Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/17-717 E. 2013/204 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kasko sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat davasında, yerel mahkemenin direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, direnme kararında Özel Daire’nin bozma kararına uymayıp, daha önce hüküm altına alınan hususu yeni bir gerekçe ile değiştirerek karar verdiği, bu nedenle de direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek, dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 16/03/2011

NUMARASI : 2010/776-2011/141

Taraflar arasındaki “tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkeme’since davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.12.2008 gün ve 2007/689 E., 2008/716 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25.01.2010 gün ve 2009/2795 E., 2010/365 K. sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 16.680.00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının ZMSS şirketinden 4.582,00 TL kazaya karışan diğer aracın ZMSS şirketinden ise 1.420,00 TL tahsil edildiğini belirterek kalan 10.678,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili kusur oranını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre araçta meydana gelen 16.680,00 TL hasar bedelinden tahsil edilen 10.752,00 TL’nin mahsubu ile kalan 5918,00 TL’nin ödeme tarihinden reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı şirkete ait aracın %75, davacı şirkete sigortalı aracın ise % 25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ve buna göre 7.928,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce kusur oranının ve hasar miktarının belirlenmesi hususunda bilirkişiden rapor alınması için bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor ile davalının tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ancak mahkemece verilen ilk kararı davalı Tük Ticaret Bankası vekili temyiz etmiş olup karar davalı yararına bozulmuştur.

Hüküm taraflardan yalnız davalı vekili tarafın temyizi üzerine bozulduğu için mahkeme artık temyiz edenin aleyhine bir hüküm veremez. Açıklanan nedenle mahkemece aleyhe hüküm verme yasağı gözetilmeden davalının %100 kusur oranına göre hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.

Yapılacak iş; bilirkişi raporu ile belirlenen hasar miktarına göre davalının % 75 kusur oranına isabet eden miktar belirlenerek, yapılan ödemeler mahsup edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacı aracında kaza nedeniyle oluşan hasar için daha önce yapılan ödemelerin mahsubuyla talep edilebilecek bakiye hasar tutarının 5.918,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Somut olayda ise; yerel mahkemece, ilk bozma ilamı sonrası verilen ikinci kararda kazaya karışan ....plakalı aracın sigortacısı Başak Sigorta AŞ ve sürücüsü dava dışı S G tarafından yapılan ödemelerin davacı tarafından rücu edilebilecek hasar miktarından mahsubu yapıldığı halde yerel mahkemece direnme olarak nitelendirilen kararda aksi görüşle tam kusurlu olan davalı bankanın ödemesi gereken tazminattan mahsup işlemi yapılamayacağına hükmedilmiştir.

Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu haliyle, Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 17. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK’nun aynı kanunun 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.