"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2023/52 E., 2024/75 K.
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
2. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı adli yardım talepli dava dilekçesinde; Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin, idare mahkemelerince verilen bir kısım iptal talebi kararlarının istinaf incelemesini yaptığını ve istinaf taleplerinin reddine karar verdiğini, verilen bu kararlar nedeniyle zarar gördüğünü ve sahibi olduğu şirketin mahkemelerce batırıldığını, kendisinin ve şirketinin tüm hak ve hukukunun yok edildiğini, şirketinin içinin boşaltıldığını, mahkemelerce verilen ret kararları nedeniyle vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek 150.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davacı tarafça iddianın somutlaştırılması yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46. maddesinde tahdidi olarak sayılan sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24.09.2024 tarihli ve 2023/52 Esas, 2024/75 Karar sayılı kararı ile;
“…Dosya kapsamından; davacıya ön inceleme oturumunda HMK’nın 119. maddesi uyarınca somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, yine 30/04/2024 tarihli oturumda ise davacının adli yardım talebi üzerine sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin toplanan bilgi ve belgeler ile dosya kapsamı dikkate alınarak adli yardım talebinin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği, davacının itirazı üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2024 gün, 2024/1 D.iş esas, 2024/1 D.iş karar sayılı kararı ile itirazın kesin olarak reddedildiği, verilen kesin süreye ve ihtarata rağmen süresi içerisinde başvuru ve peşin harcının yatırılmadığı anlaşılmıştır.
HMK'nın 336. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebinde bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandırdığı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Davacının sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin bilgi ve belgeler, talep dayanaklarını açıkça göstermemiş olması dikkate alınarak adli yardım talebi kabul edilmemiştir. Davacının adli yardım talebinin reddine dair karara yönelik itirazı ise Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 20/05/2024 gün ve 2024/1 D.iş sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.
Harçlar Kanunu'nun 27/3 ve 32. maddeleri uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüş olup, somut olayda davacının kendisine yapılan ihtar ve verilen kesin süreye rağmen yargılama harçlarını yatırmadığı anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen dava harcının ikmal edilmemiş olduğu anlaşıldığından davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 427,60-TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat davası yönünden 32.000,00 TL; reddedilen manevi tazminat yönünden 32.000,00 TL olmak üzere toplam 64.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK'nun 335/1. maddesi uyarınca adli yardım yargılama giderlerinden geçici koruma sağladığından hazineden karşılanan 19 adet tebligat gideri olan 1.579,00-TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir.
II. ÖN SORUN
8. Davacının, Özel Dairenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararını adli yardım talepli olarak temyiz etmesi karşısında, davacının kanun yoluna başvuru sırasındaki adli yardım talebinin yerinde olup olmadığı, adli yardım talebinin yerinde olmadığına karar verilmesi hâlinde temyiz harç ve giderlerinin tamamlattırılması için dosyanın Özel Daireye geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
III. GEREKÇE
9. Sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak kabul edilmiş olan adli yardım, ekonomik bakımdan yetersiz olan kimselere, yargı organları önünde haklarını arayabilmeleri veya savunma yapabilmeleri için parasal kolaylıklar sağlanması anlamına gelir. Bu anlamdaki kolaylıklar yargılama giderlerinden muafiyet ve ücretsiz hukuki yardım sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir (Pekcanıtez, Hakan/Özekes, Muhammet/Akkan, Mine/Taş Korkmaz, Hülya: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt III, İstanbul 2017, s. 2410-2411).
10. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Adli yardımdan yararlanacak kişiler” başlıklı 334/1. maddesi “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” hükmünü içermektedir.
11. Adli yardımdan yararlanmanın ilk koşulu ödeme gücünden yoksunluktur. Hukuki yollara müracaatta ve süreç boyunca gerekli olacak giderleri, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksunluk, aslında nakit ya da nakde dönüştürülebilecek kaynak yetersizliğini ifade etmektedir.
12. Talepte bulunan kişinin adli yardımdan yararlanabilme bakımından mali yetersizlik içinde olup olmadığı, kişinin mali durumu, bu çerçevede geliri, mal varlığı, borçları ve sosyal durumu, yani kendisi ve ailesinin yaşam düzeyi ve ihtiyaçları da göz önüne alınarak, her olay kendi koşullarına göre tespit edilecektir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2417-2419).
