Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/2-529 E. 2012/779 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin mali gücü ve davalı kadının yoksulluğa düşeceği gözetilerek takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının, davacı erkeğin mali durumunu sarstığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi

TARİHİ : 31/12/2010

NUMARASI : 2010/1635-2010/1707

Taraflar arasındaki “Boşanma,nafaka vs. ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 25.11.2008 gün ve 2008/203-1068 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 14.04.2010 gün ve 2009/5112 E., 2010/7353 K. Sayılı ilamı ile;

(...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...)

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, 4721 s.TMK’ nın 166/son maddesine dayalı boşanma; karşı istek ise yoksulluk nafakası,maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.

Davacı vekili, davalı ile anlaşamadıklarını, daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiğini, ret kararının 18.11.2004 tarihinde kesinleştiğini,bir araya gelmediklerini ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili ise savunmasında,maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilerek, boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, tarafların boşanmalarına, davalı lehine 10.000 YTL maddi, 6.000 YTL manevi tazminat ile on yıllık tüm haklarını kapsamak üzere toptan 15.000 YTL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.

Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, yukarıda başlık bölümünde metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuş; Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını temyize davacı vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nda işin esasına geçilmeden önce, Yerel Mahkemece verilen direnme kararında önceki kararda hükmedilen her bir kalem tekrarlanmadan “Mahkememizin 25.11.2008 tarih ve 2008/203-1068 E.K. sayılı kararındaki yoksulluk nafakası hükümleri dışındaki hükümler kesinleşmiş olduğundan bu konularda karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmuş olmasının usulüne uygun bir direnme niteliğinde bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak görüşülmüş ve görüşmeler sonucunda her ne kadar direnme kararında önceki hükümde yer alan tüm hususların infazda tereddüt yaratmayacak şekilde aynen tekrarlanması gerekir ise de, somut olayda Özel Dairece bozma ilamında yoksulluk nafakası dışındaki hususların onandığı belirtilmekle hükmün bu kısımlarının kesinleştiği, bu nedenle direnme kararının hüküm fıkrasında, kesinleşen hususlara yer verilmemesinin ön sorun olarak kabulüne gerek olmadığına oybirliği ile karar verilmiştir.

İşin esasına gelince; Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175.maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir.

TMK’nın 175.maddesinde belirtildiği üzere, yoksulluk nafakasına mali güç oranında hükmedilmelidir.Davacının aldığı maaş ve hükmedilen maddi tazminat miktarı gözetildiğinde, toptan ödenmesine karar verilen 15.000 YTL yoksulluk nafakası miktarının, davacının mali durumunu sarsacağı kuşkusuzdur.

O halde, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2012 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.