Logo

Hukuk Genel Kurulu2013/13-75 E. 2013/1612 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin ihmali nedeniyle açılan tazminat davasında, yerel mahkemenin direnme kararına karşı yapılan temyizin süresinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekillerinden birine yapılan tebligatın tüm vekiller için geçerli olduğu, diğer vekilin yasal temyiz süresi geçtikten sonra yaptığı temyiz başvurusunun HUMK m. 432/4 ve 01.03.1990 gün ve ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca reddedilmesi gerektiği gözetilerek temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 27/12/2011

NUMARASI : 2011/683 E-2011/651 K.

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 06.05.2010 gün ve 2009/354 E-2010/227 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 28.06.2011 gün ve 2010/15142 E-2011/10281 K. sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, vekalet görevinin ihmali iddiası dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemenin, davanın reddine dair verdiği karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce bozulmuş; yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir. Hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.

Direnme kararı ve ekleri temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de yapılan incelemede; yerel mahkemenin 27.12.2011 gün ve E:683, K:651 sayılı direnmeye ilişkin ilamı, davacının vekillerinden Av.N.T.'ye İstanbul/Kadıköy'deki adresinde 02.02.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacının diğer vekili Av.G.U.T. tarafından direnme kararının temyizine ilişkin verilen dilekçenin 02.03.2012 tarihinde harcı yatırıldıktan sonra aynı gün hakim havalesinin yapılarak temyiz defterine kaydının yapılmış olması karşısında, davacı vekilinin direnmeyi temyizinin yasal süresinde olup olmadığı, ön sorun olarak ele alınmıştır.

Bilindiği üzere, 6217 Sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 432.maddesinin 1.fıkrası gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilecek kararların temyiz süresi tebliğ tarihinden itibaren onbeş (15) gündür.

Diğer taraftan, temyiz talebinin yapıldığı 03.02.2012 tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Birden Fazla Vekil Görevlendirilmesi” başlıklı 75.maddesi gereğince; Dava için birden fazla vekil görevlendirilmiş ise vekillerden her biri, vekâletten kaynaklanan yetkileri, diğerinden bağımsız olarak kullanabilir. Aksi yöndeki sınırlamalar, karşı taraf bakımından geçersizdir.

Ayrıca, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesi gereğince: “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır...”

Nihayet, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 34.maddesine göre: “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

Somut olayda; mahkemenin direnme kararı, davacı vekiline 02.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar davacının diğer vekili tarafından 1086 sayılı HUMK'nun 432/1.madde hükmünde yazılı onbeş (15) günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 02.03.2012 günü temyiz edilmiştir.

1086 sayılı HUMK'nun 432/4.maddesi uyarınca, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.03.1990 gün ve ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç :Yukarıda açıklanan nedenlerle yasal süre geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin REDDİNE, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 27.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.