"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Yargıtay 4.Hukuk Dairesi (İlk Derece)
TARİHİ:14/02/2012
NUMARASI:2012/21E.2012/05.K
Taraflar arasındaki davadan dolayı; Yargıtay 4.Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen 14.02.2012 gün ve 2012/21 E.-2012/5 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 12.12.2012 gün ve 2012/4-587 E.-2012/1108 K. sayılı ilamın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1.maddeleri gereğince takdiren 218,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca 50,45 TL karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.12.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava dilekçesinde yer alan açıklamalardan, tazminat talebinin hakimin yargılama faaliyetiyle ilgili olmadığı görülmektedir. Davacı, dava dilekçesinde; “katılan sıfatıyla bulunduğu Ankara 11.Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/216 esas sayılı davada, davaya bakan hakimin, keyfi tutum ve davranışlarıyla hak ve çıkarlarını korumasını, sanıklarlar lehine olmak üzere imkansız hale getirdiğini, soru sormasını engellediğini, şahsını azarladığını ve tehdit ettiğini, taleplerini tutanağa geçirmediğini, reddi hakim talebini işleme koymadığını ve baskı ortamı yarattığını” ileri sürerek, hakimin bu tutum ve davranışının kişilik haklarına saldırı oluşturduğundan bahisle, manevi tazminat istemektedir. İsteğin dayandırıldığı olayların, hakim yürüttüğü yargılama faaliyetiyle (bu faaliyet sırasında gerçekleşmiş olması dışında) bir ilgisi kurulamamıştır. 2802 sayılı Yasaya, 09.02.2011 tarihli 6110 sayılı Yasayla ilave edilen ve yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan davalara da uygulanabilen 93/A maddesi ve aynı Yasayla değişik dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573'ncü maddesi “hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceğini” hükme bağlamıştır. 2802 sayılı Yasanın 93/A maddesinin (b) bendindeki “kişisel kusur, haksız fiil ve diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağına” ilişkin hükümde yer alan “kişisel kusur ve haksız fiilin” aynı maddenin (1.) fıkrasından bağımsız ele alınamayacağı, buradaki kişisel kusur ve haksız fiilin yargılama faaliyeti içinde ve onunla bağlantılı olduğu açık ve tartışmasızdır. Bu hükümden yola çıkılarak yargılama faaliyetiyle ilgisi olmayan kişisel kusur ve haksız fiilden dolayı da birinci derecede Devletin sorumluluğuna gidilebileceği sonucuna ulaşmak hukuka aykırı olur. Şu halde, yasal düzenlemeye göre, Devletin birinci derecede sorumluluğu, hakimin yargılama faaliyeti çerçevesinde yaptığı işlemler ve verdiği kararlar nedeniyledir. Yargılama faaliyeti ile ilgisi olmayan kişisel kusur ve haksız fiilden Devlet sorumlu tutulamaz. Yargılama faaliyeti ile ilgisi olmayan kişisel kusur ve haksız fiilin bu faaliyetin yürütüldüğü sırada meydana gelmiş olması da Devletin sorumluluğu için yeterli kabul edilemez. Bu bakımdan Yüksek Dairenin “ilk derece mahkemesi” sıfatıyla verdiği kararın dayandığı gerekçenin olaya uygun düşmediği kanısındayım. Ne var ki dava reddedildiğine göre, karar yukarıda açıkladığım sebeplerle sonucu bakımından doğru olmuştur. Davacının bu yönü de kapsayan karar düzeltme isteğinin kabulüne, onama kararının gerekçesinin kaldırılmasına, Yüksek Dairenin “ilk derece mahkemesi” sıfatıyla vermiş olduğu “davanın reddine” dair olan karar, sonucu bakımından doğru olduğundan açıkladığım sebeple “gerekçesi değiştirilmek suretiyle” onanmasına karar verilemesi gerektiği düşüncesiyle sayın Genel Kurul çoğunluğuna katılamıyorum.