"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gürün Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2012
NUMARASI : 2012/4-2012/10
Taraflar arasındaki "Kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gürün Kadastro Mahkemesi’nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 18.05.2010 gün ve 2008/82 E.- 97 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 02.06.2011 gün ve 2010/5647 E.- 2011/3737 K. sayılı ilamı ile;
(...Kadastro sırasında 126 ada 6 parsel sayılı 11522,76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı M.. G.. adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile fen bilirkişisi haritasında (B) harfiyle gösterilen 6011,37 m2'lik kısmın son parsel numarası verilerek davacı Hazine adına tesciline, (A) harfiyle gösterilen 5511,38 m2 bölümün tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı Hazine'nin dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazın bir bölümüne uyduğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine ve toplanıp değerlendirilen delillere uygun düşmemiştir.
Dava ve temyize konu ... ada ..parsel sayılı taşınmazın tamamının Hazine'nin dayandığı 08.06.1945 tarih 33 sayılı tapu kaydının miktarı ile kapsamında kaldığından mahkemece Hazine'nin davasının tümü ile kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir...)
gerekçesiyle hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, kadastro çalışmaları sırasında davalı M.. G.. adına zilyetliğe dayalı olarak tespit gören G.. ilçesi, C..Köyü ... ada .. parsel sayılı taşınmazın, hazineye ait 08.06.1945 tarih 33 sıra nolu tapu kapsamı içerisinde kaldığını, tapulu yerlerin zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan tespitin iptali ile hazine adına tespit ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tapu kaydının sınırları sabit olduğundan ve sabit olan sınırlarda zeminde tespit edilip belirlendiği gerekçesiyle tapu kaydının sınırları itibariyle kapsadığı kısım yönünden davanın kabulüne, geri kalan kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, kadastro tesbitine itiraza dayanak yapılan tapu kaydının çekişmeli taşınmaza yeterince uygun olup uygulanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davacının tutunduğu 08.06.1945 tarih 33 sıra nolu tapu kaydının Sivas ili, Gürün ilçesi, C.. köyü, Köyönü mevkiinde, 15000 m2, tarla vasfında, doğusu, M.. G.. b. , M.. G..- k.., H.. G..- g.., İ.. G.. ile çevrili olup okul yeri için yapılan kamulaştırma sonucu oluştuğu, tamamı hazine adına kayıtlı olduğu ve kadastro tesbiti sırasında revizyon görmediği belirgindir.
Mahkemece keşfen yapılan uygulama sonucu dayanılan tapu kaydının kapsamı, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükmü uyarınca belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre dayanılan tapu kaydının doğu, kuzey ve güney yönünde okuyan sınırlarının uyduğu, batı sınırın ise ihtilaflı olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, davacının dayanmış olduğu tapu kaydının kamulaştırma ile oluştuğu, kamulaştırma işlemine ait istimlak evrakları ve krokisinin incelenmesi neticesinde de taşınmazın okul yeri olarak 15000 metre karelik kamulaştırma neticesinde oluştuğu, her ne kadar istimlak krokisinin zemine uygulanabilir teknik harita ve planı bulunmamakta ise de kamulaştırma işleminin 15000 metre kare için yapılmış olduğu gözetildiğinde tapu miktarının dikkate alınması gerektiği de kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, dayanak tapu kaydının mahkeme kabulünde olduğu şekilde sadece 3 sınırının uyduğu kabul edilse bile, tapu kaydının bu niteliği ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca, kapsamının yüzölçümü ile belirlenmesi zorunlu bulunmakta olup kapsamının belirlenmesinde de bu sınırların gözetileceği tartışmasızdır. Bu sınırlara göre kapsam tayin edildiğinde de, dava konusu 126 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tamamının Hazine'nin dayandığı 08.06.1945 tarih 33 sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı ve davalının üstün bir hakkının bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, Mahkemece davacı Hazine'nin dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazın bir bölümüne uyduğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabul, kısmen reddi şeklinde hüküm oluşturulması isabetsizdir.
O halde, yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının, yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.09.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.