Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/2-605 E. 2010/611 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı kadın yararına manevi tazminata hükmedilip hükmedilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin bozma kararından sonra yeni delil sunarak ve gerekçesini değiştirerek verdiği karar, direnme kararı niteliğinde olmayıp yeni bir hüküm sayıldığı için, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi amacıyla Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesi

TARİHİ : 29.06.2010

NUMARASI : 2010/438 E-2010/746 K.

Taraflar arasındaki “Boşanma, maddi-manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, maddi-manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 11.03.2008 gün ve 2007/1091 Esas, 2008/186 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 21.10.2009 gün ve 2009/13976-18014 sayılı ilamı ile;

("...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Evliliğin sona ermesi, tek başına manevi tazminat ödenmesi nedeni olamaz. Davacı koca tarafından davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir olayın varlığı kanıtlanmamıştır. Türk Medeni Kanununun 174/2.maddesi koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırıdır.

Temyiz edilen kararın yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle bozulmasına...")

gerekçesiyle manevi tazminat yönünden bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, boşanma ve ayrıca davalı taraf lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemlidir.

Davacı vekili, davacının daha önce açtığı boşanma davasının red ile sonuçlandığını, red kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıldan uzun süreden beri bir araya gelmediklerini iddia ederek, TMY. nın 166/4. maddesi uyarınca, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın kabulü ile 20.000,00 YTL. maddi, 50.000,00 YTL. manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece tarafların boşanmalarına; davalı kadının hiçbir kusuru olmaksızın boşanmak zorunda kaldığı gerekçesi ile 15.000,00 YTL (TL). maddi, 8.000,00 YTL.(TL) manevi tazminatın davacıdan tahsiline ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile manevi tazminat yönünden bozulmuş; yerel mahkemece, yaşanan olaylar nedeniyle davalının psikolojik sorunlarının doğduğu gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.Hükmü temyize davacı vekili getirmektedir.

Uyuşmazlık; davalı yararına manevi tazminata hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasındadır.

Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasına geçilmeden önce direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu, ön sorun olarak incelenmiştir.

Öncelikle belirtilmelidir ki, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir(HUMK.429 mad.).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Yukarıda anlatılan olayların gelişimine göre, yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de;

İlk kararda davalının yaşanan olaylar nedeniyle psikolojik sorunları olduğu hususuna hiç değinilmediği halde bozma kararından sonra sağlık karnesi örneği de dosyaya konularak davalının psikolojik durumunun bozulduğu gerekçesi ile direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.

Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı, yeni bir hüküm niteliğindedir.

Yerel Mahkemenin bu yeni hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 01.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.