Logo

Hukuk Genel Kurulu2008/19-355 E. 2008/372 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ticari işletmenin devri halinde, devreden ile devralanın borçtan sorumluluğu ve bankanın yönetim kurulu kararının ibra niteliğinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İbranın iki taraflı bir işlem olması ve banka yönetim kurulu kararlarında ibra ifadesine yer verilmemesi, ayrıca BK 179. maddesi uyarınca işletmenin devrinde önceki borçlunun devralanla birlikte iki yıl süreyle borçlardan sorumlu olması ve BK 142. maddesi uyarınca alacaklının müteselsil borçlulardan istediği kişiden alacağını talep edebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi

TARİHİ : 27.09.2007

NUMARASI : 2007/357 E-2007/503 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 4.Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.7.2005 gün ve 2002/636-2005/462 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.6.2006 gün ve 2005/11071-2006/6903 sayılı ilamı ile, (“...Davacı bankanın İzmir Pasaport Şubesi ile Demok Kimya Koll. Şti. ve ortaklar arasında kredi sözleşmeleri imzalandığı diğer davalının da müteselsil kefil olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.

Banka 10.9.2001 tarihinde hesabı kat ederek ihtiyati haciz kararı almış ve icra takibine geçmiştir.

Dava itirazın iptali ve %40 tazminat istemine ilişkindir.

Davalılar vekili, bankadan kredi kullanıldığının doğru olduğunu ve kullanılan kredinin geri ödenmesinde zorluk çekildiğini, borçlu şirkete ait Pet şişe Üretim Tesisin bankanın teklifi ve oluru ile Alemdar Holding bünyesindeki ......Paketleme San.A.Ş’ne devir edildiği, bu devrin amacının bankaya olan borcun alıcı firma tarafında ödenmesi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı vekili delil olarak 15.9.1998 tarihli ön sözleşme 17.11.1998 tarihli satış sözleşmesi ve bankanın yönetim kurulunun 2.10.1998 tarihli 34 sayılı ve 2.8.1999 tarihli 25 sayılı kararlarına dayanmıştır.

Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre 2.10.1998 tarih 34 sayılı banka yönetim kurulu kararı ile 2.500.000 Dolar’ın davalılar tarafından ödenmesi şartıyla kalan borcun dava dışı ......A.Ş’den tahsilinin kararlaştırıldığını ve 2.500.000 Dolar’ın davalılar tarafından ödendiğini, davalıların yönetim kurulu kararlarına göre ticari işletmeyi devir ettiğini bankanın yönetim kurulunun aldığı karardan dolayı sorumlu olmadığını iddia edemeyeceğini, dolayısıyla dava konusu borçtan dolayı davalılar hakkında icra takibi yapamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı tarafından ibraz edilen 15.9.1998 tarihli ön sözleşme ve 17.11.1998 tarihli satış sözleşmesi başlıklı sözleşmeler BK.nun 179.maddesi anlamında bir ticari işletmenin devri niteliğindedir. BK.nun 179. maddesinde “Bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimse bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olur. Şu kadar ki, iki yıl müddetle evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır; bu müddet muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve daha sonra muaccel olacak borçlar içinde muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlar” hükmü bulunmaktadır. Yukarıda anılan sözleşmelerin bankanın bilgisi dahilinde yapılması bankanın borçtan dolayı davalıları ibra ettiği şeklinde yorumlanamaz. Bu yön gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, ibranın hukuksal nitelikçe iki taraflı bir işlem olması karşısında, davacı Banka Yönetim Kurulu’nun konuyla ilgili 2.10.1998 ve 2.8.1999 günlü Yönetim Kurulu Kararlarının davalı şirketin dava konusu borçla ilgili olarak ibra edildiği şeklinde yorumlanmasına hukuken olanak bulunmamasına; esasen anılan kararlarda ibra konusunda herhangi bir ifadenin de yer almamasına; öte yandan, Borçlar Kanunu’nun 179.maddesi uyarınca bir işletmenin devrinde önceki borçlunun, devralanla birlikte iki yıl süreyle işletmenin borçlarından müteselsilen sorumlu bulunmasına, aynı Kanunun 142.maddesine göre de, alacaklının müteselsil borçluların tamamından veya birinden borcun ödenmesini istemesinin mümkün olmasına ve borç tamamen ödeninceye kadar müteselsil borçluların sorumluluklarının devam etmesine göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığından, 14.05.2008 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.