"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesince asıl ve birleşen dava yönünden kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 28.12.2006 gün ve 2004/655 E.-2006/572 K. sayılı kararın incelenmesinin davacılar vekili ile davalı TCDD vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 29.05.2007 gün ve 2007/3602 E-2007/8241 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacılar vekili, 22.07.2004 tarihinde Adapazarı Pamukova'da meydana gelen hızlı tren kazasında davacıların murisleri A. Tınas, N. Tınas, M. Tınas ve H. Tınas'ın vefat ettiğini, davalı F. Karabulut'un 1.makinist, davalı R. Sönmez'in 2.makinist, davalı T.C.D.D.İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün ise taşıma sözleşmesinin tarafı olarak tam kusurlu olduğunu, olay nedeniyle davacıların maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.C.D.D.Genel Müdürlüğü vekili, müvekkili kuruluşa kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, olay sonrası zarar görenlerle yakından ilgilenildiğini, birleşen davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat isteme koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, yanıt vermemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacıların ortak murisleri A., N., M.ve M. Tınas'ın 22.07.2004 günü meydana gelen tren kazasında yolcu oldukları trenin devrilmesi sonucu vefat ettiği, TTK.nun 806 ncı maddesi gereğince taşıyıcının yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim ulaştırmakla yükümlü olduğu, dava konusu olayda davalı kurumun bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalı kurumun davacıların maddi ve manevi zararlarını kanundaki koşullara uygun olarak karşılamak zonanda olduğu, davacılar vekilinin davalılar F. Karabulut ve R. Sönmez hakkındaki davayı 09.06.2005 tarihli dilekçe ile geri aldığı gerekçesiyle, davalı F. Karabulut ve R.Sönmez hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen davanın davalı T.C.D.D. yönünden kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ile, davalı T.C.D.D. İşletmesi Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı anne C. Tınas'ın oğulları müteveffa A. ve H.'den başka çocuklarının olması, davacı C.'nin destekten yoksun kalma tazminatı istemesine engel teşkil etmeyecek olmasına. TTK.nun 806/1.maddesi hükmü gereğince taşıyıcının, yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim olarak ulaştırmakla yükümlü bulunmasına, aynı maddenin 2.fıkrasına göre, yolcuların kazaya uğramaları halinde bundan doğacak zararları taşıyıcının tazmin edecek olmasına, şu kadar ki, taşıyıcının, kazanın kendisine veya yardımcılarına yükletilmesi mümkün olan bir kusurdan doğmadığını ispat ettiği takdirde bu iki halde tazminattan kurtulabilecek bulunmasına, dava konusu olayda davalı TCDD Genel Müdürlüğü'nün kendisinin veya yardımcılarının kusursuz olduğunu kanıtlayamamış bulunmasına, dolayısıyla kusur oranının ye manevi tazminat miktarının takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, davacılar H., D. E. ve B. vekilinin tüm, diğer davacılar vekilinin (3), davalı TCDD Genel Müdürlüğü vekilinin (2) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı T.C.D.D. Genel Müdürlüğü’ne ait trenin Pamukova'da devrilmesi sonucu, trende yolcu olan davacı yakınlarının vefat etmesi nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu olayda, davacılar Ş. Nur ile E. Nur'un babası, davacı C.'nin oğlu A. ile, davacı S.'nin eşi ve yine davacı C'nin oğlu M. vefat etmiştir. M. A. ile H.'nin ölmeden önce T. Mobilya Tekstil ve ihtiyaç Maddeleri Otomotiv ve Madencilik San.Tic.Ltd.Şti. ile S. Madencilik San.ve Tic.Ltd.Şti.nin ortakları olduğu, muris A’nın ayrıca E. