Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/20-393 E. 2008/403 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kazandırıcı zaman aşımı yoluyla tapu tescili davasında, genel arazi kadastrosu sonucu orman niteliğinde çalılık olarak tespit dışı bırakılan taşınmazın tapuya tescil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Genel arazi kadastrosu sırasında orman vasfında çalılık olarak tespit dışı bırakılan taşınmazın, orman kadastrosu yapılmadan önce orman sayılan yerlerden olduğu ve orman kadastrosunda da orman sınırları dışında kalmadığı sürece yirmi yıllık zilyetliğin kazanıma etkisi olmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 22/05/2007

NUMARASI : 2007/132-2007/149

Taraflar arasındaki “tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.12.2003 gün ve 2002/234 E, 2003/518 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 2.05.2005 gün ve 2005/1791 E, 5707 K. sayılı ilamı ile, (...Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ....Köyünde bulunan toplam iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiş, M... D..davaya katılmıştır. Mahkemece, davacı ve katılan gerçek kişinin davasının kabulüne, fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide (A) ile gösterilen 6015 m2 ve (B) ile gösterilen 7250 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı M..A.., (C) ile gösterilen 33200 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ise 4/5 hissesinin davacı M..A.., 1/5 hissesinin katılan Murat Demirkan adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Orman Yönetimi vekili ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1954 yılında yapılmış ve sonuçları 06.07.1954 – 04.08.1954 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.

İncelenen dosya kapsamın göre, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1954 yılında yapılmış ve 05.08.1954 tarihinde kesinleşmiş olup, davaya konu taşınmaz orman niteliğinde çalılık olması nedeniyle tapulama harici bırakılmış olduğundan, Medeni Yasanın 713. maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, orman kadastro işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın tespit tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre orman - çalılık yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılarak orman olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın orman olmadığı hususu, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman tahdidi dışında kalması halinde kabul edilebilir. Bu durumda, tahdidin kesinleşmesi tarihi zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edecektir. Başka bir anlatımla, yörede yapılacak orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar, taşınmaz orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden daha önceki tarihlerdeki zilyetliğe değer verilemeyecektir.

Yargıtay H.G.K.nun 24.10.2001 gün, 2001/8-464/751 Sayılı kararı ile H.G.K. 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, genel arazi kadastrosu sırasında orman vasfında çalılık olarak tespit dışı bırakılan taşınmazın öncesinin orman olduğunun kabulü ile daha sonraki tarihte yapılacak orman kadastrosunda tespit harici bırakılmasından dava tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlikle kazanma süresinin gerçekleşmediği durumda davanın reddinin gerekeceğinin hükme bağlanmıştır. Davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmadığı gözetildiğinde davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, davacı ve katılan gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı Orman İdaresi, Hazine, vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalılar Orman Yönetimi ve Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının Orman İdaresine geri verilmesine, 28.06.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.