"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 03.12.2009 gün ve 2009/944 E., 2009/859 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 24.05.2010 gün ve 2010/5940 E., 2010/9136 K. sayılı ilamı ile;
("...Davada, dava dışı müteahhitten satın aldığı dairenin arsa maliki davalılar tarafından Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi fesih edilerek adlarına kayıt ettirildiği ileri sürülerek daire için yapılan iyileştirme bedelinden şimdilik 7000,00 TL'nin tahsili istenilmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı kanun ile değişik; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasında "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı" belirtilmiştir.
Kural olarak, uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Somut olayda, temyize konu bu davada, taraflar arasında düzenlenmiş geçerli bir satış sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu nedenle 4822 sayılı Kanun ile değişik, 4077 sayılı Kanundan kaynaklanan bir uyuşmazlık yoktur.
Dava Borçlar Kanununun Genel Hükümlerine göre açılmış sebepsiz zenginleşme nedeniyle yapılan masrafların tahsili isteğine ilişkindir. Öyle ise mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…
…")
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar vermek gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararının bozulması gerekmiştir.
Diğer taraftan, bozma ilamında bozma nedenine göre bir kısım temyiz itirazları incelenmemiş; bu husus "davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına" cümlesiyle ifade edilmiş olmakla; bu cümlede geçen "davalının" ibaresinin, maddi hataya dayalı olup olmadığı hususu heyetçe ayrıca tartışılmış; dosya kapsamına göre yerel mahkeme kararının sadece "davacı" tarafça temyiz edildiğinin anlaşılmış olmasına göre kullanılan bu ibarenin maddi hataya dayalı olduğu sonucuna varılarak "davalının" ibaresinin "davacının" olarak düzeltilmesine böylece "Davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine; Özel Daire bozma kararında "davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına" cümlesindeki "davalının" ibaresinin "davacının" olarak düzeltilmek suretiyle, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 11.05.2011 gününde, oybirliği ile karar verildi.