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin de ortağı olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır. M. H. ve A.’nın adı geçen şirketteki hisseleri, ölümleri ile davacı mirasçılarına intikal etmiş olup, bu şirketlerden dağıtılan kar paylarına da mirasçıları hak sahibi olacağından, şirketlerden dağıtılacak kar paylarının destekten yoksun kalma tazminatının hesabında dikkate alınmaması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesabında, murisin ölmeden önceki bilinen son ve düzenli geliri esas alınmalıdır. Davacılar Ş. N. ile E. N.’nin babası, davacı C.’nin oğlu A. ile, davacı S.’nin eşi ve yine davacı C’nin oğlu H.’nın ölmeden önceki düzenli gelirlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Muris M.ve A.’nin yukarıda yazılı şirketlerin bir kısmında ortaklık dışında, ayrıca müdür sıfatı bulunduğu da ticaret sicil kayıtlarında yer almaktadır. M. H. ve A.’nın, bu şirketlerde müdür sıfatı ile ne kadar ücret aldığına dair, adı geçen şirketlerden yazı gönderilmiş ise de, alındığı söylenen ücretlerin dayanakları sunulmamıştır. M. H.ve A’nın müdür sıfatı ile çalıştığı şirketlerde, müdür sıfatı ile atanmasına dair ortaklar kurulu kararlarının ibraz ettirilmesi, atanan müdürlere ödenecek ücret konusunda bir karar alınıp alınmadığı, böyle bir ortaklar kurulu kararı alınmamış olsa bile, şirket müdürlerine düzenli bir ücret ödenmesine dair fiili bir uygulama olup olmadığı, böyle bir tespitin yapılamaması halinde ise, benzer özellikleri taşıyan bir şirkette çalışan müdüre ödenen makul ücretin tespiti gerekirken, muris A.ve H.’nın ortağı olduğu ve aynı zamanda müdür olarak çalıştığı söylenen şirketlerden gönderilen yazılar ile yetinilmesi doğru değildir.
Ayrıca bir kimsenin aynı zamanda birden fazla işte çalışması ve birden fazla gelir elde etmesi ve bu gelirlerin tümünün de destekten yoksun kalma tazminatının hesabında dikkate alınması mümkündür. Ancak, bu gelirlerin geçerli delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Muris A.'nin Türkiye'deki şirket ortaklığı ve şirket müdürlüğü görevleri dışında Fransa'da da çalıştığı, buradan da ayrı ücret aldığı iddia edilmekte olup, bu konuda bir takım bordro örnekleri sunulmuş ise de, davalı tarafından itiraz edilerek, kabul edilmeyen bordroların sıhhati araştırılmamıştır. Mahkemece, davacılar vekilince sunulan muris A.’nın Fransa'daki çalışması nedeniyle elde ettiğini iddia ettiği ücrete dair maaş bordrolarının ve içerdiği rakamların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının, ilgili sosyal güvenlik kurumundan araştırılarak, destekten yoksun kalma tazminatının hesabında esas alınmayacağının tartışıldıktan sonra, buna göre denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar Ş. N. Eda N.'nın vasisi sıfatı ile H. Tınas ile C. ve S. vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacıların destekten yoksun kalma tazminat talepleri yönünden 11.07.2005 tarihinde ilk bilirkişi raporu alındıktan sonra, davacılar vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması nedeniyle, yine fazlaya ilişkin talep haklarını saklı tutarak, 27.07.2005 tarihli dilekçe ile talebini ıslah etmiştir. Davacılar vekilinin gerek 27.07.2005 tarihli ıslah dilekçesinde ve gerekse 11.07.2005 tarihli ilk bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesinde, açıkça raporu kabul ettiklerini beyan etmediklerinden, bu rapora itiraz etmemiş olması, raporun kabul edildiği sonucunu doğurmaz. Dolayısıyla, davalı tarafın açık itirazı sonrasında daha sonra alınan ve davacıların daha lehine olan bilirkişi raporu sonrasında açılan ek davanın dinlenilmesi mümkün olup, mahkemece işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, "davacılar vekilinin ilk bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olmasının davalı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğu" gerekçesiyle birleşen davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın adı geçen davacılar yararına bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davalı T.C.D.D.Genel Müdürlüğü’ne ait trenin Pamukova'da devrilmesi sonucu, trende yolcu olan davacı yakınlarının vefat etmesi nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, asıl davada;
