"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen davanın reddine ilişkin 10.04.2019 tarihli ve 2018/3015 E., 2019/652 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.09.2021 tarihli ve 2020/5878 E., 2021/8152 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
3. Dava alacak istemine ilişkindir.
4. Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; yukarıda esas ve karar numarası belirtilen karar ile bozulmuştur. Mahkemece direnme kararı verilmiştir.
5. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un geçici 2/1. maddesinde, “…Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edilerek bölge adliye mahkemeleri 20.07.2016 tarihi itibariyle fiilî olarak göreve başlamıştır.
7. 6100 sayılı HMK'nın 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar, aynı Kanun’un 361 ve 362. maddelerinde de temyiz edilebilen ve temyiz edilemeyen kararlar düzenleme altına alınmıştır. HMK’nın 362/1-(a) maddesi uyarınca “miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” hakkında temyiz yoluna başvurulmaz. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
8. Belirtilmelidir ki bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, bölge adliye mahkemesinin Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
9. 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle 6100 sayılı HMK'ya eklenen ek madde 1 ile aynı Kanun’un 362/1-(a) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle ile belirlenmektedir. Anılan ek 1 maddede 6100 sayılı HMK’nın 341, 362 ve 369. maddelerindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı düzenlenmiştir.
10. Bu açıklamalara göre direnme kararının verildiği 09.03.2022 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın 362/1-(a) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 107.090TL’dir.
11. Bu durumda, toplam 76.783TL alacağın tahsili talebine ilişkin davada, davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği göz önüne alındığında Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
12. Hâl böyle olunca davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.