"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2012
NUMARASI : 2011/1692-2012/230
Taraflar arasındaki “rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.11.2010 gün ve 2010/825-1482 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05.10.2011 gün ve 2011/13438-14779 sayılı ilamı ile,
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, davalı yanın haksız eylemi sonucu kamu görevlisinin zarar görmesi nedeniyle davacı tarafından 2330 sayılı yasa gereğince ödenen nakdi tazminatın rücuen ödettirilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay HGK'nun 23.2.2000 gün ve 2000/4-103 Esas ve 124 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere davacı idarenin yaptığı ödeme nedeniyle zarar verene kusuru oranında rücu hakkı bulunmaktadır. Kamu görevlisinin zararı, haksız eylemin meydana geldiği tarihte gerçekleşmiş olup, davalının sorumluluğu da aynı tarihte başlayacağından tazminatın haksız eylem tarihindeki koşullar itibariyle belirlenmesi gerekir.
Somut olayda haksız eylemin 11.02.2007 tarihinde meydana geldiği, Nakdi Tazminat Komisyonu kararının ise 11.03.2010 tarihinde alındığı, bu kararın içeriğinden komisyon kararı tarihindeki en yüksek devlet memuru aylığı gözetilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Haksız eylem tarihindeki en yüksek devlet memuru aylığı esas alınarak tazminatın belirlenmesi gerekirken, mahkemece olay tarihinden sonra alınan komisyon kararı tarihindeki ölçütlere göre belirlenen tazminatın rücuen ödettirilmesine karar verilmesi bozma nedenidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Nitekim Hukuk Genel Kuruluna ait 23.02.2005 gün 2005/4-61,95 sayılı kararda da aynı ilkeler kabul edilmiştir.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, , aynı Kanunun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.09.2012 gününde yapılan ilk görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
1-Davacı tarafından, dava dışı polis memuruna yasa uyarınca ödenen miktarın davalıdan rücuen tahsili istenebilir.
2-Davanın temeli halefiyet olduğuna göre ödenmesi gereken tazminatın miktarı; yaralanan polis memuru davalı aleyhine haksız eyleme dayalı olarak dava açsaydı alabileceği miktarla sınırlıdır. Bu nedenle tazminatın hesaplanmasında BK'nın haksız fiil hükümlerine ve içtihatlara göre hesaplama yapılıp talebi aşmamak üzere belirlenebilecek miktara hükmedilmelidir.
Aksine oluşan çoğunluk görüşüne katılmadığımdan karara muhalifim.
12.09.2012