Logo

Hukuk Genel Kurulu2010/21-194 E. 2010/219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sigortalının, ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararıyla düzeltilen doğum tarihinin, sigortalılık ve tahsis işlemlerinde uygulanıp uygulanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 120/2. maddesi gereğince, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarında yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınması gerektiği gözetilerek, ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen yaş tashihi kararının sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı belirtilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kahramanmaraş İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.03.2008 gün ve 2008/37 E.- 174 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 15.06.2009 gün ve 2008/10922 E.-2009/8522 K. sayılı ilamı ile;

(...Dava, davacının Mahkemece düzeltilen doğum tarihinin sigortalılık ve tahsis işlemlerinde uygulanması istemine ilişkindir

Yerel Mahkeme, davacının doğum tarihinin Temmuz 1957 olarak tespit edildiğine ilişkin Mahkeme kararı olduğundan bahisle sigortalılık ve tahsis işlemlerinde Temmuz 1957 tarihinin uygulanmasına karar vermiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 120/2 maddesi, (Bağ-Kur Yasanının 66.maddesi) bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Gerçekten anılan Yasa'nın 120/2.maddesi (66.maddesi) çok açık olarak "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında "sigortalıların ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri.... esas tutulur." Hükmünü içermektedir. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim Bağ-Kur Yasası 66.madde Sosyal Sigortalar Yasasının 120/2.maddesi ve Emekli Sandığı Yasanında da anılan maddeye paralel Hükümler getirilmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 9.10.2002 gün ve 2002/21-761 Esas sayılı kararı da bu yöndedir.

Bu özel düzenleme dışında ki kesinleşmiş bir yargı kararının uygulamalarda geçerliliğini koruyacağı tartışmasızdır.

Somut olayda, davacı, Sosyal Sigortalar Kurumuna ilk defa 23.04.1980 tarihinde tescil edilmiş, yaş tashihi kararı ise 10.09.1975 tarihinde verilmiş ise de 02.09.1998 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkeme kararlarının kesinleşme tarihinden itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracağı tartışmasızdır.. Bu durumda yukarıda belirlenen esaslar nazara alındığında, ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş tashihinin, sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı tabiidir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.04.2010 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.