Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/2-577 E. 2010/608 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedilmemesinin bozma kararına rağmen direnilmesi üzerine, direnme kararının niteliği ve temyiz incelemesini yapacak merci uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği yönündeki bozma ilamına rağmen, ilk kararındaki gerekçesini değiştirip yeni bir hüküm kurması nedeniyle, verilen kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı ve temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca değil Özel Dairece yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi

TARİHİ : 13/10/2009

NUMARASI : 2009/894-2009/1178

Taraflar arasındaki “Boşanma-Nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 04.12.2007 gün ve 2007/292 E. 2009/1241 sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.05.2009 gün ve 2008/6935 -2009/9571 sayılı ilamı ile;

(...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md. 185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. md. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). 0 halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın * yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, boşanma, nafaka ve tazminat istemlerine ilişkindir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında, işin esasına girişilmeden önce, Özel Daire ve Yerel Mahkeme kararlarının içerikleri gözetildiğinde, ortada yeni bir hükmün mü, yoksa bir direnme kararının mı, bulunduğu; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, bir ön sorun olarak ele alınmıştır.

Öncelikle belirtilmelidir ki, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemeli; hüküm sonucu da ilk karardan farklı olmamalıdır. (HUMK.429 mad.).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak; gerekçesini değiştirerek veya hüküm sonucunu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Mahkemece, bozmaya konu ilk kararda “davacı tarafça ileri sürülen geçimsizlik sebeplerinin ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ilişkin iddiaların sabit olmadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmiştir.

Davacı vekilinin temyizi üzerine bu hüküm, “… davacı kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesi gereğine” hasren bozulmuştur.

Bozma üzerine Yerel Mahkemece bu kez, “davacının tedbir nafakası isteminin reddine” dair yeni bir hüküm sonucu oluşturulmuş ve ilk kararda yer almayan, “davacının TMK’nun 185/3. maddesinde belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmediği, müşterek yaşamdan kaçındığı, iyi niyetli olmadığı gibi evdeki ziynet ve eşyaları alıp müşterek evi terkinde haklı olmadığı, dolayısıyla boşanma talebinde haksızlığı sabit olan davacının dava açmak suretiyle kendi kusuruna dayanarak hak elde etmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı” gerekçesine dayanılmıştır.

Görüldüğü üzere, Yerel Mahkemece verilen ve direnme kararı olarak nitelendirilen temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 01.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.