Logo

Hukuk Genel Kurulu2023/736 E. 2024/379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, dava dışı bir limited şirketin işveren olup olmadığının tespiti ve davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gerekliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulması gerektiği kısımlarına uymasına rağmen, Özel Daire'nin incelemesinden geçmemiş yeni bir gerekçe ve hüküm ile karar vermesi nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu değerlendirilerek dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1701 E., 2022/280 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulüne

ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 23.06.2021 tarihli ve

2020/9949 Esas, 2021/8911 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalılar ... ve Sosyal Güvenlik Kurumu vekillerinin temyiz isteminde bulunmasına üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... yönünden temyiz isteminin süre yönünden reddine dair ek karar verilmiş, davalı ... tarafından bu kez ek karara karşı temyiz isteminde bulunulması üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesince davalı ...'nın temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddine dair ek kararın onanmasına,

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz talebi yönünden bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilerek bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde 1994 yılının Eylül ayında incir sezonunun açılmasıyla çalışmaya başlayıp kesintisiz 2004 yılına kadar çalışmaya devam ettiğini, muris işveren ...’in vefatı üzerine işi bıraktığını, incir sezonunda tam, sezon dışında ise sipariş olduğunda işyerine çağırıldığı zamanlarda çalıştığını, müvekkili adına davalı işyerinden 2001 yılında 46 günlük bildirim yapıldığını, ücretinin yaptığı ve teslim ettiği işe göre götürü usulüyle belirlenerek haftalık ödendiğini, 1980 yılında faaliyete başlayıp şahıs şirketiyken limited şirket olarak faaliyetine devam eden işyerinin yılın tamamında faaliyetini sürdürdüğünü ileri sürerek sözü edilen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; uyuşmazlık konusu çalışma döneminde işyerinin şahıs şirketi olarak faaliyetine devam ettiğini, ...’in vefatından sonra 16.12.2004 tarihinde kurulan ... Tarım Ürünleri Paz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.de (... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.) pay sahibi olduğunu, sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; davacı adına 41498 sicil sayılı işyerinden 1993/3, 1994/3, 1995/1 ve 1995/3 üncü dönemde, 1027710 sicil sayılı işyerinden ise 2001/3 üncü dönemde Kuruma bildirim yapıldığını, eldeki dava kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen araştırma yapılmasının ve fiili çalışma olgusunun ispatlanmasının gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Diğer davalılar vekili; müvekkillerinin 25.11.2004 tarihinde vefat eden işveren ...’in mirasçıları olduğunu ve hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.04.2019 tarihli ve 2013/475 Esas, 2019/153 Karar sayılı kararı ile; davacı adına 11.10.1993 tarihli işe giriş bildirgesi verilen ... unvanlı işyerinin Kanun kapsamına 01.09.1978 tarihinde alınıp 31.12.1998 tarihinde çıkarıldığı, ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.nin ise Kanun kapsamına 01.09.1996 tarihinde alınarak 28.02.2006 tarihinde Kanun kapsamından çıkarıldığı ve faaliyet alanının incir işletmesi olduğu, davacının incir işleme ve pazarlama faaliyeti yürüten davalı işyerinde incir işleme elemanı olarak çalıştığı, davacı ve bordro tanıklarının beyanlarına göre davalı işyerinde 5-6 ay boyunca çalışıldığı, ayrıca ağustos ile aralık ayları arasındaki yoğun faaliyet dönemi dışında davalı işyerinde ocak ve şubat aylarında 5-10 gün sipariş geldiği takdirde işçinin çağırılması üzerine çalışma yapıldığı, davalı işyeri tarafından her yıl birinci dönem bordrolarıyla çalışmaların Kuruma bildirildiği, davacının davalı işyerinde mevsimlik olarak asgari ücretle çalıştığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının ... unvanlı işyerinde 11.10.1993-05.02.1996 tarihleri arasında toplam 227 gün hizmet akdiyle Kuruma bildirilen süreler dışında; ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.de ise 01.09.1996-25.11.2004 tarihleri arasında toplam 1111 gün hizmet akdiyle Kuruma bildirilen süreler dışında çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.06.2020 tarihli ve 2019/1503 Esas, 2020/789 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince ocak ve şubat aylarında kısmi çalışma yapıldığını, işlerin yoğun olduğu ağustos ile aralık aylarında ise 30’ar gün üzerinden çalışıldığını tespit eden 25.10.2018 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması yerinde ise de hükmün infaza elverişli bulunmadığı, ayrıca davalı Kurumun harçtan muaf olduğu gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar ... ve Sosyal Güvenlik Kurumu vekilleri temyiz isteminde bulunmuş, davalı ...'nın temyiz isteminin süre aşımı yönünden reddine dair Bölge Adliye Mahkemesince 25.09.2020 tarihli ek karar verilmiş, davalı ... ek karara karşı süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...1-Davalı ... temyizi yönünden; Temyiz olunan karar HMK 346. maddesi gereğince kanuni temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 25/09/2020 tarihli ek kararıdır.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, "Adli tatil, her yıl yirmi Temmuz'da başlar, otuz bir Ağustos'ta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül'de başlar."

Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi. "(1 )Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:...

ç)Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.…

h)Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler ...

(4)Bu madde hükümleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır."

104. maddesi, "(l) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." düzenlemelerini içermektedir.

7036 sayılı Kanun'un 7/5. maddesinde "Kanun yoluna başvurulan kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanır." düzenlemesine yer verilmiştir.

Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulan kararlar hakkında ivedilikle karara bağlanması hususu yasa gereği olup buna göre söz konusu kanun yollarına başvuru sürelerinin bu bağlamda temyiz başvuru süresinin adli tatile tabi olması ve sürenin adli tatil bitim tarihinden itibaren bir hafta uzaması söz konusu olmayacaktır.

Eldeki davada İzmir Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, 23/07/2020 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, temyiz ise 10/08/2020 tarihinde vuku bulmuştur. Buna göre iki haftalık temyiz kanun yoluna başvuru süresi 07/08/2020 günü sona ermektedir. Davalı tarafından temyiz başvuru dilekçesinin 10/08/2020 tarihinde dosyaya sunulduğunun anlaşılması karşısında, usul ve kanuna uygun olan İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin "temyiz isteminin süreden reddine" ilişkin 25/09/2020 tarihli ek kararının onanmasına,

2-İnceleme konusu davada; davacı 1994 Eylül ayı ile 2004 yılıında Kuruma bildirilenler dışındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 11/10/1993-05/02/1996 yılları arasında ... ünvanlı işyerinde, 01/09/1996-25/11/2004 tarihleri arasında da ... Tarım Ürünleri Pazarlama İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.

Husumet konusu, Hukuk Muhakemeleri Kanunununda yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Bilindiği üzere taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HUMK m.38, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarih ve 2007/5-972 Esas, 2007/972 Karar sayılı ilamı)

6100 Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinde “…maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…” hükmü düzenlenmiştir.

Somut dosyada; Mahkemece davacının ... Tarım Ürünleri ...Ltd.Şti. nezdinde çalıştığı yönünde hüküm kurulmuş ise de, davada ilgili şirkete husumet yöneltilmediği dolayısıyla şirketin davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının 11/10/1993-28/11/1993, 09/09/1994-04/01/1995 arasında ... yanında 01/09/1996-15/11/1996, 18/09/1997-06/11/1997, 24/11/1998-15/12/1998, 22/09/1999-20/11/199, 25/09/2001-10/11/2001 arasında ... Tarım Ürünleri....Ltd. Şti.'in den bildirimlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkeme kabulüne göre, ilgili limited şirket davada taraf olarak yer almadığı halde aleyhinde hüküm kurulması hatalıdır.

