Logo

Hukuk Genel Kurulu2009/4-14 E. 2009/47 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, nafaka artırım davasına verdiği cevap dilekçesinde davacının kişilik haklarına saldırıp saldırmadığı ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının cevap dilekçesindeki ifadelerinin yasal savunma sınırları içerisinde kaldığı ve hukuka aykırı bir beyan niteliğinde olmadığı, davacının kişilik haklarını ihlal amacı taşımadığı gözetilerek yerel mahkemenin manevi tazminata hükmeden direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “

“manevi tazminat“

“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 8.3.2007 gün ve 2006/170 E, 2007/74 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 13.3.2008 gün ve 2007/7410 E, 2008/3230 sayılı ilamı ile,

(...Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.

Davacı, nafaka artırım davası nedeniyle davalının verdiği cevap dilekçesinde kullandığı ifadelerin savunma sınırını aşarak kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek tazminat isteminde bulunmuştur.

Davalı, cevap dilekçesinin içeriğinin doğru olduğunu savunma sınırları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının kişilik hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya kapsamına göre, davacı ile davalının bir süre evli kaldığı, tarafların boşanmaları nedeniyle müşterek çocuklarının velayetinin davacı anneye verildiği ve çocuk lehine nafakaya hükmedildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından birçok kez nafaka artırım davası da açılmıştır.

07/01/2005 tarihli nafaka artırım davası nedeniyle davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde “

“Davacı ile 31/08/1992 yılında evlendiğini bu evlilikten Kübra isimli kızının olduğu, davacının annesinin müdahale ederek davacıyı etkilediğini, annesinin etkisinde kalan davacıda kişilik zafiyeti oluştuğunu, psikolojik tedavi gördüğünü bu nedenle evliliği yürütemediğini ayrıca kızı için aylık 223 YTL nafaka ödediğini, kendisinin huzursuz edilmek amacıyla nafakanın 350 YTL'ye çıkarılmak istendiğini, 7. sınıf bir öğrencinin ayda 700 YTL harcamasının imkansız olduğu”

” biçiminde savunmada bulunmuştur.

Davaya konu cevap dilekçesi içeriği, davacıya ait doktor raporu birlikte gözetildiğinde davalının kişilik hakkını ihlal amacıyla yazılı ifade de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalının yasal savunma sınırı içerisinde kaldığı ve hukuka aykırı bir beyanın bulunmadığının kabulü gerekir. Bu nedenle davanın tümden reddi gerekirken yazılı biçimde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.