Logo

Hukuk Genel Kurulu2023/701 E. 2025/102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Direnme kararı olarak adlandırılan kararın, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu veya Özel Daire tarafından yapılıp yapılmayacağı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uymak yerine, bozma kararında tartışılması gereken hususları tekrar değerlendirip yeni bir hüküm kurması nedeniyle verilen kararın direnme kararı değil, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle temyiz incelemesinin Özel Dairece yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/221 E., 2022/273 K.

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve

2021/8795 Esas, 2022/9426 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 37. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. Ön Sorun

4. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, direnme olarak adlandırılan kararın bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

II. Gerekçe

5. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek yeni bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

6. Başka bir anlatımla, mahkemenin yeni bir delile dayanmak veya bozmadan esinlenmek suretiyle gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

7. Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarına göre, mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.

8. Somut olayda ilk bozmaya uyularak Sosyal Güvenlik Kurumunun davalı sıfatı bulunduğundan işin esasına girilerek yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davacının talebinin açıklattırılması sonrasında alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davacının talep ettiği üç işyerinden biri olan 1011... sicil numaralı işyeri yönünden alacağının bulunmadığı, 1013... sicil numaralı işyeri yönünden 46.959,70 TL alacağının bulunduğu, 1015... sicil numaralı işyeri yönünden ise taleple bağlı kalınarak 922,41 TL’nin hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Özel Dairece dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesi ve aynı maddenin 4. fıkrasının iptali ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılma ve fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından yasal tüm şartların varlığının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasından sonra Mahkemece 7103 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce açılan eldeki davada dava dilekçesinin Kuruma başvuru niteliğinde sayılacağı, bu durumda 7103 sayılı Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen Ek 17. maddesinin 2. fıkrası gereği davacının teşvikten yararlanacağı, öte yandan iade şekliyle ilgili olarak davanın açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiği, eldeki davanın açıldığı tarihe göre fazla ödenen primlerin ödeme tarihini takip eden aybaşından itibaren faize müstehak olan davacının 7103 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme gereği başvuru tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının mülkiyet hakkına aykırı olduğu, emsal Anayasa Mahkemesi kararları ile Vakıfbank yardım sandığına ilişkin davalarda verilen kararlar da gözetildiğinde faiz bakımından 7103 sayılı Kanun’un uygulanamayacağı, bu durumda 7103 sayılı Kanun kapsamındaki değerlendirme neticesinde önceki varılan sonucun değişmeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

9. Görüldüğü üzere Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararı kapsamında irdeleme ve değerlendirme yapılarak bozmanın gereği eylemli olarak yerine getirilmek suretiyle yeni bir karar verilmiştir.

10. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2022 tarihli ve 2021/10-319 Esas, 2022/1419 Karar, 17.11.2022 tarihli ve 2022/10-969 Esas, 2022/1530 Karar ile 22.03.2023 tarihli ve 2023/10-250 Esas, 2023/257 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.

11. Hâl böyle olunca verilen bu yeni hükmün temyiz incelenmesini yapma görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

12. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.