22.07.2004 tarihinde Adapazarı Pamukova'da meydana gelen hızlı tren kazasında davacıların murisleri A. Tınas, N. Tınas, M. Tınas ve H. Tınas'ın vefat ettiğini, davalı F. Karabulut'un 1.makinist, davalı R. Sönmez'in 2.makinist, davalı T.C.D.D. İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün ise taşıma sözleşmesinin tarafı olarak tam kusurlu olduğunu, olay nedeniyle davacıların maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü ileri sürerek,
Ölen A. Tınas yönünden; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla kızları Ş. ve E. Nur için 300.000.000.’er TL maddi; 40.000.000.000.’er TL manevi; anne C. ve kardeşleri H., D., E.ve B.için 40.000.000.000.’er TL manevi;
Ölen N. Tınas yönünden; kızları Ş. ve E. Nur için 300.000.000.’er TL maddi; 40.000.000.000.’er TL manevi; kayınvalide C. için 30.000.000.000.TL manevi;
Ölen M. Tınas yönünden; kardeşleri Ş. ve E. Nur için 300.000.000’er TL maddi; 40.000.000.000’er TL. manevi; babaanne C. için 40.000.000.000.TL. manevi; amca H., halaları D., E. ve B. için 30.000.000.000.’er TL. manevi;
Ölen H. Tınas yönünden; eş S., anne C., kardeşler H., D., E. ve Bodey için 300.000.000.’er TL. maddi; eş S., anne C., kardeşler H., D., E. ve Bodey için 40.000.000.000.’er TL. manevi olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplamda 3.600.000.000.TL maddi; 870.000.000.000.TL manevi; tazminatın olay tarihi olan 22/7/2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 22.07.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle;
Ölen A. Tınas yönünden; kızları E.N. için 179.809.42.YTL; Ş. N. için 81.066,56.YTL;
Ölen H. Tınas yönünden; eş S. için 331.429,60.YTL; anne C. için 45.910,35.YTL;
Ölen N. Tınas yönünden; kızları E. Nur için 13.643,12.YTL; Ş.Nur için 6.206,97.YTL maddi; 870.000.000.000.TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada ise;
Ölen A. Tınas yönünden, kızı Ş. Nur için 118.639.YTL; E. Nur için 200.047.YTL; anne C. için 128.225.YTL maddi tazminat;
Ölen H.Tınas yönünden, eş S. için 787.188.YTL; anne C. için 128.771.YTL maddi tazminat belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplamda724.654.YTL maddi tazminat farkının olay tarihi olan 22.07.2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı TCDD’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.C.D.D.Genel Müdürlüğü vekili, müvekkili kuruluşa kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, olay sonrası zarar görenlerle yakından ilgilenildiğini, birleşen davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat isteme koşullarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, yanıt vermemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre, davacıların ortak murisleri A., N., M.ve M. Tınas'ın 22.07.2004 günü meydana gelen tren kazasında yolcu oldukları trenin devrilmesi sonucu vefat ettiği, TTK.nun 806. maddesi gereğince taşıyıcının yolcuları gidecekleri yere sağ ve salim ulaştırmakla yükümlü olduğu, dava konusu olayda davalı kurumun bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalı kurumun davacıların maddi ve manevi zararlarını kanundaki koşullara uygun olarak karşılamak zonanda olduğu, davacılar vekilinin davalılar Fikret Karabulut ve Recep Sönmez hakkındaki davayı 09.06.2005 tarihli dilekçe ile geri aldığı gerekçesiyle, davalı Fikret Karabulut ve Recep Sönmez hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen davanın davalı T.C.D.D. yönünden kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karar; Özel Daire’ce metni yukarıda metni aynen yazılı gerekçeler ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece, bozma ilamında belirtilen 1 ve 2 nolu bent uyarınca bozmaya uyulmasına, 3 nolu bent uyarınca bozmaya direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararı 3.nolu bozmaya ilişkin olup, uyulan kısımlar yönünden mahkemece yeni araştırmalar yapılmış yeni bilgi ve belgeler toplandıktan sonra karar verilmiştir.
Direnme kararını davalı TCDD vekili ve davacılar vekili temyiz etmiştir.
