"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/619 E., 2023/128 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.11.2022 tarihli ve
2022/12032 Esas, 2022/14562 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş Sendikası/Sendika) üyesi olduğunu, davalı işyerine bağlı Antalya 19. Bölge Müdürlüğünde alt işveren şirketlerde çalışmasının hâlen devam ettiğini, Yüksek Hakem Kurulunun 28.03.2016 tarihli ve 2016/89 Esas, 2016/289 Karar sayılı kararıyla 15.09.2015-28.02.2017; 06.11.2018 tarihli ve 2018/1066 Esas, 2018/1825 Karar sayılı kararı ile de 01.04.2018-31.03.2020 tarihleri arasında yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmelerinin işyerinde uygulanmasına karar verildiğini ancak müvekkilinin bu Toplu İş Sözleşmelerinden yararlandırılmadığını ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... (TEİAŞ) vekili; davacının yüklenici şirketler bünyesinde çalıştığından müvekkilinin dava konusu alacaklardan sorumluluğu olmadığını, ayrıca dava konusu alacakların dayandırıldığı toplu iş sözleşmelerinin davacının çalıştığı yüklenici şirketler ile Sendika arasında yapıldığından müvekkili yönünden bir bağlayıcılığının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.04.2022 tarihli ve 2020/778 Esas, 2022/202 Karar sayılı kararı ile; davalının asıl işveren sıfatıyla davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmeyen işçilik alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli ve 2022/1841 Esas, 2022/1685 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Yüksek Hakem Kurulunun 04.04.2016 tarihli ve 2016/144 Esas, 2016/308 Karar sayılı kararıyla 15.09.2015 - 28.02.2017 tarihleri arasında yürürlüğü bulunan toplu iş sözleşmesinin 29 uncu maddesinde ve Yüksek Hakem Kurulunun 06.11.2018 tarihli ve 2018/1066 Esas, 2018/1825 Karar sayılı kararıyla 01.04.2018-31.03.2020 tarihleri arasında yürürlüğü bulunan toplu iş sözleşmesinin 32 nci maddesinde; "Çalışılan bu hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödenir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
3. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iki yevmiye üzerinden hafta tatili ücreti hesaplandığı görülmektedir. Ancak toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmüne göre çalışılan hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödeneceği belirlenmiş olup davacıya çalışma karşılığı olmayan bir yevmiye tutarındaki hafta tatili ücretinin aylık ücretin içinde ödenmiş olması karşısında hafta tatili ücretinin bir yevmiye üzerinden hesaplanması gerekir. Mahkemece iki yevmiye üzerinden hesaplama içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki raporu düzenleyen bilirkişiden bozma kararı doğrultusunda ek hesap raporu alındıktan sonra 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 45 inci ve 46 ncı maddeleri dikkate alındığında toplu iş sözleşmesinden yararlanmayan işçinin hafta tatili gününde çalışması hâlinde bir günlük yevmiyesinden başka ayrıca bir buçuk yevmiye tutarında ücret ödenmesi gerektiği, Toplu İş Sözleşmesinin 29 uncu ve 32 nci maddelerinde "çalışılan hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödenir" şeklindeki hüküm dikkate alındığında toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçinin çalışmadığı hâlde alacağı bir günlük yevmiyesinden başka iki günlük yevmiye daha alması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, alt işveren şirketlerle yapılan ihale sözleşmelerine göre davacının alacaklarından dava dışı yüklenici şirketlerin sorumlu olduğunu, dava konusu alacakların dayandırıldığı toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri ve Yüksek Hakem Kurulu kararlarının davacının üyesi olduğu TES-İş Sendikası ile davacının o dönem işvereni olan şirketler arasında yapıldığını, anlaşma sağlanamaması nedeniyle Yüksek Hakem Kurulu kararlarıyla sonuçlandırıldığını, toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinin ve Yüksek Hakem Kurulu kararının müvekkili yönünden bir bağlayıcılığı olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunda alacakların fazla hesaplandığını, faiz türünün hatalı uygulandığını, bozma kararı sonrasında bozma kararı uyarınca ek rapor alınmasının bozma kararına uyma anlamına geldiğini, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de hatalı olduğunu ve resen belirlenen nedenlerle direnme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut uyuşmazlıkta 15.09.2015-28.02.2017 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesinin 29 uncu maddesinde ve 01.04.2018-31.03.2020 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesinin 32 nci maddesinde "Çalışılan bu hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödenir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, davacıya çalışma karşılığı olmayan bir yevmiye tutarındaki hafta tatili ücretinin ödenmiş olması karşısında, hafta tatili ücretinin bir yevmiye üzerinden hesaplanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Ön Sorun
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
E. Gerekçe
1. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
2. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
3. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarında mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilmektedir.
4. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; "...Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iki yevmiye üzerinden hafta tatili ücreti hesaplandığı görülmektedir. Ancak toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmüne göre çalışılan hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödeneceği belirlenmiş olup davacıya çalışma karşılığı olmayan bir yevmiye tutarındaki hafta tatili ücretinin aylık ücretin içinde ödenmiş olması karşısında hafta tatili ücretinin bir yevmiye üzerinden hesaplanması..." gerektiğinden bahisle sadece hafta tatili ücreti bakımından bozma kararı verilmiştir. Bozma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince 16.12.2022 tarihli tensip tutanağıyla; "2- Dosyanın önceki raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 09/11/2022 tarih ve 2022/12032 Esas, 2022/14562 Karar sayılı ilamı doğrultusunda ek rapor düzenlemesinin istenilmesine, rapor geldiğinde taraf vekillerine tebliğine," karar verilerek bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporu da değerlendirilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
5. Görüldüğü üzere Özel Daire bozma kararından sonra dosya kapsamına alınan bilirkişi ek raporu da değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince bozma kararından sonra toplanan yeni delile dayanılarak direnme adı altında verilen karar gerçekte direnme olmayıp, yeni delile dayalı yeni hüküm niteliğindedir.
6. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2021 tarihli ve 2018/5-1028 Esas, 2021/1452 Karar ile 05.02.2019 tarihli ve 2015/10-510 Esas, 2019/69 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.
7. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
8. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.