"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "Kamulaştırmasız Elatma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 18.11.2004 gün ve 2004/332E–2004/725 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 17.01.2011 gün ve 2010/19402 E.- 2011/113 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; karar tarihinden sonra davacının dava konusu taşınmazları dava dışı üçüncü kişiye sattığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti kalmadığından, davanın reddi gerekir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazların irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece ilk kararda, davacının kayden maliki olduğu taşınmazlara, davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek ve pilon yeri olarak kullanılmak suretiyle elatıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
Yerel mahkeme, direnme olarak adlandırdığı kararında ise, önceki gerekçeleri yanında 17.01.2011 tarihli bozma ilamından sonra yargılama devam ederken 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesi uyarınca davacıdan taşınmazı satın alan kişinin davaya taraf olarak kabulü ile yeni malik adına karar verilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (1086 sayılı HUMK. m.429).
Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; ilk kararın bozulmasından sonra yürürlüğe giren yasal düzenlemede belirlenen olgu gerekçe yapılmak ve yeni malik adına hüküm kurmak suretiyle farklı bir karar verilmiştir.
Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK'un 440/I. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.