Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/14-362 E. 2008/368 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhale yoluyla satın alınan taşınmazın mülkiyetinin alıcıya geçişi ve ihale onaylanmama işleminin iptali sonrasında oluşan değer artışının kime ait olacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İhtiyari ihale sonucu alınan taşınmazın mülkiyetinin tapu siciline tescille geçeceği ve Medeni Kanun'un mülkiyetin tescilden önce kazanılmasına ilişkin şartlarının olayda gerçekleşmediği gözetilerek, alıcının ihale tarihinden dava tarihine kadar geçen süredeki değer artışından sorumlu tutulmaması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 31/01/2008

NUMARASI : 2007/473-2008/44

Taraflar arasındaki “ Tapu İptali ve Tescil ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.11.2006 gün ve 2005/475 E. 2006/529 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 17.05.2007 gün ve 5065-5831 sayılı ilamı ile;(... Dava, 6.11.1991 tarihli ihale satışına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Davalı ihalenin Milli Emlak Genel Müdürlüğünce onaylanmadığını, arada geçen sürede taşınmaz değerinin arttığını, dava tarihindeki bedelin ödenmesi halinde dava konusu taşınmazın davalıya ihalesiz temlik edileceğini, açılan davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece ihale bedeli olan 836.50 YTL ile bunun dava tarihine kadar işlemiş faizi 12.918.91 YTL. toplamı 13.755.41 YTL davalıya ödenerek istemin kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü davalı temyiz etmiştir.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; .... parsel sayılı taşınmaz satış ihalesinin 6.11.1991 tarihinde 836.50 YTL bedel üzerinden yapıldığı ihale şartnamesi gereği onay makamı olan Milli Emlak Genel Müdürlüğünce ihalenin onaylanmadığı, 9.12.1991 günlü onaylamama işleminin iptali için davacı tarafından İdare Mahkemesine dava açıldığı, İdare Mahkemesince onaylanmama işleminin iptal edildiği, kararın Danıştay 6.Dairesince 9.02.2000 tarihinde onaylandığı, karar düzeltme isteminin de 12.6.2001 tarihinde sözü edilen dairece reddolunduğu, böylece bu tarihte satış işleminin onaylanmama kararının ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, 12.6.2001 tarihine kadar geçen süredeki taşınmaz değerindeki artışlara davacının kusuru ile sebebiyet vermediği yargı kararları ile sabittir. Dolayısıyla davacıyı 12.6.2001 tarihine kadar geçen süredeki taşınmaz değer artışından sorumlu tutmak mümkün değildir.

Ancak, dava 16.12.2005 tarihinde açılmış, davacı davayı geç açmak suretiyle davalı Hazinenin zararının artmasına sebebiyet vermiştir. Hal böyle olunca mahkemece; ihalenin onaylamama işleminin iptaline ilişkin yargı kararının kesinleştiği 12.06.2001 tarihindeki taşınmazın olası değeri ile davanın açıldığı 16.12.2005 tarihindeki olası değeri yerinde keşif yapılarak ve bu husustaki taraf delilleri toplanarak bilirkişiye yöntemince hesap ettirilmeli, 16.12.2005 tarihi ile 12.6.2001 tarihleri arasında tespit edilecek değer farkına ilk ihale bedeli olan 836.50 YTL. ilave edilerek davacıya bu tutarın depo ettirilmesi suretiyle istem hüküm altına alınmalıdır. Değinilen yön bir yana bırakılarak taşınmaz değerini faiz hesabı ile bulan bilirkişi raporuna bağlı kalınarak davanın kabulü doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN:Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Borçlar Kanunun 231/1.maddesi uyarınca ihtiyari ihale sonucu alınan gayrimenkulün mülkiyeti ancak tapu siciline kaydedilmekle intikal edeceğine ve Türk Medeni Kanunun 705. maddesinde yer alan mülkiyetin tescilden önce kazanılmasına ilişkin şartlar somut olayda bulunmadığına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA ,07.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.