Bu sebeple mahkemece ... Tarım Ürünleri ...Ltd.Şti.'nin işverenlik sıfatı araştırılarak işveren olduğunun tespit edilmesi halinde şirkete HMK’nın 124. maddesi gereğince husumet yönetilerek davaya dahil edilmeli, göstereceği bütün deliller toplandıktan sonra tüm deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, yapılacak inceleme ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına kısmen uyulmasına, kısmen direnilmesine karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucunda 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinde ilk derece yargılamasında incelenmeyen konuların istinaf aşamasında incelenmemesinin ve yargılamaya yeni kişilerin katılmasının engellenmesinin amaçlandığı, aksi hâlde davaya katılması sağlanan yeni kişilerin savunma ve delillerini sunmasının ve bu kişiler yönünden ilk derece mahkemesinde yerine getirilmesi gereken yargılama süreçlerinin istinaf yargılamasında gerçekleştirilmesi sonucunun doğacağı, bu nedenle açık yasa hükmüne aykırı olan ve sözü edilen şirketin 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesine göre davaya katılımının sağlanmasını öngören bozma kararına uyulmasının mümkün olmadığı, ancak bozmaya uyulan kısım gereğince yapılan araştırma sonucunda 29.12.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.nin 16.12.2004 tarihinde kurulduğu, davacının çalışmasının 25.11.2004 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında davacının ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.de çalışma olanağı bulunmadığı, Yedieylül Sosyal Güvenlik Merkezinin 16.11.2021 tarihli yazısından 1027710 sicil numaralı işyerinin 01.09.1996 tarihi itibariyle adı geçen tüzel kişilik adına kanun kapsamına alındığı belirtilmiş ise de işyeri tescilinin ... adına yapıldığı, işyeri dosyasındaki bordro, bildirge ve denetim raporlarında işyeri unvanının ... olarak yazıldığı, bu itibarla husumet yöneltilmeyen, dava konusu dönemde hukuki varlığı bulunmayan sözü edilen şirket hakkında kurulan hükümdeki aykırılığın giderildiği, ayrıca ...’in mirasçısı olmayan şirket ortağı ... yönünden davanın reddinin gerektiği gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Direnme kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Kurum vekili; bordro tanıklarının beyanlarıyla çelişen davacı tanıklarının beyanlarına dayalı olarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki davacı tanıklarından bir kısmının davalı işyeri aleyhine açtığı davaların bulunduğunu, Kurum kayıtlarının aksini ispat edecek belge sunulmadığını, dosyadaki bilirkişi raporlarının birbiriyle çeliştiğini, müvekkili Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 1994 yılı Eylül ayından 25.11.2004 tarihine kadar eksik bildirilen hizmetlerin tespiti istemiyle açılan eldeki davada dava dışı ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.nin işveren sıfatı araştırıldıktan sonra işveren olduğunun tespiti hâlinde 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesindeki hüküm gözetildiğinde sözü edilen şirkete6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca husumet yöneltilerek davaya katılımı sağlandıktan sonra göstereceği deliller toplanması sonrası tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinin mümkün ve gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

D. Ön Sorun

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına girilmeden önce direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

E. Gerekçe

1. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

2. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

3. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarında mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.

4. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara yönelik davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ocak ve şubat aylarında kısmi çalışma yapıldığını, işlerin yoğun olduğu ağustos ile aralık aylarında ise 30’ar gün üzerinden çalışıldığını tespit eden 25.10.2018 tarihli bilirkişi raporunun İlk Derece Mahkemesi tarafından hükme esas alınması yerinde ise de hükmün infaza elverişli olmadığı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile davacının ... unvanlı işyerinde 11.10.1993-05.02.1996 tarihleri arasında toplam 296 gün hizmet akdiyle çalıştığının, 69 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 227 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin, ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.de 01.09.1996-25.11.2004 tarihleri arasında toplam 1265 gün hizmet akdiyle çalıştığının, 154 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 1111 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine karar verildiği, kararın Özel Dairece dava dışı ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.nin işveren sıfatı araştırıldıktan sonra işveren olduğunun tespiti hâlinde sözü edilen şirkete 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca husumet yöneltilerek davaya katılımı sağlandıktan sonra göstereceği deliller toplanması sonrası tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzere Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına kısmen uyulmasına, kısmen direnilmesine karar verilerek uyulan kısım yönünden yapılan araştırma sonucunda 29.12.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.nin 16.12.2004 tarihinde kurulduğu, davacının çalışmasının 25.11.2004 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında davacının ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.de çalışma olanağının bulunmadığı, Yedieylül Sosyal Güvenlik Merkezinin 16.11.2021 tarihli yazısında 1027710 sicil numaralı işyerinin 01.09.1996 tarihi itibariyle adı geçen tüzel kişilik adına kanun kapsamına alındığı belirtilmiş ise de işyeri tescilinin ... adına yapıldığı, işyeri dosyasındaki bordro, bildirge ve denetim raporlarında işyeri unvanının ... olarak yazıldığı, bu itibarla husumet yöneltilmeyen, dava konusu dönemde hukuki varlığı bulunmayan sözü edilen şirket hakkında kurulan hükümdeki aykırılığın giderildiği, ayrıca ...’in mirasçısı olmayan şirket ortağı ... yönünden davanın reddinin gerektiği ancak bozma kararının 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca işlem yapılmasını öngören kısma uyulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulü ile davacının ...’e ait 41498 sicil sayılı işyerinde asgari ücretle 09.09.1994-31.12.1994 tarihleri arasında toplam 112 gün çalıştığının, 32 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 80 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; 01.08.1995-31.12.1995 tarihleri arasında toplam 150 gün çalıştığının, 23 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 127 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; ...’e ait 1027710 sicil numaralı işyerinde 01.08.1996-31.12.1996 tarihleri arasında toplam 150 gün çalıştığının, 19 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 131 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; 18.09.1997-31.12.1997 tarihleri arasında toplam 103 gün çalıştığının, 10 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 93 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; 01.08.1998-15.12.1998 tarihleri arasında toplam 134 gün çalıştığının, 35 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 99 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; 22.09.1999-31.12.1999 tarihleri arasında toplam 99 gün çalıştığının, 39 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 60 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; 01.08.2000-31.12.2000 tarihleri arasında toplam 150 gün çalıştığının; 25.09.2001-31.12.2001 tarihleri arasında toplam 96 gün çalıştığının, 46 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 50 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin; 01.08.2002-31.12.2002 tarihleri arasında toplam 150 gün çalıştığının; 01.08.2003-31.12.2003 tarihleri arasında toplam 150 gün çalıştığının; 01.08.2004-25.11.2004 tarihleri arasında toplam 114 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir.

5. Görüldüğü üzere Özel Dairece belirtilen bozma nedenleri birbiriyle bağlantılı olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince ... Tarım Ürünleri Ltd. Şti.nin işveren sıfatının araştırmasına ilişkin bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra deliller toplanıp değerlendirilerek sözü edilen şirketin işveren sıfatının bulunmadığı bu nedenle şirketin davaya katılımının sağlanmasına ilişkin bozmanın yerinde olmadığı ve kısmen direnme kararı verilmesine rağmen direnme kararında bozma öncesi hükümden farklı olarak davalı ... yönünden davanın reddine ve diğer davalılar yönünden ise davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ...’e ait farklı sicil numaralı işyerlerinde çalışma dönemleri ayrı ayrı belirtilerek 09.09.1994-25.11.2004 tarihleri arasındaki ocak ve şubat aylarındaki çalışmalar hüküm altına alınmaksızın toplam 1204 günlük hizmetlerinin tespitine karar verildiği dikkate alındığında Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı direnme adı altında olmakla birlikte hüküm fıkrasını da kapsayacak şekilde karar verilmiştir.

6. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil yeni hüküm bulunduğu açıktır.

7. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

10.07.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.