farklı bir karar verilmesi mümkün değildir. Gerekçe genişletilebilir ise de, verilen hükmün ilk karardan farklı olmaması, direnmeye ilişkin hüküm fıkrasında, bozma kararına hangi yönden uyulmadığının tek tek ve anlaşılır biçimde kaleme alınması, hükmedilen miktarların doğru ve çelişki oluşturmayacak biçimde ortaya konulması gerekir.
17. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, HMK’nın 439/2-a maddesinde düzenlenen “Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu” ve 439/2-f maddesinde düzenlenen “Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği” gerekçesiyle ... Ticaret Odası Hakem Heyetinin 2019/2 ve birleşen 2019/3 Tahkim sayılı dosyalarına ilişkin 05.03.2021 tarihli kararının iptaline dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; davacının hakem kararının iptali istemiyle açtığı davada HMK’nın 439. maddesinde sınırlı olarak sayılan şartların oluşmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
18. Özel Dairece verilen bozma kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonucu HMK’nın 439/2-f maddesinde düzenlenen “Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
19. Görüldüğü üzere Bölge Adliye Mahkemesince Özel Dairenin bozma kararından önce HMK’nın 439. maddesinde sınırlı olarak sayılan 439/2-a ve 439/2-f maddesindeki iptal sebeplerine dayanılarak karar verilmesine rağmen, bozma kararından sonra HMK’nın 439/2-a maddesine dayanılmadan sadece 439/2-f maddesinde düzenlenen “Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği” gerekçesiyle hüküm kurulmuş, ilk kararda bulunan iptal nedenleri sınırlandırılarak farklı gerekçe ile karar verilmiştir.
20. Şu hâlde “direnme” olarak adlandırılan kararın, Usul Hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, direnme adı altında verilen kararın ilk kararda bahsedilmeyen yeni hususlara yer verilerek oluşturulduğu ve yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
21. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olup; yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın bozma kararını veren Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.