Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/12-1204 E. 2013/408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Takip konusu çekin, taraflar arasındaki protokole bağlı olarak borcun ödenmesi amacıyla mı yoksa teminat olarak mı verildiğinin tespiti ve buna bağlı olarak takibin iptal edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararına uyduğunu belirterek verdiği karar, aslında dosyaya yeni delil sunularak ve yeni bir hukuki olguya dayanılarak verilmiş yeni bir karar niteliğinde olduğundan Hukuk Genel Kurulu'nun görev alanına girmediği gözetilerek dosyanın özel daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 05/07/2012

NUMARASI : 2012/434-2012/733

Taraflar arasındaki “takibin iptali ” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi’nce istemin kabulüne dair verilen 24.03.2011 gün ve 2010/1449 E., 2011/290 K. sayılı kararın incelenmesi karşı taraf-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 13.02.2012 gün ve 2011/17578 E., 2012/3185 K. sayılı ilamı ile hüküm;

(…Alacaklı 28.10.2010 keşide tarihli, 192.000 TL miktarlı çeke dayalı olarak başlattığı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu, takip konusu bononun 9.6.2008 tarihli protokol kapsamında teminat çeki olarak verildiğini ileri sürmüş, icra mahkemesince bu iddia kabul edilerek İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmiştir.

Borçlu tarafından şikayete dayanak yapılan 9.6.2008 tarihli protokol tarafların kabulündedir.

Söz konusu protokol incelendiğinde, protokolün 5. maddesinin " ... kalan 984.000 YTL borcu borçlunun aşağıda belirtilen ödeme tablosu doğrultusunda ödemeyi kabul beyan ve taahhüt eder. Protokolün imzası ile beraber aşağıdaki ödeme planına göre Y. B., kendisi tarafından keşide edilmiş aşağıda dökümü yapılmış 5 adet çeki protokole konu borcun tahsili amacı ile teslim edecektir. Çek bedelleri başka borca ait bedeller değildir. Taksitler protokol koşullarına göre ödendiği sürece, RCT çekleri hiçbir şekilde tahsile koymayacaktır." şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Alacaklı vekili takip konusu çekin bu protokole bağlı olarak borcun ödenmesi amacıyla verildiğini teminat için verilmediğini cevabında bildirmiş belge içeriğinde de takibe konu çekin protokolde yazılı borcun ifası amacı ile ya da teminat amacıyla verildiğine ilişkin bir yazılım bulunmamaktadır. Bu durumda çekin teminat çeki olarak kabulü mümkün olmadığından şikayetin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...)

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Karşı taraf-alacaklı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, takibin iptaline ilişkindir.

Borçlu- şikayetçi, karşı taraf alacaklının aleyhinde çek nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmışsa da, çekin davalı tarafa 09.06.2009 tarihli protokol gereğince verildiğini, takibe konu çekin teminat çeki olduğunu, bir borç doğurmayacağını, çekin vasfını ve borcu kabul etmediğini, çekin kambiyo senedi vasfı taşımadığından kambiyo senetlerine özgü takibe konu edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir.

Karşı taraf-alacaklı vekili, çek üzerinde, teminat olarak alındığına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, çeklerin teminat olarak değil, imzalanan protokolde yer alan ödeme planına göre düzenlendiğini, protokolde, çeklerin teminat olarak alındığı, kullanılmayacağı ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığını, aksine çeklerin protokole konu borcun tahsili amacı ile teslim edildiğinin düzenlendiği, teslim edilen çek tarihine bakıldığında da protokol tarihi olan 09.08.2008 tarihinden sonra olduğunu, takip konusu çekin, davacı yanın ileri sürdüğü gibi teminat niteliğinde olmayıp protokole konu borcun tahsili için verildiğini, dolayısı ile çekin kambiyo vasfı taşıdığını bildirmiştir.