Açıklanan maddi olgu, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacılar vekilinin 11.07.2005 tarihli ilk bilirkişi raporundaki hesaplamaları kabul edip etmediği, bu hususun davalılar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı; burada varılacak sonuca göre birleşen dava davacılarının A. ve H. Tınas’ın ölümleri nedeniyle ayrı bir dava ile tazminat talebinde bulunup bulunamayacakları noktalarında toplanmaktadır.
İşin esasına geçilmeden önce önsorunlar tartışılmıştır.
Öncelikle, asıl davanın davalılarından F.Karabulut hakkında direnme kararında hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ancak gerekçeli karar adı geçen davalıya tebliğ edilmemiştir. Bu davalıya gerekçeli kararın tebliği için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu önsorun olarak tartışılmış; ancak asıl davada adı geçen davalı hakkında davacıların vaçgeçmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar; Özel Daire’ce bozma nedeni yapılmadığından bu davalı hakkında verilen ilk karar kesinleştiğinden adı geçen davalıya direnme hükmünün tebliğ edilmesine gerek bulunmadığı oybirliği ile kabul edilmiş, önsorun bu şekilde aşılmıştır.
Diğer önsoruna gelince; yerel mahkemece birleşen davada ilk kararda A. Tınas’ın ölümü nedeniyle anne Cennet için 128.225.YTL maddi tazminat isteminin kabul edilmiş olmasına rağmen direnme kararında bu miktarın değiştirilerek 97.014,06.TL tazminat yönünden hüküm kurulmasının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu önsorun olarak tartışılmıştır.
Ölen A. Tınas yönünden anne C.t için direnme kararında verilen maddi tazminatın bozmanın 2.nolu bendi kapsamında kaldığı, bu bentteki bozmaya karşı ise yerel mahkemece uyularak, yeni araştırmalar yapılıp yeni bir hüküm tesis edildiği, hükmün bu kısmının direnmeye konu 3. nolu bozma bendi kapsamında kalmadığı kabul edildiğinden, önsorunun bulunmadığı oybirliği ile kabul edilmiştir.
1-Davacılar Ş. Nur ve E.Nur'un vasisi sıfatı ile H. Tınas ile C. ve S. vekilinin direnmeye konu birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle, 11.07.2005 tarihinde ilk bilirkişi raporundan sonra, yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 27.07.2005 tarihli dilekçe ile talebini ıslah etmiş; aynı gün ve yargılama esnasında verdiği diğer dilekçelerde de açıkça fazlaya ilişkin haklarından vazgeçtiği veya talebini daralttığı yönünde bir beyanı olmamıştır.
Bu durumda, davacılar vekilinin gerek 27.07.2005 tarihli ıslah dilekçesinde ve gerekse 11.07.2005 tarihli ilk bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesinde, açıkça raporu kabul ettiklerini beyan etmediklerinden, bu rapora itiraz etmemiş olması, raporun kabul edildiği anlamına gelmez.
Dolayısıyla, davacıların daha lehine olan ikinci ve üçüncü bilirkişi raporları sonrasında, davacıların asıl davada davasını bir kez ıslah ettiğinden yeniden ıslah edemeyeceğinden, ek dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durum davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaz.
Mahkemece işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile birleşen davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve maddi olguya ilişkin açıklamalar ve aynı hususlara işaret eden Özel Daire kararı dikkate alınmadan, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir.
2-Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden kurulan hükme yönelik temyiz gelince; Mahkemece, 2.nolu bozmaya ve 3.nolu bozmada ölen A. Tınas yönünden anne C. için Verilen maddi tazminata ilişkin uyularak, bozma ilamından sonra yeni araştırmalar yapılıp, yeni bilgi ve belgeler toplandığından ve bozma doğrultusunda araştırma yapıldıktan sonra yeni bir hüküm kurulduğundan uyulan kısımlara ilişkin temyiz itirazlarının Özel Daire tarafından yapılması gerekip, Hukuk Genel Kurulu’nca inceleme yapılamayacağından dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesi gerekmektedir.
S O N U Ç: Yukarıda;
1- (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacılar vekili ve davalı TCDD vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatıranlara geri verilmesine,
2- (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle uyulan kısımlar yönünden yeni hüküm bulunduğundan temyiz itirazlarının incelenmek üzere dosyanın 11.HUKUK DAİRESİ’ne gönderilmesine,
aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.