"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2008
NUMARASI : 2008/27-2008/281
Taraflar arasındaki “hak edilen ücret derecesinin tespitiyle intibakının yapılması ve işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.02.2007 gün ve 2007/108-66 sayılı kararın incelenmesi davalı T. C. Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.11.2007 gün ve 2007/37741-35946 sayılı ilamı ile; (...Mahkemece, 15.10.2001 ile dava tarihi olan 12.03.2004’e kadar olan alacakları için istek gibi ancak kesin olarak hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık devir protokolü ve Toplu iş Sözleşmesi’nin yorumlanmasından kaynaklandığı gibi tesbit niteliğinde olup geleceğe yönelik olarak da devam edebileceğinden miktar itibari ile kesinlik sınırının olayda uygulanması mümkün değildir. Böyle olunca kesin olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu anlaşılmakla, dosyanın esastan incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
1-Davacı bugün seri halde dairemizce incelemesi yapılan dosyaların ortak olan dava dilekçesinde, 20.08.2001 günlü protokolle 245 kişinin intibak işlemlerinin yapıldığını, ancak daha sonra 238 kişinin intibak işlemlerinin yeniden değerlendirildiğini, 111 işçinin askerlikte geçen sürelerinin Toplu İş Sözleşmesi'nin 23.maddesi nazara alınmadan, geriye kalan 127 işçinin ise intibak işlemlerinin düzeltilerek uygulanmak üzere sendikanın başvurusu üzerine davalının yazı yazdığını ancak davalının bu intibakları uygulamadığı gerekçesi ile ortak dava dilekçesinde tesbit ve fark alacak isteğinde bulunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yine aynı mahiyette ortak raporla 124 ve 111 işçinin askerlik süreleri nazara alınmadan yapılan intibaklarının hatalı olduğu bildirilerek işçilerin bu süreleri değerlendirilip, mevcut ücret, kıdem ve öğrenim durumları dikkate alınarak ekteki bir liste ile intibakı yapılması gereken derecesi ve buna göre fark alacakları belirlenmiştir. Davacılar arasında bayanlar olduğu gibi her davacı için hangi nedenle hatalı intibak yapıldığı ve bunun dayanakları açıkça belirlenmiş değildir.
Böyle olunca öncelikle her dosyaya her davacı için önceden yapılan intibakla ilgili kayıtlar konulmalı, davacı bu intibaka hangi nedenle itiraz ettiğini somut olarak belirtmeli, gerek yapılan intibak gerek itiraz edilen nedenle ilgili tüm yazılı kayıtlar dosyaya konulmalı, sonra bilirkişiden her dosya ile ilgili yapılan intibakın neden hatalı olduğuna ilişkin rapor alınmalı ve sonucu bir değerlendirmeye tabi tutularak hüküm kurulmalıdır. Ortak dava dilekçesi, ortak bilirkişi raporu ve uyuşmazlığı somutlaştırmayan delillerle sonuca gitmek mümkün değildir.
2-Kabule göre ise; uyuşmazlık Toplu İş Sözleşmesi'nin uygulanmasından değil, genel olarak intibak protokolünün yanlış uygulanmasından ve yorumlanmasından kaynaklandığına göre yasal faiz yerine en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmesi ise hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İşin esasına girilmeden önce yapılan incelemede;
Toplu iş sözleşmesine bağlanmış bir hakkın verilmemesi veya eksik verilmesinin toplu hak uyuşmazlıklarını ortaya çıkarmasıyla, toplu iş sözleşmesine dayalı iş uyuşmazlıklarının çözümünde yargıcın, toplu iş sözleşmesini yorumlayarak karar vermesinin gerektiği ve içerisinde özel bir tespit hükmü niteliğinde olan yorum kararını da barındırması karşısında bu tür uyuşmazlıkların temyiz incelemelerinde, HUMK 427. madde de belirtilen miktar itibariyle kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiği, dolayısıyla bu davaların miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu hususu Hukuk Genel Kurulu’nun 12.04.2006 gün ve 2006/9-188-190 sayılı kararında da benimsenmiştir. Ayrıca; dava dilekçesinde “…hak ettiği ücret derecesinin tespitine ve intibakın yapılmasına…” karar verilmeside istenildiğinde bu tür taleplerde değere bakılmaksızın temyizinin kabil bulunduğu kabul edilmelidir.
Esasın incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.09.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.