Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/17-394 E. 2012/643 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kasko sigortası tazminatını talep etme konusunda aracın rehinli olması nedeniyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kredi borcunu ödeyerek rehin hakkını ortadan kaldırdığının anlaşılması ve bu durumun aktif dava ehliyetini sağlaması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 22/09/2011

NUMARASI : 2011/590-2011/536

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.12.2009 gün ve 2009/45 E- 2009/483 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 27.09.2010 gün ve 2010/2992-7301 sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalıya kasko sigortası sözleşmesiyle sigortalı olan aracın pert olacak şekilde hasar gördüğünü, ancak sigorta tarafından hasar bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, ödenmeyen 20.000,00 TL tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, aracın rehin alacaklısı bankadan muvafakat alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, aracın rehin alacaklısı bankanın açık bir muvafakatinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu ve dava dışı .. A.Ş.Kocaeli Şubesi'nin dain ve mürtehin olarak poliçede gösterildiği anlaşılmaktadır.

TTK.’nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270. maddesi hükme gereğince, bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir.

Somut olayda, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı bankanın, dava açmaya ve tazminatın davacıya ödenmesine açık muvafakati olmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Ancak, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunulan belgeye göre, davacı kredi borcunu dava dışı bankaya ödediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacının aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Öte yandan, husumet yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilecek hususlardan olup, mahkemece husumete ilişkin bu yeni durumu değerlendirmek üzere, hükmün bozulması gerekmiştir....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.