Mahkemece; “...Takip dosyasına dayanak 28.10.2010 keşide tarihli 192.000,00 TL'lik çekin ön yüzünde ya da arka yüzünde ve uzantılarında herhangi bir şekilde teminat çeki olduğuna ilişkin bir ibare yer almamakla birlikte davalı vekilinin savunması gözetildiğinde takip konusu çekin alacak borç ilişkisinin garantisini sağlanmak üzere alındığının açık bir şekilde ikrar ettiği dikkate alındığında söz konusu belgenin TTK nun 688 maddesinde tanımı yapılan kayıtsız ve şartsız bir alacağı temsil eden çek olarak addetmenin mümkün olmadığı zira, yanlar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak borç ilişkisinin yanların iddia ve savunmaları dikkate alındığında bağımsız bir yargılamayı gerektirdiği söz konusu bu yargılamanın çekin kesin bir alacağı temsil etme yeteneğini peşinen ortadan kaldırdığı ve kayıtsız şartsız bir alacağı temsil etme niteliği tartışmalı hale gelen böyle bir belgeye dayalı takibin İİK nun 170 a maddesi gereğince iptal edilmesi gerektiği...” gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiştir.

Alacaklı vekili tarafından temyizi üzerine Yerel Mahkeme kararı Özel Daire'ce yukarda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkeme bozma üzerine “...11.11.2010 tarihli dava dilekçesinin eklerini gösteren 3 nolu bentte, davacının çek alındı belgelerine dayandığı, bu argümanın yargılama sırasında değerlendirme dışı kaldığı, bu argümanın dayanılan sözleşme kapsamındaki, 5 maddede bir değişiklik yaptığını, bu değişikliğe göre, Fortisbank Alsancak -İzmir Şubesi 0105862 nolu 03.09.2009 vadeli 192.000 YTL lik çekin, Fortisbank-İzmir Şubesinin 0105855 nolu 28.10.2010 vadeli 192.000 YTL lik çeki teslim alınarak değiştirildiğini, yani, takip konusu çekin, 0105855 ve 28.10.2010 tarihli çekle değiştirildiğinin ifade edildiği, bu değişiklik, sözleşmenin 5. maddesi kapsamındaki bir çeki devre dışı bırakarak yerine takip konusu çeki aldığı, yani anılan değişiklikle takip konusu çekin, sözleşme kapsamına alınarak “teminat” kisvesiyle korunduğu, ilişilmez kılındığı,Mahkemenin somut olayda bu delili gözden kaçırması, temyiz denetimi dışında kalması delilin hükme esas alınma kabiliyetini önlemeyeceğini, bu belgenin görmezden gelinmesinin, hükmü tartışmalı kılacağı, bozmaya uymanın, bu belgenin sözleşme kapsamındaki çeklerle değişen olduğu gerçeğini gözden kaçırarak hükmün gerçeği ıskalaması sonucunu doğuracağı...” gerekçesi ile takibin iptaline karar vermiştir.

Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, yerel mahkeme kararının usulüne uygun bir direnme kararı mı yoksa yeni bir karar mı olduğu, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere;direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK. m.429).

Somut olayda Yerel Mahkeme tarafından “...Davacının çek alındı belgelerine dayanarak, protokolde değinilen çekin takibe konu çekle değiştirildiği, takip konusu çekin, sözleşme kapsamına alınarak “teminat” kisvesiyle korunduğu, ilişilmez kılındığı, mahkemenin somut olayda bu delili gözden kaçırdığı, bu belgenin görmezden gelinmesinin, hükmü tartışmalı kılacağı, bozmaya uyma halinde kurulacak hükmün gerçeği yansıtmayacağı...” gerekçesi ile karar verilerek hüküm kurulmuştur.

Mahkemenin yeni bir delile veya bilgiye dayanması ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olgunun yanında veya dışında yeni bir hukuki olguya dayanarak ve gerekçesini de bu yeni hukuki olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceğinden, yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar, yeni bir hukuki olguya dayalı, yeni bir hüküm niteliğindedir.

Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Özel Daire’ye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire'ye gönderilmelidir.

S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle karşı taraf -alacaklı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 366/III. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.