"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesince;
"Dava dilekçesinde, hakimlerin hukuki sorumluluğuna ilişkin HUMK'nun 573-576.maddeleri hükümleri uyarınca maddi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.07.2010 gün ve 2010/345-368 sayılı dosyasında; ilk derece mahkemesi hakimi olan davalı hakkındaki davanın, Yargıtay'ın ilgili dairesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmiştir.
HUMK'nun 575/2.maddesinde, İl Asliye Hakimleri aleyhine açılacak sorumluluk davalarında; esas davanın temyiz inceleme mercii olan Yargıtay hukuk dairesinin görevli bulunduğu düzenlenmiştir.
Dava dilekçes içeriğinden, asıl uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen şirketler hukukundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Şirketler hukukundan doğan davaların temyiz inceleme mercii ise, Yargıtay Yasası'nın 14.maddesi gereğince Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığıdır. Şu durumda, hukuki sorumluluk davasında da Yargıtay 11.Hukuk Dairesi görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenle, dava dilekçesinin görev yönünden reddedilmesine karar verilmek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen gerekçe uyarınca;
1-HUMK'nun 575/2.maddesi gereğince, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Kararın kesinlemesinden itibaren 10 gün içerisinde başvurulduğu takdirde, dosyanın görevli 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE…
…"
Dair oybirliği ile verilen 17.01.2011 gün ve 2011/4 E-2011/1 K. sayılı kararın davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573 ve devamı maddelerinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı Hakim aleyhine İlçe Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ibraz edilen 09.07.2010 tarihli dilekçeyle hakimin hukuki sorumluluğuna dayanılarak tazminat talebinde bulunulmuş; İlçe Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'ne gönderilmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla, "…
…dava dilekçesi içeriğinden, asıl uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen şirketler hukukundan kaynaklandığı, bu itibarla hukuki sorumluluk davasında Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin görevli olduğu" gerekçesiyle "dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine" karar vermiş, hüküm davacılar vekillerince temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nce verilen 17.01.2011 hüküm tarihinden sonra, 14 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 09 Şubat 2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve kararları nedeniyle açılacak tazminat davalarında uygulanacak esas ve usule ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir.
09 Şubat 2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 14/2- a bendinde, 1086 sayılı HUMK nun 575.maddesi yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanunun Geçici Madde 2 de;
"12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girinceye kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573'üncü maddesindeki sebeplere dayanılarak açılacak tazminat ve rücu davalarında;
a)Hâkimlerin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davası, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde;…
… açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür…
…"
hükmüne yer verilmiştir.
Şu durumda, 6110 sayılı Kanunda getirilen yeni yasal düzenlemeyle, davalı Hakim aleyhine açılmış bulunan davanın Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, her türlü izahtan varestedir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında 6110 sayılı Kanunla getirilen bu hükümlerin, Anayasa'nın 37., 129., 140.maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek, konunun Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi yönünde görüş bildirilmiş ise de; kesinleşmiş bir hüküm ve kazanılmış haklar söz konusu olmadığından, çoğunlukça bu görüş kabul görmemiş; davanın hangi Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görülüp sonuçlandırılması gereğine dair uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmiştir:
14 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesinin 1/a bendinde, "Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı" belirtildikten sonra, 1/b bendinde "Bir davadaki uyuşmazlık konusu, taraflar arasındaki hukukî ilişkinin aslına değil de bu ilişkiden doğan diğer isteklerle ilgili ise temyiz incelemesi asıl hukukî ilişkiye ait hüküm ve kararları incelemekle görevli dairece yapılır." Hükmüne yer verilmiştir.
O halde, eldeki davaya bidayet mahkemesi sıfatıyla bakmakla görevli Yargıtay Dairesi'nin belirlenmesi noktasında, davacıların talebine esas; davalı Hakimce verilen ihtiyati tedbir kararı ile bu kararın reddi yönündeki karardaki, asıl hukuki ilişkinin irdelenmesi gerekir:
Dava dışı K…
….. Limited Şirketi'nde pay sahibi bulunan eldeki davanın davacılarının, Şirket ortağı ve müdürü olan diğer bir şahsın Şirketi kötü yönettiği gerekçesiyle Şirket ortaklarına olağanüstü toplantı çağrısında bulunmaları nedeniyle, çağrı muhatabı Şirket ortaklarınca Mahkemeden toplantının tedbiren durdurulması talebinde bulunulmuş ve davalı Hakimce, Türk Ticaret Kanunu'nun 538.maddesinde yer alan ortaklar umumi heyetinin toplantıya çağrı esas ve usulleri açıklandıktan sonra, yasal prosedür yerine getirilmeden toplantıya çağrının yapıldığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş, eldeki davanın davacılarının itirazı da reddedilmiştir.
Görülmekte olan davada davacılar, davalı hakimce verilen, kendilerinin de ortağı bulunduğu Şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının durdurulmasına dair ihtiyati tedbir ile bu karara itirazlarının reddi yönündeki kararın, dava dışı Şirket müdürünü koruma amacıyla, sübjektif ifadelerle ve taraflar dinlenilmeksizin yanlı olarak oluşturulduğu ileri sürmüşlerdir.
Şu duruma göre, asıl hukuki ilişki ve uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen şirketler hukukundan kaynaklandığı belirgindir.
Böyle olunca; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesinde öngörülen esaslar uyarınca Dairelerin işbölümüne ilişkin olarak düzenlenen ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 gün ve 2011/1 sayılı kararıyla onaylanarak 02.06.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan karar gereğince, Şirketler hukukundan kaynaklanan davalarda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi görevli kılınmış olmakla, davalı hakimin hukuki sorumluluk davasının Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği açıktır.
Bu itibarla; dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Özel Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 17.01.2011 tarihli görevsizliğe ilişkin kararın onanması gerekir.
S O N U Ç : Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile 4.Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 17.01.2011 tarihli görevsizliğe ilişkin kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 06.07.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.