Logo

Hukuk Genel Kurulu2012/19-386 E. 2012/655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında akdedilen bayilik devir sözleşmesinden kaynaklanan işyeri devri alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının işyeri devri ile ilgili bir takas talebinde bulunmaması ve davacının işyeri devrine ilişkin alacağının olup olmadığı ve miktarının ne olduğunun saptanmadan, davalının fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 14/11/2011

NUMARASI : 2011/435-2011/518

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. Asliye Hukuk Mahkeme’since davanın reddine dair verilen 20.05.2010 gün ve 2007/598 E., 2010/301 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04.05.2011 gün ve 2010/11600 E., 2011/6147 sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı firma arasında 08.03.2007 tarihli bayilik sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereği davalının 40.000 TL ve 2.500 adetten fazla damacanaların her biri için 6,50 TL olmak üzere ödeme yapacağının kararlaştırıldığını, davalının borcuna mahsuben ödemeleri sonucu bakiye kalan 15.524 TL ile 2.500 adet damacanadan fazla yapılan teslimden dolayı damacana bedeli olarak yaklaşık 18.000 TL’ye yakın borcunun kaldığını, yekun olarak davalı şirketten alacağının 35.000 TL civarında olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, bayilik devir etme yetkisi bulunmayan davacı ile aralarında akdedilen sözleşmenin geçersiz olduğunu, sözleşmede müvekkili şirketin davacıya 40.000 TL ödeme yapacağına dair bir kayıt bulunmadığı, teslim alınan damacanalar karşılığı müvekkilinin toplam 31.363,90 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin borcunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre sözleşme serbestîsi ilkesi gereğince, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçerli olup, sözleşmenin 6. ve 10.madde hükmü gereği 2.500 adet damacananın dükkan ve bayilik devri içerisinde kaldığı, davacı tarafından davalıya 7122 adet damacananın teslim edildiği hususunun ihtilafsız olduğu, 7122-2500=4622 adet damacana bedelinin sözleşmede belirlenen 1 adedinin 6.50 TL üzerinden hesaplanması gerektiği, buna göre hesaplanan 30.043,00 TL’ye karşılık davalı tarafından toplam 31.363,90 TL’lik ödeme yapıldığı, davacı yandan dava dilekçesindeki talep kısmının açıklanmasının istenildiği, davacının 5.02.2010 tarihli dilekçesinde damacana bedeli karşılığı 14.929,10 TL ile işyeri ve dükkan devrinden dolayı 70,90 TL’nin tahsilini talep ettiği, bu miktarların da fazlasıyla davalı yanca ödendiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Davacı, 08.03.2007 tarihli devir sözleşmesinden doğan alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL’lik kısmının tahsilini talep etmiş, 15.02.2010 tarihli dilekçesinde damacana satışı ile ilgili talebinin 14.929,10 TL, işyeri devri ile ilgili 70,90 TL’nin tahsilini istediğini açıklamıştır. Mahkemece, davalının damacana satışı ile ilgili fazla ödeme yaptığı kabul edilerek damacana bedeli yönünden talebi reddedilmiştir. Davacının işyeri devri ile ilgili talebi reddedilirken davalının fazla ödeme yaptığı gerekçe olarak gösterilmiştir. Davacının işyeri devrine ilişkin alacağı bulunup bulunmadığı bu alacağın miktarının ne olduğu saptanmadan, davalının işyeri devri ile ilgili olarak alacak talebine karşı takas talebi bulunmadan davacının işyeri devri ile ilgili talebinin anılan gerekçe ile reddedilmesi isabetsizdir. Mahkemece bu yönler gözetilerek davacının işyeri devri ile ilgili talebi yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.