13. Adli yardımdan yararlanabilmenin ikinci koşulu ise asıl davadaki taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Haksız yargılama ve takiplerin çoğalıp mahkemelerin ve icra organlarının gereksiz yere uğraştırılmaması ve adli yardım kurumunun kötüye kullanılmaması için taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmaması koşulu özenle incelenmelidir.
14. Adli yardım talebinde bulunan kişi iddiasının ve adli yardım talebinin dayanağı olan delilleri göstermeli ve mahkemeye sunmalıdır. Bu husus 6100 sayılı Kanun’un 336/2. maddesinde “Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.
15. Adli yardım talep eden kişi, elinde bulundurduğu veya o sırada bilinen delilleri sunmamışsa mahkemece başka bir inceleme yapılmaksızın dosya üzerinden adli yardım talebi derhal reddedilmelidir.
16. Öte yandan talepte bulunanın mali gücüyle ilgili ispat konusunda hâkim tam bir kanaate sahip olmalıdır; bu yönüyle mali yetersizlik koşulunun ispatı için tam ispat ölçüsünün geçerli olduğunun kabulü gerekir.
17. Kanun yoluna başvuru aşamasında ise temyize müracaat için gerekli olan giderleri karşılamak zorunda kalındığında, talepte bulunanın kendisi ve ailesinin geçiminin ciddi ölçüde zor duruma düşüp düşmeyeceği araştırılır. Temyiz aşamasındaki açıkça dayanaktan yoksun olmama koşulu ise temyiz talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması şeklinde anlaşılmalıdır. Yargıtay, adli yardım talebini bu aşamada reddederse temyiz incelemesine geçilmez, dosya ilgili mahkemeye çevrilerek bu mahkemece temyiz harcının yatırılması için talepte bulunana süre verilir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan/Taş Korkmaz, s. 2427).
18. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesine sunduğu 10.04.2023 tarihli ve adli yardım talepli dava dilekçesiyle, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin, idare mahkemelerince verilen bir kısım iptal talebi kararlarına ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verdiğini, verilen bu kararlar nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek tazminat isteminde bulunduğu, Özel Dairece; davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılmasına ilişkin olarak toplanan bilgi ve belgeler ile 6100 sayılı Kanun’un 334. maddesinde gösterilen şekilde talep dayanaklarını açıkça göstermemiş olması dikkate alınarak davacının adli yardım talebinin reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itiraz incelemesi sonucunda Yargıtay 5. Hukuk Dairesince, 6100 sayılı Kanun’un 337/2. maddesi kapsamında, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, davacı tarafın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin adli yardım talebine ilişkin red kararının kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine kesin olarak karar verildiği, bunun üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince başvurma ve peşin nispi harcı yatırması için davacıya kesin süre verildiği, davacının süresi içinde harçları yatırmaması üzerine Özel Dairece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının verilen bu karara karşı adli yardım talepli olarak temyiz isteminde bulunduğu ancak temyiz dilekçesinde, yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren malî durumuna ilişkin yeni belgeler sunmadığı anlaşılmaktadır.
19. Davacı, Özel Dairenin adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı itiraz etmiş ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesince verilen adli yardım talebinin reddine ilişkin karar 6100 sayılı Kanun’un 337/2. maddesi gereğince kesinleşmiştir. Kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından kanun yoluna başvuru sırasında önceki aşamalardan farklı malî durumunu gösterir belge sunulmamıştır. Bu durumda, Özel Dairece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden kanun yoluna başvururken temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçları ile temyiz gider avansının yatırılması gerektiği, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı, davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
20. Hâl böyle olunca, davacının adli yardım talebi, 6100 sayılı Kanun’un 334/1. maddesinde belirtilen koşulları sağlamadığından adli yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
21. Davacının sunduğu temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçlarının yatırılmadığı anlaşıldığından, davacıya temyiz başvurma harcı ve maktu temyiz karar harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkarılarak bir haftalık kesin süre verilmeli, kesin süre içinde harç yatırıldığı takdirde dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmeli, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde 6100 sayılı Kanun’un 366. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344. maddesi gereğince davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1- Davacının adli yardım talebinin REDDİNE,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 366. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.