"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sarıyer 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16.02.2010
NUMARASI : 2009/429 E-2010/15 K.
Taraflar arasındaki “Mirasın Hükmen Reddi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sarıyer 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.12.2008 gün ve 2008/211 E., 2008/447 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 05.10.2009 gün ve 13080-16558 sayılı ilamı ile;
(…Davacıların müteveffa U... E... ’ye ait terekenin mevcudunun nelerden ibaret olduğunu tespit etmek amacıyla dava açmış olmaları, mirası örtülü olarak kabul ettikleri anlamına gelmez.
Toplanan delillerden müteveffa U.... E... ’nün terekesinin borca batık olduğu sabit olup davanın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacılar vekili, muris U... E...’nün terekesinin borca batık olduğunun tereke tespit davasında ortaya çıktığını, bu nedenle mirası reddettiklerini ileri sürerek mirasın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece süresi içerisinde mirasın reddi istenmediğinden, açılmış olan dava ile davacıların mirası örtülü olarak kabul etmiş sayılacakları ve terekenin borca batık olduğu hususunun ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme aynı gerekçe ile kararında direnmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’(TMK)nun 605.maddesinin 2.fıkrası;
“Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.”
Hükmünü içermekte olup; madde metninden de anlaşılacağı üzere hükmi reddin sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması gerekmemektedir; yeter ki mirasçı TMK’nun 610.maddesinin ikinci fıkrasında açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş sayılmasın.
TMK.nun 610/2.maddesinde ise;
“Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez.” denilmektedir.
Terekenin tespiti için davacılar tarafından açılan dava, bu kapsamda olmayıp davacıların mirası örtülü olarak kabul ettikleri sonucunu doğurmaz.
Tüm dosya kapsamından terekenin borca batık olduğu anlaşıldığına göre Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.09.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.