Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/18-442 E. 2010/519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, düzenleme ortaklık payı oranının ve maddi hata davasının açılıp açılamayacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Düzenleme ortaklık payının 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca %40'ı geçemeyeceği ve kamulaştırılan zeminin üzerindeki yapıların durumu ile ilgili itirazların 4650 sayılı Yasa ile değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi gereğince maddi hata davası olarak değil, bedel tespiti davası içerisinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 22/04/2010

NUMARASI : 2010/276-2010/296

Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın ve karşılık davanın kabulüne dair verilen 6.4.2009 gün ve 2009/120 E.2009/133 K. sayılı kararın incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 22.12.2009 gün ve 2009/10437 E. 12427 K. sayılı ilamı ile;

(...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

1- Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.

Şöyle ki;

3194 sayılı imar Yasası’nın 18.maddesinin ikinci fıkrasında, belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez hükmüne yer verilmiştir. Dosya içersine Belediye Başkanlığından getirtilen yazılarda dava konusu taşınmazın imar düzenlemesiyle oluşmuş imar parseli olduğu belirtilmesine karşın, bilirkişi kurulunca somut emsal olarak alınan 42 parsel numaralı taşınmazın kadastro parseli olduğu bildirilmiştir. Bu durum karşısında, dava konusu taşınmazın somut emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan değerine düzenleme ortaklık payına karşılık gelen oranda ilave yapılması doğru ise de bu oranın yukarda sözü edilen yasa hükmü uyarınca en fazla %40 oranında olabileceği dikkate alınmadan %60 oranında ilave yapılması suretiyle dava konusu taşınmazın değerinin yüksek tespit edilmesi gerekçesiyle mahkemenin gerekçeli kararı daha önce bozulmuş, bozmadan sonra alınan bilirkişi kurulu ek raporunda belirlenen daha önceki fiyatın doğru olduğu belirtilmiştir. Oysa ki; dava konusu taşınmazın somut emsalle karşılaştırılması sonucu bulunan 82,5 TL/m2 fiyatına %40 oranında düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda ilave yapıldığı zaman dava konusu taşınmazın değeri 115,5 TL/m2 belirlenmesi gerekirken, %60 oranında ilave yapılmak suretiyle taşınmazın değerinin 137,5 TL/m2 olarak belirlenmesi ve belirlenen bu fiyatın hükme esas alınması,

2- 4650 sayılı Yasayla değişik Kamulaştırma Yasasının 10.maddesine dayalı olarak açılan bedel tespiti davalarında, kamulaştıran idare elemanlarından oluşan kıymet takdir komisyonu tarafından düzenlenen raporu mahkemeyi bağlamaz. Bu sebeple, kamulaştırılan zeminin üzerinde yer alan yapıların mevcut olup olmadığı, yüzölçümleri, cins ve sınıfları, yıpranma payları ve enkaz bedelleri ile ilgili saptamalara karşı dayalı malik tarafından ayrıca bir dava (maddi hata) açılmasına gerek yoktur. Bu sebeple davalı tarafça harcı yatırılarak açılmış bulunan maddi hata davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı-karşı davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 20.10.2010 gününde, dava konusu taşınmazın değerinin 115,5 TL/m2 olarak belirlenmesi gereğine işaret eden (1) numaralı bozma gerekçesi yönünden oyçokluğu ile; davalı tarafça açılmış bulunan maddi hata davasının reddi gereğine işaret eden (2) numaralı bozma gerekçesi yönünden oybirliğiyle karar verildi.